Hollanda'da kaleme aldığı yazısında Baltaş şu ifadeleri kullandı;
"Bu yazıyı ziyaret etmek ve gezmek amacıyla bulunduğum Hollanda’dan yazıyorum. Kanallar ülkesi olan ve topraklarının bir kısmını denizi doldurarak kazanılan Hollanda’da çok sayıda köprü bulunmaktadır. Aşağıda solda, benim çektiğim ve Rotterdam'da bulunan Koningshoeven Köprüsünün iki yaka arasında uzanan bölümünün gemi geçişi için yukarı kaldırılmış haldeki fotoğrafını görüyorsunuz. Nieuwe Maas Nehri üzerinde bulunan Koningshoeven Köprüsü, 90 metre yüksekliğinde ve 180 metre uzunluğundadır. Köprü, iki adet yaya yolu ve iki adet araç yoluna sahiptir. Günümüzde şehir ulaşımında devre dışı olan köprünün kanal üzerinde uzanan bölümü, gemi geçeceği zaman yanlarda bulunan iki kule içindeki asansörlerle yukarı kaldırılıyor ve gemi geçişinden sonra indirilerek kullanılıyordu. Böylece, köprünün bulunduğu alanda aynı seviyede ancak farklı zamanlarda hem kara hem de kanal ulaşımı yapılabiliyordu.
Günümüz Dünyasının en ünlü anıtsal köprüleri arasında yer alan ve Pieter Joosting tarafından tasarlanan Rotterdam'daki Koningshoeven Köprüsü, 1927 yılında açılmış ve uzun yıllar demiryolu taşımacılığında kullanılmıştır. Kentin hafızasında önemli bir yeri olan ve Rotterdam'ın ikinci Dünya Savaşı'nda Nazi bombalanması nedeniyle ağır hasar alan köprü, kent halkı tarafından 1946 yılında yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde alternatif yolların inşa edilmesiyle kullanılmayan Koningshoeven Köprüsü, bir demir yığını olarak görüntü vermenin yanı sıra işlev görmediği için bir ara yıkılması gündeme gelmiş ancak Rotterdam’lıların karşı çıkmasıyla bu fikirden vaz geçilmiştir. Üstelik Rotterdam’da Erasmus Köprüsü, Luchtsingel Köprüsü, Regentessbrug Köprüsü gibi dünya çapında bilinen birçok köprü olmasına rağmen bu karar alınmıştır. Köprü, Rotterdam'ın en önemli simgelerinden biridir ve sadece görmek amacıyla her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Hollanda’da “De Hef” adıyla da bilinen Koningshoeven Köprüsü, 1993 yılında ulusal anıt ilan edilmiştir.
Koningshoeven Köprüsünün günümüzdeki durumu ortadayken maalesef kuruluşu ile bugüne kadar ki geçmişini madenciliğe borçlu olan ve turizmi geliştirme iddiasındaki Zonguldak'ta yaşayan en önemli endüstri mirası yapılardan olan Fevkani Köprüyü maalesef korumaya gücümüz yetmiyor. Halen işlevini görmekte olan, kent kimliğinin önemli bir parçası ve kentin hafızasında önemli bir yeri olan Fevkani köprü, madencilik tarihimizin yanı sıra ülkemizde başka bir benzerinin bulunmaması nedeniyle önemli bir yapı durumundaydı. Ayrıca, köprünün kaldırılmasından sonra Üzülmez ve Çaydamar derelerinin birleştiği noktadan itibaren denize kadar olan kısımda trafiğin daha da artacağı düşünüldüğünde, bu bölümde taşkın seviyesi değil de güncel akış yatağı temel alınarak derenin kanal içine alınması ve üzerinin kapatılmış-kapatılacak olması da geçmişte yaşanan taşkınlardan ders alınmadığını gösteriyor.
Ek olarak, karayolları yeterince gelişmeden önce ulaşımı deniz ile tren yolları üzerinden sağlanan ve bu nedenle Gazipaşa Caddesi aksında gelişen Zonguldak’da, Fevkani Köprünün gelişmenin önünde engel gibi gösterilmesi de anlaşılamaz bir durumdur. Sosyal alanların, alışveriş merkezlerinin, devlet dairelerinin, hukuk bürolarının, bankaların vb. doğru bir planlamayla kente dengeli dağılmamasının sorumlusu da Fevkani Köprü olarak gösterilmektedir. Güçlendirilerek, altı ve çevresi yeniden düzenlenerek, ulaşımın yanı sıra uygun zamanlarda başka amaçlar ile de kullanılabilecek durumda olan köprü, sanki kentin kimliğini yaşatan yapıları ortadan kaldırmak bir marifetmiş gibi seçimlerde sınırlı bir dönem için alınan yetkiye dayanılarak yıkılacak. Bu güne kadar yıkılan çok sayıdaki endüstri ve kültür mirası yapıdan sonra, kent hafızasında yer eden ve artık sınırlı sayıda kalan hangi yapının yıkılacağını insan merak ediyor?"