BEKİR YILMAZ KİTLE AJİTATÖRÜ (Zonguldak Emek mücadelesi Tarihinden bir kesit)

Abone Ol
BEKİR YILMAZ
KİTLE AJİTATÖRÜ
(Zonguldak Emek mücadelesi Tarihinden bir kesit)
 
Onu Demokratik Hak ve Özgürlük mücadelesi içinde yıllardır ön saflarda ve mitinglerde kürsüde konuşurken gördük-dinledik.
Her zaman birlikten yana ve örgütlü/örgütçü oldu.
Kürsüde konuşurken ses tonu, diksiyonu ve vurguları ile dinleyenleri coşturan bir üsluba sahipti.
Bekir Yılmazı 1976 da 16 yaşındayken Türkiye Sosyalist İşçi Partisi /TSİP- Gençlik örgütü  “Sosyalist Gençler Birliği/SGB- den tanırım.
Ben partinin İl başkanıydım. Akranlarına göre daha kısa boylu ve çelimsiz görünmesine rağmen cin gibiydi. Çok çalışkandı.
Hiç boş durmaz inşaat, boya vb. emek yoğun işlerde çalışırdı.
Bulduğu her şeyi okurdu, teorik tartışma yerine pratikte iş yapmayı önerirdi.
1982 de Milli Eğitime hizmetli-hademe olarak işbaşı yaptı.
1980 sonlarında memur sendikaları örgütlenmesinde ön saflarda yerini aldı.
1990 başlarında Eğit-Sen Zonguldak temsilciliği açılışı olacağı haberini verdiğinde Fahri Öztürk ve 13 kişilik Maden işçisi arkadaşlarla (Kilimli İşçi Gurubu) Uzun Çarşı da ki Eğit-Sen açılışına gittik.
Açılışa gelen öğretmenlerle birlikte Aralarında PTT çalışanlarından ve sonradan Haber-Sen’in kurucuları arasında yer alacak olan İsmail Yıldız’ın ve Tevheddin Ayar öğretmenin de olduğu 35 kişiydik. Birden 30–40 kişilik polis çevremizi sardı.
Polis amiri, temsilci olarak atanan Yaşar Aydını yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle tehdit ederek temsilciliği açmamasını ve herkesin dağılmasını ihtar etti.
Öğretmenler memurdu, deneyimsiz olanlar dağılmak üzereyken bizler işçi olarak “bulunduğumuz yeri terk etmeyeceğimizi ve öğretmen arkadaşları sonuna kadar destekleyeceğimizi” yüksek sesle dile getirmemiz ardından Yaşar Aydın, İsmail Yıldız ve Bekir Yılmaz’ın polise karşı tutumları daha kararlı oldu.
Bu kararlılık karşısında diğer öğretmenlerde alanı terk etmedi.
Yaşar, İsmail ve Bekir’in kararlı tutumu karşısında polis geri çekildi ve Eğit-Sen temsilcilik açılışı gerçekleşti.
Bekir Yılmaz okul hademesi-hizmetli olmasına rağmen Eğit-Sen Zonguldak örgütlenmesinde atılganlığı-örgütçü pratiği ile büyük çaba sarf edenlerden biriydi.
Sadece Eğit-Sen içinde değil 1980 sonrası KESK’in bir önceki oluşumu olan  “Kamu Çalışanları Sendikal Platformu/KÇSP” ve Eğit-Sen/Eğitim-İş birleşmesinde hep ön saflarda ve birlikten yana oldu.
Yönetim kurulu üyeliği, başkanlık ve dönem sözcülüğü yaptı.
Bu başarıları ile onu sadece Zonguldak değil, yurt genelindeki KESK üye ve yöneticilerinin çoğu onu iyi tanır.
1998 de Milli Eğitim’den Sosyal Hizmetler kadrosuna geçti.
Sendikal olarak da Sağlık Emekçileri Sendikası/SES’e geçti. 11 yıl SES üyeliği-yöneticiliği yaptı.
Diğer emek örgütleriyle organize edilen tüm eylemlerde hem örgütleyici hemde ön saflarda oldu.
Onu hep, kortej başlarında elinde megafonla bildiri okurken, slogan atarken ve kürsüde hitabetinde ajitasyonlu konuşmasıyla gördük.
Benim ustam Komünist Ruşen/Ruşen Yaraş’da öyleydi. O konuşurken dinleyenler kendinden geçerdi. Çoğu zaman konuştuklarını anlamazdık ama heyecanla dinlerdik.
Yaşı 80 lere geldiği halde yine öyleydi.
 
TSİP kurucularından ve erken yaşta ölen Yoldaşım Veli Gürcan da müthiş bir hatipti.
Zonguldak’ta kitle hitabetinde Bekir’le birlikte Engin Çöl ve İsmail Yıldız da aynı özelliklere sahip.
Bu üçlünün yanında kitle hitabetinde ajitasyona ağırlık vermeyen ama üslup ve diksiyon olarak Ahmet Öztürk ve Serpil Açıl da kuşağının en iyi hatiplerindendi.
Benim kuşaktan kitle hitabeti ve ajitasyonu bunlar kadar güçlü kimse çıkmadı.
Bu Beşlinin geçmiş siyasi örgütleri de farklı. Bekir Yılmaz; TSİP Gençlik örgütü Sosyalist Gençler Birliği (SGB), İsmail Yıldız DEV-YOL, Ahmet Öztürk; TKP Gençlik örgütü İlerici Gençler Derneği (İGD), Engin Çöl; TİP Gençlik örgütü Genç-Öncü geleneğinden.       
27 yıllık devlet memurluğu sonrası Bekir Yılmaz Tayininin çıktığı Mardin’e gitmek yerine 2009 da emekli oldu ve ailevi nedenlerle Zonguldak’tan ayrılıp memleketi Giresun’a taşındı şimdi yaşamına orada devam ediyor.
Bu durum fiili çalışan bir neferi kaybetmekti. Birileri “bir Bekir gider on Bekir gelir” diyebilir. Öyle olmuyor. 40 yılda aynı kuşaktan ve dört büyük ayrı örgütten sadece birer kişi çıktı. Onlar gittikten sonra yerleri kolay dolmuyor…