TTK Üzülmez Müessesi’nde gerçeğini aratmayan yangın tatbikatı TTK Üzülmez Müessesi’nde gerçeğini aratmayan yangın tatbikatı

İlk olarak kürsüye Osman Zaimoğlu çıkarak konuşmasında ve şu ifadelere yer verdi; “Bugün çok güzel bir tarih 4 Eylül bayramınız Sivas kongresi ile Sivas kongresinde yer alan başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve beraberindekilerle Sivas kongresi kuruldu. Bizde Zonguldak’ta önce belediyeyi hep birlikte alacağız” diyerek başladı.

İDDİALARIN YANLIŞ OLDUĞUNU HERKESE KANITLAYACAĞIM
Zaimoğlu; “Bu günden sonra, ‘daha iyisini nasıl yaparız’ onu konuşacağız. Bizim şimdi yapacağımız iş, şu değerli arkadaş sokak ta daha iyi hizmet etmek için öncelikle esnafımızı ziyaret ederek, Cumhuriyet Halk Partisi ideallerini anlatmak.
İkincisi gençlerimiz Cumhuriyet Halk Partili Genç olmak kolay değil. Üye olmak da kolay değil. Bu genç arkadaşlarımız anne ve baba harçlıklarına bakan gençler. CHP üyesi olmak bu çok büyük bir cesarettir kendilerine huzurunuz da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Hep beraber daha çok genci üye yapıp Cumhuriyet Halk Partili gençleri çoğaltmak mecburiyetimiz var. Cumhuriyet Halk Partili kadınlarımız sizler gurur iftarlarımızsınız. Sizlerle de çok büyük bir çalışma yapacağız. Bütün Zonguldak'ta mahalle mahalle, belde belde, köy köy kadınlarımızı ve gençlerimizi başta olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi saflarına katacağız.
Cumhuriyet Halk Partisi köylerde yokuz maalesef seçimlerde CHP köylerden 3600 oy aldı. Yukarı olabilir. Yanlış olmasın 3600, ama AK Parti, CHP’nin oyunu ikiye katladı.
Biz köylere çıkıyoruz, tam geleceğiz bakıyorsun ki bir torba hazırlamış karınca kararınca boyundan bahçesinden yaptığı, O helal alın teri ile yaptığı ürünlerden sebzeden meyveden bize hediye ediyor.
Köylü bu kadar bize yakınken biz onlara neden sahip çıkmıyoruz.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk çizgisinde olan değerli arkadaşlarım, hiç kimseyi ötekileştirmeden siz yetki verirseniz kim olursa olsun hepinizi kucaklayacağız. Birbirimize sahip çıkacağız.
Bizim rakibimiz kendimiz. Biri bir yere geldiğinde altını çekmeyeceğiz.
Bu yüzden gövdemi taşın altına koyarak sizden bir dönem rica ediyorum. Bana bir dönem şans verin, bana şans verirseniz iddiaların yanlış olduğunu herkese kanıtlayacağım belediye başkan adayını ben değil siz belirleyeceksiniz.
İstifa eden arkadaşlarımızı geri kazanacağız. Bir ay içinde 300 üyemizi geri kazanacağım.
En büyük hayalim ise biz seçilirsek 29 Ekim’de halka açık Cumhuriyet Balosu vereceğiz. Arkadaşlarıma başarılar diliyorum” dedi. 
Zaimoğlu’nun ardından, kürsüye Ebru Uzun çıktı. Uzun konuşmasında ekonomi, eğitim ve adalet sorunlarından bahsederek başladı.
ATATÜRK’Ü BU DENLİ SİYASİ EMELLERİNE ALET EDEREK BU CÜRETİ GÖSTERMESELERDİ
Ülkemizdeki en büyük sorun ve hatta bütün sorunların kaynağı adaletin terazisinin bozulmuş olmasından kaynaklanmakta olduğunu belirten Uzun konuşmasında; “Sevgili dostlar, hepimizin her geçen gün daha derinden hissettiği zor ve çileli bir dönemi yaşamaktayız.
Gittikçe içinden çıkılamaz bir şekle dönüşen yönetim krizi başta dar gelirli vatandaşlarımız olmak üzere tüm kesimler için yaşamı ciddi anlamda tehdit eden bir şekle dönüşmüştür.
Ülkemizdeki en büyük sorun ve hatta bütün sorunların kaynağı adaletin terazisinin bozulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. 
Adaletin olmadığı, hukukun işlemediği bir ülkede demokrasiden insan hak ve özgürlüklerinden bahsedebilmek tabi ki hiç uygun değildir. 
4+4+4 eğitim sistemine geçilmesinden buyana maalesef milyonlarca yavrumuz hızla eğitim sisteminin dışına itilmiştir. 21 yıllık AKP iktidarı döneminde sürekli değişen Milli Eğitim Bakanları ve uyguladıkları eğitim sistemi adeta yazboz şekline dönüşmüş ve sistemi inanılmaz bir şekilde olumsuzlaştırmıştır. 
Düşünce ve ifade özgürlüğü sorunlarımız çığ gibi büyürken bir yandan da sığınmacı problemi ülkemizin yaraları onarılmaz hale getirmektedir.
On milyonlarla ifade edilen kaçak nüfus sadece ülkemizin kaynaklarını tüketmekle kalmayıp yaşam maliyetlerini de katlayarak arttırmaktadır.
Ucuz işçilik/ pahalı kira kıskacına giren ülkemizde artık bir memur yada işçi ailesi sadece hayatta kalma gayretine düşmüş ve en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için büyük bir savaş vermektedir. 
Ülkedeki bir avuç zengin azınlık fakirin, fukaranın, dulun, yetimin gırtlağına kadar çökmüş vaziyettedir. Anlaşılan adaletsizlik boğazımızdaki tek bir lokmaya bile göz dikmiş durumdadır. 
Hal böyle iken saraylarında zevk ve sefa sürenler halktan tamamen kopmuş tüm gerçekliklere kendilerini kapamış halkı da kendileri gibi ejder meyveli smoothie, manda yoğurdu, anzer balı velhasıl sofralarında kuş sütü eksik besleniyor sanmaktadırlar.
Çocuk tecavüzcüleri, mafya liderleri, uyuşturucu baronları ve satıcıları, kadın ve çocuk katilleri, sapık tarikat şeyhleri, anayasal düzene karşı eylemler yapan dinci teröristler ve liderleri bu günlerde cezaevlerinden hızla salınırken bu pislikleri yazan, haber veren, rezillikleri belgeleyen gazeteciler başta olmak üzere cezaevlerine doldurulmaktadır. 
Ülkemiz böylesine sıkıntılı bir süreçten geçerken şehirlerimizi de, yaşadığımız kenti de bundan soyutlamak mümkün değildir. 
Zonguldak Merkez İlçe özelinde, görevde olduğumuz süre içerisinde Belediye Başkanlığının ama aslında da ağırlıklı olarak TOKİ’nin ve diğer kurumların faaliyetleri karşısında ve halkımızın çıkarları karşısında gördüğümüz eksiklikleri, kusurları, yanlışlıkları kamuoyumuzla paylaştık ve takipçisi olduk.  
Halk otobüslerinin seferlerinde yaşanan uzun süreli olumsuzluklara, sahildeki TOKİ marifetiyle yapılan ve bir türlü bitirilemeyen düzenlemelere, lavuar alanında devamlı değişen projelerin anlamsızlığına, fevkani köprüdeki asıl niyetin teknik raporlarla üstünün örtülerek yaşatılan belirsizliklere hep karşı durduk. 
Merkezi Hükümetin idari ve mali destekleri ile iş çözme kolaycılığı dışında hiçbir yaratıcı ve planlayıcı özelliği olmayan Zonguldak Belediye Başkanı ile yapmış olduğumuz siyasi mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadık. 
Bütün bunların neticesinde Belediye Başkanı’nın o süreçte şahsıma atmış olduğu adi iftiraya karşı hukuk savaşını başlattım ve sürdürüyorum. 
Zonguldak Belediye Başkanı’nın delege seçimlerinin başlamasına çok az bir süre kala şahsın ile ilgili söylediklerinden kendilerine siyasi bir rant sağlamaya çalışan bazı arkadaşların(!) bunu fırsat bilip siyasetin etik değerlerinden ne denli uzakta olduklarını da bu vesile ile bir kez daha görmüş olduk.
Akrabalık bağları ile arkalarına aldıkları siyasi güç ve menfaat ilişkilerinin oluşumundan başka hiçbir özellikleri olmayanların, kaybettikleri koca bir seçim sonrası hain aramaları, aslında kendi siyasi yeteneksizliklerine ve beceriksizliklerine uydurmak istedikleri bir “kılıf” çabasından başka bir şey değildir. 
Öyle inanıyorum ki; bütün Cumhuriyet Halk Partiler olarak başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tümüyle kuruluş değerlerimizin her birimizin örgütsel kimliğinde en yüce, en ulaşılmaz bir noktayı teşkil ettiğini hiç birimiz ve hiçbir kimse unutmamalıdır. 
Hepimizin böylesine en temel ilkeleri yaşamımızın değişemez, değiştirilemez şifreleri haline getirerek bu uğurda ki kavgamızı koşulsuz bir şekilde ve yüzyıldır sürdürdüğümüz bir süreçte yanımızda olmayanların, şimdilerde Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte meydanlarda, billboardlarda olmalarını biraz garip ama aslında endişe ile izliyoruz. 
Keşke bu arkadaşlar 21 yıldan buyana AKP İktidarlarının ve en tepeden en aşağıya onun sözcülerinin Mustafa Kemal Atatürk’e, onun devrimlerine, Cumhuriyetin bütün kazanımlarına karşı hayasızca yapılan en ağır saldırılarda da bu cesareti gösterip bu pozları verebilselerdi. 
Ve keşke geçmişteki kendi siyasi izlerini silebilme adına bir ilçe kongresi için Atatürk’ü bu denli siyasi emellerine alet ederek bu cüreti göstermeselerdi.
Buradan bir kez daha şiddetle kınıyorum…
Adaylık ile ilgili yaptığım basın açıklamasında bu çalışma dönemimiz için örgütsel olarak eksiklerimizin, hatalarımızın, kusurlarımızın olduğunu ve olabileceğini söylemiştim. 
Buradan bir kez daha ifade ediyorum ki; bunlar yaşanmıştır ve başka dönemlerde de yaşanabilecektir. 
Bu tür yapılacak eleştirilere her zaman olduğu gibi sonuna kadar saygı duyuyoruz. 
Ancak bu eleştiriyi yapan arkadaşların bir önceki 31 Mart 2019 Belediye seçimlerine göre Zonguldak İline bağlı olana sekiz ilçe içerisinde bir tek Merkez İlçe’nin hem Milletvekilli hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanarak birinci çıkılmasını da istem dışında olsa da arada bir telaffuz etmelerini öneriyoruz.  
Daha öncede ifade ettiğim gibi biraz sonra oy kullanacak olan mahalle delegelerine güvenim tamdır. Onların vereceği irade ve karara daha öncesinde olduğu gibi sadece sonsuz şükranlarımı sunacağımı buradan bir kez daha ifade ediyorum. 
Güzel ve yalnız şehrimin 19 mahallesinden,3 beldemizin farklı mahallelerinden ve uzaklardaki 23 köyümüzden gelen tüm delegelerimize sonsuz teşekkürler sunuyor aileleri ile birlikte sağlıklı yarınlar diliyorum. 
Sözlerimi bitirirken örgütsel çalışmalarımızda çok büyük emek ve katkıları olan yönetici arkadaşlarıma, kadın kollarımızın çalışkan yönetici ve üyelerine, gençlik kollarımızın atom karıncalarına, belde başkanlıklarımıza, mahalle ve köy temsilcisi yoldaşlarıma, her zaman yanımızda duran çok değerli bağışçılarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum. 
İl Gençlik Kolları Başkanımız Doğukan Güney’e özellikle seçim döneminde yeniden örgütümüzü gençlerle buluşturduğu onların müthiş enerjilerini ve gayretlerini bizlere kazandırdığı için teşekkürlerimi, takdirlerimi sunuyorum. 
Son teşekkürüm Merkez İlçe’mizde uzun yıllardan bu yana mesaisini bizlerle paylaşan inanılmaz bir özveri ve mükemmel bir iş disiplini göstererek hepimizin haklı takdirini kazanan çok kıymetlimiz Nagihan Kivik’e olacak…
Huzurlarınızda kendisine merkez ilçe yönetimi olarak en kalbi şükranlarımı sunuyor ve teşekkür ediyorum. 
Beni dinleme sabrını gösterdiğiniz için ayrı ayrı teşekkür ediyor, diğer başkan adayı iki değerli arkadaşıma başarılar diliyor en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi. 

Uzun’un ardından, kürsüye Olcay Can çıkarak konuşmasını yaptı. 
BU DAYATMAYA VE YANLIŞA KARŞI ÇIKMADIKLARI İÇİN ADAYIM
Can sözlerine,  “Sayın divan, Sayın milletvekillerim, Sayın İl, ilçe, belde başkanlarım ve yöneticileri, Kadın kollarımızın ve gençlik kollarımızın değerli başkanları ve yöneticileri, Önceki dönem belediye il ilçe ve belde başkanlarım. Partimizin vefakar ve cefekar üyeleri, genel kurulumuzun saygıdeğer delegeleri, kenetlenmeye, başarıya susamış parti emekçileri, sivil toplum örgütlerimizin temsilcileri ve basınımızın güzide emekçileri. Kongremize hoş geldiniz” diyerek başladı. 

Can konuşmasına şöyle devam etti; “Kurucumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere öğüdü olan ‘’Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.’’ Sözünü kendimize ilke edinerek çalışacağımızı ifade etmek isterim.
CHP Zonguldak örgütünde gençlik kollarında başlayan siyasi yolculuğum, İl yöneticiliği, belediye meclis üyeliği görevlerinde bulunarak devam etti.
Bugün karşınıza CHP Merkez İlçe Başkan Adayı olarak çıkma şeref ve onurunu yaşıyorum.
Hayatım boyunca emek ve demokrasi mücadelesinin içinde oldum.
Bunun için bedeller ödedim.
Bundan sonra da her daim partimin emrinde çalışmaya, bedeller ödemeye hazırım.
Diyorlar ki;
“Olcay Can neden aday oldu?”
Mevcut ilçe yönetimimizin 4 yıl boyunca ortaya koyduğu başarısızlığı hak etmediğimiz için aday oldum.
Sayın Uzun’a tekrar neden aday olmak istiyorsun ? Diye soruyorum. 4 yılda yapamadığınızı 2 yılda mı yapmayı düşünüyorsunuz? Bizler biliyoruz ki; İlçe Başkanı özgür ve tarafsız olmalı, başkaları tarafından yönetilmemeli. İradesine İPOTEK konulmamalı. Aksi takdirde ortada kocaman bir başarısızlık olur.
Zonguldak’ta o kadar sorun varken, toplumun her kesiminden feryatlar yükselirken halk adına, hizmet adına varlık gösterilmediği için aday oldum.
Halka gitmeyen bir halk partisi olabilir mi?
Şehrin her noktasında halkın arasında, sokağında olduğum için aday oldum.
Çünkü ben, Cumhuriyet Halk Partimizi, hizmeti, vefayı, ortak aklı bildiğim, inandığım için aday oldum!
Partimizin içine düşürüldüğü duruma isyan eden, partililerimizin sesi- soluğu -yüreği olabilmek için aday oldum.
Son 4 yılda sadece merkez ilçede 3 bin 200 üyemiz 700 eksilmiştir.
Partimiz için önemli ilimizin merkez ilçesinde üye sayısının bırakın artmasını, 700 eksilmesini alkışlamamızı beklemeyin. Bu üyelerimizin gönlünü kazanmak ve üye sayımızı katlayarak çoğaltmak için aday oldum.
Diyorlar ki; 
“Olcay Can neden aday oldu?”
Anlatayım.
Aslında delege seçimlerinde sandığa giden çok değerli delegelerimiz biliyor bu sorunun yanıtını.
Seçim sonuçlarına bakarsanız neden aday olduğumu anlarsınız.
2015’te 147 bin 650 oy alan partimizin oyları, 24 Haziran 2018’de 119 bine düştüğü için adayım.
2019 Martı’nda kazanabilecekken AKP’ye teslim ettiğimiz Zonguldak Belediyesi’ni yeniden kazanacak, kazandıracak cesarete sahip olduğum için adayım.
Elvan, Beycuma ve Karaman’ı yeniden Cumhuriyet Halk Partisine kazandırmak için adayım.
-
Diyorlar ki; 
“Olcay Can neden aday oldu?”
Anlatayım.
Zonguldak CHP örgütlerini ve belediye başkanlarını TBMM’deki makamında ağırlayan Sayın Genel Başkanın basına yansıyan konuşmalarını hatırlıyor musunuz?
Ne diyordu?
Zonguldak’ta belediye başkan aday seçiminde bazı şeylerin yanlış yapıldığını söylemişti.
İşte ben bunun için adayım.
Belediye Başkan Adaylarımızın birilerinin talimatı ile değil; kendisini hizmete ve topluma adamış, halkın, üyelerin ve örgütlerin ortak aklıyla belirlenmesine inandığım için, bu mücadeleye kararlı olduğum için adayım.
Diyorlar ki; 
“Olcay Can neden aday oldu?”
Sevgili arkadaşlar;
Son genel seçimlerde ne oldu?
Partimizin üçüncü sırasını DEVA Partisine teslim ettik.
Sonuç ne oldu?
4 partinin desteği ve 3. sırayı da DEVA Partisine vermemize rağmen 2015 seçimlerinde aldığımız 147 bin oyun 16 bin oy gerisinde kaldık.
Vadi bölgesini boş bırakarak tarihi bir başarı kazanabilecekken elimizin tersiyle ittik.
Örgütlerin, partililerimizin, belediye başkanlarımızı şevkini kırdık.
Bunlar olurken merkez ilçe neredeydi?
Genel Merkeze çıkarma yapıp; 
 Bu dayatmaya ve yanlışa karşı çıkmadıkları için adayım.
Her zaman gerçekleri en doğru haliyle bizzat sayın genel başkan ve genel başkan yardımcılarımıza anlatmak için adayım.
Başarı için adayım.
Sizlerin başarı hasretine son vermek için adayım.
Eğri oturup doğru konuşalım.
Bugün burada içimizden bir başkan ve yönetici seçmenin ötesinde hepimizin ortak bir amacı, hayali var.
Çünkü kaynaşmayı özledik.
Barışmayı özledik.
Taban - tavan kavuşmayı özledik.
Seçimden seçime değil salonlarda, sokaklarda sık sık buluşmayı özledik.
Kazanmayı özledik.
Adaleti özledik.
Köstek değil destek olmayı özledik.
Sloganla değil hizmet ile yarışmayı özledik.
Caddelerden çıkmayı, çıkmaz sokaklara kadar gidip vatandaşlarımıza umut olmayı özledik.
Bizlere güvenmiş tüm partililerimiz, seçmenlerimizin sayısını arttırmayı özledik.
Ve bunları sağlayacak yönetimleri seçmeyi özledik.
İşte bu yüzden buradayım.
İşte bu yüzden buradayız.
Tecrübe ile harmanlanmış gençlik ruhu ile buradayız.
Değişim umudu ile buradayız.
Vitrin süsü olmadan, 
Kimseye piyon olmadan, 
Kimsenin maşası olmadan buradayız.
Başımız dik.
Partimizin üzerinde ‘böl- parçala- çatıştır- karıştır” oyunlarını kuranlarla masaya oturmadan geldik buraya!
Biz istersek biz bize yeteriz.
Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz.
Cumhuriyet Halk partimizin çok değerli emektarları, gençleri, kadınları.
Çok değerli delegelerimiz.
Mahalle delege seçimleri ile başlayan süreçten kongre gününe kadar geldik.
Gelirken keyifsiz, üzücü ve tatsız şeylerle de karşılaşmadık değil.
Belediye seçimlerinde ötekileştirme, itme, hor görme, küçümseme gibi bir çok şeyle karşılaşmıştık. 
Özellikle yapılan ittifaklarda taraflar çirkin söylemlere yakışıksız davranışlara maruz kaldı.
Bu söylemleri kullananların kim olduklarını da biliyoruz.
Biz Zonguldaklıyız.
Hiçbir zaman salonlarda, siyaset masalarında, işimize geldiğinde Zonguldaklı olmadık.
Zonguldaklı doğdum.
Zonguldaklı öleceğim!
Buradan son bir iki not paylaşmam gerekiyor.
Birincisi arkadaşlarımla birlikte adaylığımı açıklamaya gittiğim ilçe başkanlığında sevgili Merkez İlçe Başkanımız Ebru Uzun’dan açıklama yaparken bizimle birlikte olmasını teklif ettik.
Bize ve partimizin mevcut seçili isimlerine yakışan budur.
CHP’ye bunun yakışacağını düşündük.
Kendisi gelmedi.
Açıklamalarımız sonrasında geldi ben de çiçeğimizi sunup emekleri için teşekkür ettim.
Burada saydığımız pek çok eksik olmasına rağmen çabalarını ve mücadelesini yok sayamayız.
Kendisine huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum ve diyorum ki;
“Ebru başkanım.
CHP’de sana her zaman yer var.
Biraz dinlen”
Çok değerli dostlar
Sevgili delegelerimiz.
Bu yola çıkarken neredeysek oradayız.
Adaylığımı açıkladığım yer benim ve hepimizin evimdir.
Öyle yaptım.
O nedenle;
Sayın Osman Zaimoğlu gibi partimizin evini yok sayıp, billboardlardan adaylık ilan etmek, bu onurlu göreve layık olan biri için ÜZÜCÜDÜR. Parti geleneklerimize kimse aykırı davranamaz, CHP ESKİ GÖREV YAPTIĞINIZ PARTİLERE BENZEMEZ. 
Adaylığını açıklamak için gelmeye tenezzül etmediğiniz yere başkan olarak seçilmek bu partinin evini yok saymaktır.
Atatürk’ü kendine reklam amacı olarak kullanmak seni CHP LİDE YAPMAZ!! ATATÜRÇÜ DE YAPMAZ!!
AKP’ li Belediye Başkanı, AKP İl ve İlçe yöneticileri Sayın Zaimoğlu’nu seçtirmek için, delegeleri arayıp destek istemeleri çok yakışıksız bir tutumdur. AKP’liler kendilerine göre ilçe başkanı seçtirip, ona göre belediye başkan adayımızı belirme çabasındalar. Ama biz gerçek CHP’liler buna asla izin vermeyiz.
Bu durum Cumhuriyet Halk Partisi’nin ideolojik duruşu ve kültürel birikimi ile örtüşmez. Parti evine gitmeden, üyeye kendini ifade etmeden aday olunmasını da görmüş olduk. Ben bunu kabul etmiyorum, takdir siz değerli üye ve delegelerindir.
*
Partimizin çok değerli neferleri.
Türkiye çok zor bir dönemde ilerlerken bizlerin lafla değil icraat ile halkın karşısına çıkmamız gerekiyor.
Bu nedenle;
Delege seçimlerinde yaşanan kırgınlıklar, kutuplaşmalar, müthiş çoğalmalar bitip seçim dönemleri geldiğinde birbirini ezen, üzen, ötekileştiren partililerimizi genel ve yerel seçimlerde ne yazık ki göremiyoruz.
Bayrak asacak genç köylere gönderecek parti önderlerini bulamıyoruz.
Önümüzdeki takvim seçilecek ilçe başkanı ve  25  gün sonra seçilecek il başkanı için çok zorlu bir süreç başlıyor.
Mart’a yapılacak yerel seçimlerde Zonguldak Belediyesini almak en büyük hayalimiz hedefimiz.
Herkesin göz ardı ettiği üç beldemiz Elvan, Karaman ve Beycuma’da partimizi ayağa kaldırmak en büyük hedefimiz
Son olarak
Sözlerimi bağlarken benim size kendimi tarif etmeme anlatmama fazla gerek olmadığını düşünüyorum.
Çünkü her seçimde maddi manevi partimizin peşinde, il ilçe binalarında, direk tepelerinde, polis karakollarında oldum!
Zonguldak’ın her yanı sorun.
Halkı aşağılayan, insanların düşüncelerini yok sayan, STK’larımızı baskı altında tutan zihniyetlerle karşı karşıyayız.
Vatandaşımız her mahallede, her sokakta derdine tercüman olan, yanında olan, hizmeti konuşan CHP yöneticileri, meclis üyeleri görmek istiyor.
Biz bunun için varız.
Sorun neyse, çözüm neredeyse Olcay Can orada olacak.
Korkmadan.
Biz bu özlem ve umut ile başlamaya hazırız.
Siz de bu inancı destekliyor ve inanıyorsanız Yeşil listeye mührü basmanız yeterli!
Birlikte olalım.
Birlikte yönetelim.
Değişim başlasın!
Hepinizi saygı ile selamlıyorum” dedi. 
Haber: Selçuk KOÇAKLI