2022’de iflaslar artacak

Abone Ol

Dünyada durumlar iyi gitmiyor…

Ekonomik durumlar tabii ki!

Bizde de aynen böyle, gittikçe dibe vuruyoruz, batıyoruz, paramız pul oluyor, esnaf tüccar iflasları oynuyor.

Bu önümüzdeki yıl da sürecekmiş, ekonomistler böyle diyor…

Devletler önlem alıyor ama bir noktaya kadar.

Pandemi nedeniyle devreye giren ekonomik tedbir ve devlet destekleri, 2020 yılından bu yana iflasların bastırılmasına yardımcı oldu. Euler Hermes’in yayınladığı Küresel İflas Raporu, iflaslarda 2020 yılında yüzde 12'lik, 2021 yılında ise yüzde 6’lık bir düşüşe işaret ediyor.

Ancak devlet desteklerinin kademeli olarak kaldırılmaya başlaması ile 2022’de iflaslarda küresel çapta yüzde 15 artış bekleniyor.

2021 yılı içerisinde şirket iflaslarının aydan aya değişkenlik gösterdiği Türkiye’de ise ilk sekiz ayda yüzde 8'lik bir düşüş kaydedildi. Türkiye’de şirket iflaslarındaki düşüşün yılsonunda yüzde 15’i bulacağı tahmin ediliyor.

2020 yılından bu yana iflasların bastırılmasına yardımcı olan destek önlemlerinin geri çekilmesi, ticari iflasların kademeli olarak normal seviyelerine dönmesi için zemin hazırlıyor. Dünyanın önde gelen alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in 44 ülkedeki iflasların seyrini yakından incelediği Küresel İflas Raporu’na göre 2020 yılındaki yüzde 12’lik ve 2021 yılındaki yüzde 6’lık iki yıllık düşüşten sonra, 2022 yılında iflaslarda yıllık yüzde 15’lik bir artış bekleniyor.

Euler Hermes’in Küresel İflas Raporu’na göre, iflaslar 2021 yılının sonunda çoğu ülkede düşük seviyede kalmaya devam edecek ve iflas seviyelerinde gecikmeli normale dönüş için hızlanma ancak 2022 yılında başlayacak. Ancak 2022 yılında bile iflas seviyesi birçok ülkede ortalama yüzde 4 ile Covid-19 öncesi seviyelerin altında kalacak.

Türkiye’de 2021’de iflaslarda düşüş bekleniyor

Şirket iflaslarının yüzde 13 ile 2013 yılından bu yana en yüksek seviyeyi gördüğü Türkiye ise 2020 yılında iflaslarda artış görülen Polonya, Bulgaristan ve Estonya ile bazı Latin Amerika ülkeleri (Şili, Kolombiya) gibi az sayıdaki ülkelerin arasında yer aldı.

Türkiye’de 2021 yılı içerisinde şirket iflasları aydan aya oldukça değişken seyretti. Yine de 2020 yılındaki 8 bin 871 vakaya kıyasla yılın ilk sekiz ayında 8 bin 180 vaka ile yıllık yüzde 8'lik bir düşüş kaydedildi. 2016 yılından beri aynı dönemde ortalama 8 bin 70 iflas gerçekleştiği göz önüne alındığında, iflasların çoktan pandemi öncesi seviyesine döndüğü görülüyor.

Avrupa, ABD ve Asya’da durum nasıl?

Yeni kısıtlamalar ve politika desteğinin daha sınırlı olması nedeniyle Afrika’da 2021 yılından itibaren iflas seviyelerinin Covid-19 öncesi seviyelerinin üzerine çıkması bekleniyor. Orta ve Doğu Avrupa’yla Latin Amerika için aynı durum ise 2022 yılında söz konusu olacak.

Batı Avrupa’daysa durum biraz daha karışık gözüküyor. Covid-19’a duyarlı sektörlerin tüm sektörler içinde payının yüksek olduğu İspanya ve İtalya, 2022 yılında iflaslarda eski seviyelere dönüşü büyük oranda tamamlayacak (her iki ülke için iflas rakamları sırasıyla 5 bin 111 ve 10 bin 500). Buna karşılık, büyük destek paketleri ve/veya destek önlemlerinin uzatılması nedeniyle, 16 bin 300 iflas ile Almanya, 37 bin iflasla Fransa, 8 bin 150 iflasla Belçika ve 2 bin 400 iflasla Hollanda'da kriz öncesi seviyelere geri dönüş daha çok zaman alacak.

ABD, 2021 ve 2022 yıllarında düşük kalmaya devam edecek iflas rakamlarıyla belirgin bir istisna olacak. Bunda, büyük devlet desteği ve otuz yılı aşkın süredir görülen en hızlı ekonomik toparlanma rol oynayacak. Pandemiden daha hızlı çıkarak ekonomik olarak daha erken toparlanmaya geçen Asya’da da 2022 yılında, 2019 yılına kıyasla daha az iflas gerçekleşecek.

İflasların görünümünü beş faktör belirleyecek

  • Ekonomik toparlanmanın küresel ivmesi. Bu ivme, destek önlemlerinin kaldırılma hızını ve buna bağlı olarak ticari iflasların normal seviyelerine geri dönme hızını da etkileyecek. Çoğu gelişmiş ekonomi, 2021-2022 ’de iflasları istikrara kavuşturmak için yüzde 1,7'nin üzerindeki gerekli GSYH büyümesini yakalayacak.
  • Şirketlerin nakit kullanım dinamiğini de etkileyeceği için devlet desteklerinin terk edilme hızı,
  • Hâlâ yüksek iflas riski altında olan birçok kırılgan şirket. Özellikle, acil durum önlemleriyle ayakta kalan Covid-19 öncesi 'zombi şirketler' ve krizden kaynaklanan ekstra borçlarla zayıflayan şirketler,
  • Şirketlerin finansal durumlarının bozulması ve bunun borç sürdürülebilirliği sorunlarını arttırması,
  • Yeni şirket sayısındaki artış. Artan işletme sayısı, mekanik olarak iflaslarda da potansiyel bir artış anlamına geliyor. Bu durum, özellikle de pandeminin yarattığı yeni ihtiyaçların karşılanmasına yönelik sektörlerde (örneğin; eve teslim) açılan ancak tutunabilme şansı belirsiz şirketler için geçerli.