Ah Ahmet Demirci ah…

Abone Ol
 
Gazetelerde manşet: “TTK’deki işçi sayısı 7 binlere düştü…” Kaynak, Genel Maden İççileri Sendikası… Beyanatı Genel Başkan Ahmet Demirci vermiş. Haber, yalnızca yerel gazetelerde değil, neredeyse tüm ulusal basında da kendine yer bulmuş… TTK’deki işçi sayısı, son emeklilerin ardından, 7.818’e kadar düşmüş… Yılsonuna kadar binden fazla kişinin daha emekli olması bekleniyormuş. 1990’larda çalışan sayısı otuz binlerdeymiş oysa. İçim ezilerek okuduğum haberde, Demirci, tablonun siyasi sorumlularına hiçbir şey demeyen mecalsiz cümleler kurmuş…
 
“Bizler her platformda, her ortamda, her görüşmemizde yeraltındaki madenin yeryüzüne çıkartılması için bir an önce işçi alınması gerektiğini vurguluyoruz. Son zamanlarda 7 bin 700 civarında işçi kaldı. Yeraltındaki kömürün yeryüzüne çıkartılması için işçi açıklarımız var. Zonguldak emeğin başkenti sıfatından emeklinin başkentine döndü. İşçi alımının bir an önce yapılıp, kömürü yeryüzüne çıkartarak ülke ekonomisine, sanayimize kazandırmak istiyoruz” buyurmuş Sayın Başkan… Breh! Breh!
 
GMİS, TARİHİNİN EN SİLİK DÖNEMİNİ YAŞIYOR
GMİS’te gelen gideni aratıyor yıllardır. Üyesi olduğum yıllarda, biz Şemsi Denizer’e muhalefet eder, onun yerine alternatifler ararken, mumla arayacağımız günlerin kapıda olduğu aklımızın ucundan bile geçmezdi. Hele bir Ramazan Denizer fecaati var ki, Genel Maden-İş’in yüzkarası bir dönemdi… Aynı zamanlarda belediye başkanlığı yapan Ali Bektaş’la birlikte Aziz Nesin romanlarını aratmayan tiplemelere imza atarak çekildi sendikal alandan… Yetinmedi, “Bir genel başkana yakışmaz” demedi, gitti meclis üyesi oldu belediyede… Türlü işler komisyonculuğu yaptı orada da…
 
TTK’de küçüldükçe küçülüyordu bir yandan... Biz “Eyüp Alabaş’la bu işi nasıl yürüteceğiz” sorusuyla boğuşurken, arkasından gelen Ahmet Demirci tüy dikti üstüne…  Sayesinde GMİS, tarihinin en silik dönemini yaşıyor… 1 Mayıs mitinglerinin dışında toplumsal muhalefetin yanına bile uğramayan Demirci, emekçi düşmanlığında sınır tanımayan AKP’ye tek kelimelik eleştiri cümlesi kurmuyor… TTK’ye yönelik azgın saldırılara da hiçbir bir direniş gösteremiyor bu yüzden... Kurum tarihinin en az işçisiyle, en üretimi yapar hale gelirken, o hâlâ AKP’ye yaranarak ulufe kapacağını sanıyor…
 
TÜM BUNLARI CİNLERİN PERİLERİN YAPTIĞINI ZANNEDİYOR
Peygamber sabrı var mübarekte… AKP her gün bir grev erteliyor, zevahiri kurtarmak için de olsa tek laf etmiyor… Kıdem tazminatını gasp etmek için bin türlü fırıldak çevriliyor Ankara’da, sözüm ona itiraz ediyor, ancak, AKP’nin “A”sı geçmiyor açıklamalarında… Meydana gelen onlarca iş cinayetinin bir tanesinde bile, “Bunun siyasi sorumlusu kim?” sorusu aklına gelmiyor… AKP allem kallem cambazlıkla Memur-Sen’i yetkilendirip, Türk-İş’i ILO’dan attırıyor, hazret “ne oluyor” sorusunu bile sormuyor... AKP’ye gık demediğine göre, tüm bunları cinlerin perilerin yaptığını zannediyor galiba…
 
O meşum sahneyi hatırlarsınız siz de... Erdoğan bir ilki başarmış, “İşçi alınsın, üretim artsın” gibi masum bir talebi haykıran işçilere sıkı bir azar çekmişti madenci meydanında... Onlar da tokat yemiş yaramaz çocuklar gibi kuyruğunu kısıp bir kenara çekilmişti. Demirci’nin, Erdoğan’a “Haddini bil” demesinden vaz geçtim, suçunu hafifletmek için bir takla atmadığı kalmıştı sonrasında… Hata daha da ileriye giderek, efendisine kızıp uşağını tokatlayan çapsızlar gibi, yöre milletvekillerine yüklemeye çalışmıştı suçu… Ah Ahmet Demirci ah, bu kentin hesabını nasıl vereceksin yarınlarda?