2015 acısı

Abone Ol
Gerçi 2014 de öyleydi, tek başına Soma katliamı bile,belleğimize, adının binlerce yıl lanetle anılmasına yetecek kadar büyük bir acı yüklemişti…
Ama doğrusu bu ya, 2015, acının katmerlendiği, hertürlü insani göstergede dibin de dibinin bulunduğu bir yıl oldu;tek sözcükle açıklamak gerekirse karabasan gibi geçti koca yıl…
Dünyanın tüm anakaralarında zulmün bin bir türlüsü, iş cinayetlerini; katliamlar, sürgünleri; zorunlu göçler, büyük insani dramları kovaladı…
Her yer aynıydı belki, ama bizim coğrafya bambaşka kanadı…
Bin yıllardır, göğünden silah sesi hiç eksik olmayan Ortadoğu, kandan bir göl olarak çizildi acının haritasına…
Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Türkiye’de karabulutlar gibi göğe asılıp kalan acılı ağıtlar, dünyanın üstüne, lanet olup yağdı…
Yaşananlar, insanlığın ortak acısı olduğu kadar ortak utancıydı da…
Biz de payımızı çokça aldık bundan, tekmil Anadolu,2015’te, acılı, hüzünlü, yaralı ve mahzundu…
Gizli mahfillerde kotarılıp, kara yüzlü cellatlarca gerçekleştirilenSuruç, Ankara katliamları onulmaz bir yara olarakbin yıllarca kanayacak içimizde…
Sevgili ölülerimizin aziz hatıralarına alçak ağızlardan yükselen ıslık sesleri, “Ya Allah, Bismillah, Allahuekber” nidaları, ortak utancı olarak, dünya durdukça insanlığın kulaklarında çınlayacak…
 
NE OLDU DA BUNCA ZALİM OLDUK
2015’te unutmayı çok isteyeceğimiz, ancak kendimizle baş başa kaldığımızda hep gözümüzün önüne gelecek,kâbusfotoğraflar eklendi görsel hafızamıza…
Sahillere vuran ölü çocuk bedenleri, hain pusularda parçalanmış bedenler, panzerin arkasında sürüklenen cesetler; yanmış, yakılmış mabetler, harabeye döndürülmüş evler, öldürülmüş çocuklar ve ille de ağıt yakan, dövünen acılı insanların iç kaldıran fotoğrafları uzun metrajlı bir korku filminin çok iyi çekilmiş sahneleri olarak nakşoldu beynimize…
Ölümün ne olduğunu duyumsayamayacak yaştaki çocuklar, bin türlü alçaklıkla süren iktidar savaşının kurbanı olurken, muktedirler, cansız çocuk bedenlerininüstüne kurdu tahtlarını…
En kötüsü de şu ki, ölümlerden haz duyan, ne kadar çok ölü çocuk bedeni görürse o kadar mutlu olan, zalimlere “Çoluk, çocuk demeyin, acımayın, köklerini kazıyın” diye destek veren kara vicdanlıların sayısı kahhar ekseriyete ulaştı…
Onlarca medeniyete mesken olmuş, tarihe kavimler kapısı olarak geçmiş kadim topraklar, vicdanını yitirmiş insanların diyarına dönüştüakıl almaz bir hızla.
Barışın, kardeşliğin ülkesi olmakla övünüyorduk oysa…
İnsani hasletlerimiz topal karıncayı merhemleyip salıverecek kadar inceydi…
Ne oldu da bunca zalim oldu bu insanlar, gözü, dünyevi iktidarlarından başka hiçbir şeyi görmeyen tiranların kapısında kul olmayı nasıl sindirdi içlerine?
 
GERÇEKLEŞMESİNİ ÇOK İSTEDİĞİM BİR DİLEĞİM VAR
Aydınlık yarınlara olan inancımın hiç durmadan körüklendiği gençlik yıllarımda uzun uzun iyi dilek mesajları yazardım dostlarıma…
Yılbaşlarında, bayramlarda özene bezene kurduğum cümlelerden oluşan yüzlerce kart gönderirdim…
Nazım’ın dediği gibi, tepeden tırnağa iman, tepeden tırnağa kavga hasret ve ümitten ibarettim; umut, her yanımdan taşıp, çağıldayarak akıyordu yarınlara…
Yaşlandıkça profili iyice düştü dileklerimin, hangi dilekte bulunsam aksi oluyordu çünkü…
Üç, beş yıl, “Hiç değilse bitenden daha iyi bir yıl olsun buna da razıyım” dedim, o da olmayınca, hiçbir şey yazmadım bir süre…
Sosyal paylaşım sitesindeki sayfamda da belirttim, bu yıl gerçekleşmesini çok istediğim bir dileğim var…
Bunun için kime niyaz etmem, yakarmam, hamt ve senadabulunmam, hangi mabette ibadet, dua, zikir etmem gerekirse etmeye; pirlerin, ulu şeyhlerin, baba erenlerin, hahamların, keşişlerindivanına yüz sürüp, elini eteğini öpmeye hazırım…
Gerekiyorsa camiye de giderim havraya da; kilisede mum yakıp tapınaklarda en ilkel tanrılara -kurban kesmek hariç-, tapınmaya da hazırım hatta…
2016 çocukların öldürülmediği bir yıl olsun, ne olur…
Daha ölümün ne olduğunu bile duyumsayamayacak yaşta çocuklar, alçakça sürdürülen iktidar savaşlarının kurbanı olarak, girmesinler toprağa…
Ne olur, silah seslerinin yerini neşeli maytap sesleri alsın…
Muktedirlerin hırs dolu sözleri değil de, şen çocuk sesleri çınlasın kulaklarımızda…
Ne olur…