İşçilerin, günlük çalışma süresi konusunda küresel ölçekte dayanışmayla verdiği mücadeleden doğan 1 Mayıs, dünyanın birçok ülkesinde değişik şekillerde kutlanıyor.
Bir Mayıs, hak arama günü, aynı zamanda sendikalar ve işverenlerin eşitlik, adalet ve insanca koşullar açısından dikkatini çekme eylemidir.
Sömürülmeye karşı bir direniş, işçinin emekçinin emeğine dikkat çekme ve kıymet bilinme çabasıdır.
İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne şehrinde taş ve inşaat işçilerinin, günde sekiz saatlik iş günü için direnişe kalkışmasıyla adını duyurdu. Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlenmesiyle oluşan 1 Mayıs, daha sonra 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçilerin, günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmalarıyla tarihteki yerini aldı.
Bizim ülkemizdeki Bir Mayıs takvimine gelince.
Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçi Bayramı" ilan edildi.
1924`te hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925`te çıkan Takrir-i Sükûn Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
1935 yılında 1 Mayıs`a "Bahar ve Çiçek Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
Türkiye Cumhuriyeti döneminde işçi hareketleri yüzyılın ikinci yarısından itibaren ivme kazandı.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun organizasyonu altında gerçekleşti.
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi.
Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34'ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
İşverenlerin kazanmaya yönelik bakış açıları neticesinde, karşıda olan işçilerin, haklarının yeteri kadar insani değerler çerçevesinde oluşamamış olmasından dolayı, yüzyıllardır süregelen hak arama gününü simgeler bir Mayıs.
Siyasi baskılar neticesinde Dünyanın birçok ülkesinde hem eylem hem bayram havasında taleplerin isteklerin dile getirildiği bir gün olarak geçiştirilir.
Eylemlerin kışkırtıcı olmadan sadece coşkulu bir biçimde kutlanmasına yönelik sınırlar çizildiğinden beri, bu minvalde daha çok eğlenerek talepler dillendirilerek sıradanlaşan bir kutlamaya dönüştürülmüştür.
Patron işçi arasındaki algı ve sınıf belirleyici üstünlük, kazanımların güçlü olanın tarafındaki ağırlığını korumaktadır. İşçi, işçi olmaya, patron işçilerin üzerinden kazanmaya devam etmektedir. Şartların iyileştirilebildiği ve beklentilerin dillendirildiği, adına ise işçi bayramı denilen bir Mayıs, mücadelesinde haklı olma arzusu taşıyan her emekçinin umududur.
Sömürünün ortadan kalkması adına, şartların insani değerlerin yol göstericiliği anlamında iyileştirilmesi tüm emekçilerin hakkıdır beklentisidir.
İşçiler patronları yaratır, patronlar ise daha çok kazanmanın yollarını aramaktadırlar.
Emeğin sömürülmediği, hakkaniyetli işverenlerin çoğaldığı, hak aramadan ziyade, sahiden de bayram olarak kutlanıldığı nice bir Mayıslara diyor ve bütün işçilerin, emekçilerin bir Mayıs işçi bayramlarını kutluyorum.