Anıt’ı kim kime verdi?

Abone Ol

Nasıl bir şehirde yaşıyoruz inanın anlamakta güçlük çekiyor insan.

Daha düne kadar herkese açık olan Uzun Mehmet Anıtı maalesef halka kapalı hale geldi.

Ve buna kimsenin sesi çıkmıyor.

Zonguldak’ın İlk AVM’si Demirpark yapılırken Uzun Mehmet Anıtının önünü kesiyor diye cırlayanlar ne hikmetse şimdi sessiz.

Anıt, Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) bugünkü adıyla Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından 1973 yılında yaptırılmıştır.

Anıtı, Zonguldak'ın sahibi üç şehit -Şehit asker, Şehit madenci ile madenlerin ilk kurbanı ve efsanevi şehidi Uzun Mehmet- düşüncesi oluşturularak proje mimarı Yılmaz Soylu gözetiminde üç ay gibi kısa sürede yapılmış.

Bir dönem hayvanat bahçesi de olmuştu.

Törenden töre temizlenen, belediyenin, TTK’nın, Valililiğin, Maden Mühendisleri Odasının ve de Genel Maden-İş’in kör gözle baktığı yerdi.

Ancak, Buradan tüm kent insanı faydalanıyordu.

Hangi tarihte olduğu bilinmiyor ama sivri zekalının birisi Uzun Mehmet Anıtının bulunduğu yeri Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesine vermiş.

Yani mülkiyet ZBEÜ'ye geçmiş.

ZBEÜ ne yapmış? Öncelikle mülkiyeti kendine geçen araziyi tel örgü içine almış var olan Zonguldak Belediyesinin yaptırdığı kulübeye bekçi atamış. Sonra yorulmayalım diye de, boğaz köprüsü gibi bir üst geçit yaptırmış.

ZBEÜ şimdi de içeride kendi kafasına göre düzenlemeler yaptı.

Geçtiğimiz günlerde Vali, AKP Milletvekilleri, Belediye Başkanı v.s Rektör Prof. Dr. Mustafa Çufalı ile birlikte bir tur attılar.

Protokol, Rektöre emeklerinden dahi teşekkür ettiler.

Neyin teşekkürü bu Allah aşkına.

Halka açık olan bir yer, Zonguldak için manevi değeri olan bir yer halka kapatılmış ve biz buna alkış tutacağız.

Akıl tutulması mı yaşıyoruz, yada aklımızı mı peynir ekmekle yedik.

Hacettepe Üniversitesi Zonguldak Maden Fakültesi, Karaelmas Üniversitesi ve şimdiki adıyla Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi.

Şehirden hep kopuk ve şehirden hep uzak olmuştur.

Sanırım üç yada dört yıl önce idi. ZBEÜ Mezuniyet törenleri Şehir Stadyumunda yapılmıştı. Üzerlerinde BEÜ mezuniyet kıyafetleri olan iki kişi yanıma geldi. Belli ki sevgiliydiler. Ben de Fırat Tekel Büfesinin önünde dikiliyordum. Bana; “Ağabey Zonguldak’ın meşhur bir kebapçısı varmış? Çatı diye. O nerede?”

Şaşkın şaşkın çocuklara baktım ve; “Kaç yıldır buradasınız

Dört yıl dediler. Yani siz o dört yılda bu kent merkezine inmediniz mi?

Çok az indik ama bir yeri bilmiyoruz cevabını verdiler.

İki tane caddesi olan tek İl Zonguldak.

Bunun kabahati hepimizde. Öncelik ZBEÜ’yü dışarıdan gelip yönetenlerde.

Mevzuumuz bu değil tabiî ki.

Uzun Mehmet Anıtı sadece ve sadece Üniversiteyi yönetenlere mi, Öğrencilere mi açık o daha netlik kazanmadı. Üniversite içinde aristokratlar için bolca alan var zaten.

Şunu biliyoruz; Uzun Mehmet Anıtı halka kapalı.

48 yıldır halka açık olan yer, şimdi yarı açık cezaevi.

Birisine suç işleyerek giriyorsunuz? Yada kumpasla. Buna da sınavla giriyorsunuz?

Vali Bey yeni belki mevzulara hakim olamayabilir. Rektör de öyle. Hamdi Uçar’ı da anlarım –o ticaretle ilgili- olduğu için.

Ama iki kişiyi anlamakta zorlandım. Biri belediye başkanı. Zonguldak çocuğu. Sanırım benim gibi onun da oralarda anısı vardır.

Ama Polat Türkmen’i anlamak mümkün değil. Türkmen o Üniversitenin en zor bölümü olan Maden Fakültesinden mezun. Kömürü her şeyi tarihçeyi de bizden daha iyi bilir. Halk adamıdır da kendisi.

Polat Ağabey, Uzun Mehmet Anıtını gezdikten sonra Rektör Hocaya; “Burası Zonguldak’ın simgesi. Bu tesis ve alandan herkes faydalanmalı. Burası halka açık olmalı” demeliydi.

Ha dedi mi? Demedi mi? Onu da bilmiyorum.

Yalnız bu işi çözse çözse, bizim Haşmetli Hünkarımız Selim çözer.