Akdemir’e düşen görev

Abone Ol
Cumhuriyet Halk Partisi sancılı bir süreci geride bıraktı Zonguldak Belediye Başkan Adayı için yaptığı önseçimi sonuçlandırdı.
Korkulanın aksine ciddi bir gerilim yaşanmadan gerçekleşen önseçimde beklenen sonuç çıktı ve geniş bir çevrenin desteğini alan Muharrem Akdemir sandıktan birinci çıktı…
Bu sonucun alınmasında Akdemir’in mülayim kişiliğinin başat rol oynadığını söyleyebilirim rahatlıkla.
Efendi görünümünün, çelebi tavrının, mütevazı duruşunun yalnızca CHP’lilerde değil, CHP dışındaki geniş bir çevrede de ayırt edici bir insani haslet olarak öne çıktığını belirtmem gerekiyor.
Pazar günü birbirinden tümüyle farklı iki çevre salt bu yüzden geniş destek verdi Akdemir’e…
Birincisi, ensesine vurup ağzından ekmeği alabileceğini düşünen, sayıları iki elin parmaklarını geçmese de kopardıkları şamata ve yarattıkları etki onun bir hayli üzerinde olan güç odakları…
İkincisiyse onun çelebi tavrına yürekten inanan içtenlikli CHP’liler…
Bu iki zıt tavır, diğer adayların arasından “sakin güç”  olarak öne çıkan ve zaten iktidarda olması nedeniyle doğal olarak rakiplerinden bir adım önde olan Akdemir’i zafere taşıdı…
Bize de öncelikle “hayırlı olsun” demek düşüyor elbette…
Sonra da kaygılarımızı paylaşmak…

YENİ MECLİS “KURUCU MECLİS” OLABİLECEK Mİ?
Hem Muharrem Akdemir’in, hem de CHP’nin önünde tarihsel bir görev var çünkü…
Ne kadar farkındalar bilmiyorum ama girdiği çirkinleşme ve talan edilme sürecinde limitleri tükenen ve artık geri döndürülemez şekilde tahrip edilen kenti, bir parça da olsa düzenleyip yaşanabilir hale getirmek gibi bir büyük sorumluluk bekliyor onları…
Açık söyleyeyim, Muharrem Akdemir bugüne kadar sergilediği performansla bunu başarabilecek bir profil ortaya çıkaramadı ama seçilmiş bir başkan olarak, kentsel meselelere daha duyarlı olacağını ve işlenen kent suçlarını görmezden gelmeyeceğini ümit etmek istiyorum…
Ümit etmekten ve endişelerimizi paylaşmaktan başka bir şey de gelmiyor zaten şu sıra elimizden…
Akdemir gerçekten farklı bir performans ortaya koyacaksa, bunun birinci adımı oluşturacağı belediye meclisi listesiyle olacak elbette…
Kenti yeniden ayağa kaldıracak donanımlı bir kadro oluşturabilmek için kendini kolay yutulacak lokma olarak gören ve bundan dolayı açık destek veren güç odaklarına sırt çevirmesi gerekiyor.
Kentin birikimini kucaklayabilecek bir liste ekip ruhunu  oluşturup kamuoyu desteğini de arkasına alarak “kurucu meclis” gibi görev yapabilir önümüzdeki dönemde. Ranta ve talana dayalı tüm algıları değiştirip, bambaşka bir kentin filizlenmesinin önünü açmak ve geleceğin planlama ilkelerini ortaya koymak kolay bir iş olmayacak çünkü…
Hele hele, potansiyelleri tümden tükenmiş Zonguldak gibi bir ilde hiç değil…

TARİH ÖNÜNDE SORUMLU OLMAK
Bu umut vadeden adımlar atılabilirse, oluşacak sinerji ile kentteki ölgün havanın değiştirilip, Zonguldak’ı yeniden umutlu insanlar kenti yapmak mümkündür bence.
Umudun yeşertilmesi demek,  daha kaliteli ve rahat bir seçim dönemi geçirmek demektir ki, kentin en çok da bu düzeye gereksinimi vardır.
Öbür türlüsü Zonguldak’ın yarınlarına ihanet etmekten başka bir anlam taşımayacak, kenti daha da yaşanmaz hale sokacaktır ki, tarih önünde yalnızca Akdemir değil tüm CHP kadroları sorumlu olacaktır bundan…
Unutmayalım, kentsel planlamanın ana ilkelerini doğal dokuyu korumak, kültürel formasyonu derinleştirmek, tarihsel birikimi kucaklamak ve insanlığın oluşturduğu kentleşme değerlerini yaşama geçirme çabası oluşturuyor. 
Bunu entelektüel züppelerin fantezileri, ayaklarına vurulmuş bir bağ olarak gören anlayışların, çağdaş bir kenti yaratma şansı olmadığı gibi ranttan başka bir dertleri olmadığı da açıktır…
Bu durumda seçmene rantı kimin paylaşacağını tayin etmek gibi görev düşmektedir ki, bu da kabul edilebilir bir şey değildir. 
Umarım 20014 seçimleri munis Muharrem Akdemir ile yırtıcı Ali Bektaş arasındaki üslup farkından çok daha başka anlamlar taşıyan bir seçim olur…
Umut fakirin ekmeği ya…