Bu sözü adını günü geldiğinde açıklayacağım bir işadamı söylemişti…
“Ağzı olan yer”
Rüşvetin tarihçesi devletlerin tarihi kadar eski…
“Bal tutan parmak yer” diyerek rüşveti avantayı masumlaştıran da biziz…
“Çaldı ama yaptı da” diyerek siyasal ideolojilerimiz uğruna hırsızları aklayan da…
Paranın yüzü sıcak derler ya…
Galiba bizim işadamı haklı…
Ağzı olan yiyor!
İktidara gelmeye görsünler…
“Halkça bir düzen” diyen
“Hak’ça bir düzen” diyen de hamuduyla götürüyor…
***
Hep böyle olmuştur bu şehirde…
Herkes her şeyi bilir…
Ama herkesin susması için bir sebebi vardır!
Kimi korkusundan…
Kimi feodal ilişkiler yüzünden…
Kimi de menfaat çatışmalarından…
Konuşması gerekenler susar, susması gerekenler konuşur bu şehirde…
Hırsızlar, rüşvet üzerinden yolunu bulan avantacılar, avantadan sus payını alan sırtlan bürokratlar ve tüm bu rüşvet çarkının başındaki siyasetçiler…
Herkes bilir ama herkes susar!
***
13 yıllık AKP iktidarında yaşanan onca yolsuzluk haberine alıştık da…
AKP’nin yolsuzluklarını dilinden düşürmeyen CHP’li yerel yönetimlere ne demeli…
Peki, konuşunca solculuktan dem vuran ama konu kendi hırsızları olunca, “Kol kırılır yen içinde kalır” diyen aymaz siyasetçilerin ikiyüzlülüğüne ne demek lazım?
***
Özellikle CHP’nin yerel yönetimlerde kendisiyle yüzleşme zamanı geldi de geçiyor bile…
Öyle pusulası şaşmış zırtapozların dediği gibi değil…
Üç yıl önce de yazıyordum, 3 ay önce de, yarın da, yarından sonra da yazmaya devam edeceğim!
Çok merak eden varsa arşivlere baksın…
Zonguldak Belediyesi’nde lağım fareleri var…
Sakallı fare, gözlüklü fare, bıyıklı fare…
Bu üç lağım faresi şehri kıtır kıtır kemiriyor…
İlginç olan o lağım farelerini herkes tanıyor…
Adamlar pervasızca, şehri altın tepside rüşvetçi sıçana sunuyor!
Hem de herkesin gözleri önünde…
Organize işler mi?
Onlar şimdilik çekirdek çitleyip dinlemekle meşgul!
Aslında bunu tombul sıçan ve rüşvet çetesi de biliyor…
Ama her türlü haltı yemekten geri de kalmıyorlar…
Ne cesaret değil mi?
Sebebi çok basit…
Para alan, emir alıyor…
Yani ağzı olan yiyor!