BENİ ÖTEKİLEŞTİRME.

Abone Ol

Siyasetin gündemi bu kadar meşgul ettiği bir günde, bu sütuna ve satırlara seçim sonuçlarına dair sözcükler düşmeden, kıyısından köşesinden de olsa değinmeden, devam etmek içime sinmedi doğrusu.

Umuyorum ülkemiz için, hayırlara vesile olur çıkan sonuç.

Bu topraklarda yaşayan hepimiz için değişmeyen tek gerçek, bu ülke topraklarının ve bu ülke insanlarının, birlik beraberlik ve bütünlüğünün devamlılığı olması gerek diye düşünüyorum.

Her hangi bir yolculuğa çıkmadan önce, sizi o yola sokan ve  güzergahınızı belirlemenize, yön çizmenize el veren, yolculuğun temasını belirginleştiren nedenlerin önemini unutmamak gerek. Kaldı ki ideolojilerimizin de üstündedir toprak bütünlüğü, zira  binlerce şehitlerin üzerinizdeki, üzerimizdeki hakları, bizden gün gelir hesap sorar aksi halde.

Sade bir TÜRK vatandaşı olarak benim için seçim sonuçlarından ziyade, değişmez gerçek, tek bayrak tek millet olarak var olabilme savaşının gerçeğidir, içinde bulunduğum durum buna dair kaygılar veriyor ve  yaşatıyor  zaman zaman bana.

 Savunduğum  değerlerin, elimde kalan kırıntılarına rağmen,   bu ülke için hepimizin işimize gelmeyen sonuçlarında bile, dağılmak parçalanmak korkusunu hissetmek istemiyorum, dolayısıyla da bir olmak zorundayız’a olan inancım halen sürüyor.

Sınırlarımızın içindeki değişimler, bizim için daha da çok önem arz ediyor gün geçtikçe. Bizler biz bize, evimizin içinde kavga da ederiz, sevişiriz de, buna çomak sokmaya çalışan birilerinin ve bizi olumsuz etkilemeye çalışan, kapının dışındakilerin boynunu kopartmak gerekiyor öncelikle. Bir de gökyüzünde dalgalanan bayrağıma dil ve göz uzatanların kafasını kopartmak.

Evet son zamanlarda belki bir çoğumuzun istemediği gibi gelişiyor bazı şeyler, ama, yaşam her zaman manevralarda yol aldırır, içine düşürdüğü her canlıya. Virajlardaki ustalıklardır hayat kurtaran başlangıçlar. Biz bu ülkenin, bu toprakların insanlarıyız ve birbirimize ihtiyacımız var,  yaşamak için.

Neden birileri kazanırken birileri hep kaybeder hayat sınavlarında.

Sorumluluklarımızın bilincinde olmadığımızı düşünüyorum.

Hazırcı olduğumuzu düşünüyorum.

İnandığımız değerlerin içeriğine hakim olmadığımızı düşünüyorum.

İnancımızı  yitirdiğimizi ve ne yazık ki birbirimizi ötekileştirdiğimizi düşünüyorum.

 Görev dağılımlarının adil yapılmadığını düşünüyorum.

 İşi bilenlerden ziyade, bilmeyenlerin tepeden indiği bir anlayış yüzünden, kim bilir haklı sebeplerinden dolayı küsen, kırılan, belki de, bilerek küstürülen, kırılan, gerçek değerlerin, elini eteğini çekmelerinden dolayı, hayal kırıkları yaşanıyor son zamanlarda.

Kendini bir türlü yoldan çekmeyen doyumsuz zirve tamahkarlarının, kendilerine dur denildiğinde bile ısrarcı davranmalarının faturalarını ödüyoruz belki de kim bilir.Bu bağlamda gençlik ateşinin artık kabul görmesi gerekmiyor mu sizce de, tabi ki desteğini esirgemeyecek olan ustaların ışığında.

‘’Araya hemen bir öğreti olarak aklımın köşesine yazdığım küçük bir anekdot’u paylaşmak isterim, zira anlamı çok büyük’

Bir büyüğüm iki hafta kadar önce benimle ve yaptığım işlerle ilgili bir sohbette ve eleştirel öğretide, şöyle bir soru sormuştu bana. İstanbul’u Fatih Sultan Mehmet, kaç yaşında fethetti, 21 demiştim.

Sonra bana bakarak hiç 21 yaşında bir genç üstelik o yaşta İstanbul’u fethedebilir mi? Ona İstanbul’u Akşemseddin fethettirmiştir diye tamamlamıştı sözünü.

Aklı başında işi bilen Akşemseddinler’e ve ruhunu kaybetmemiş küsmemiş,  gençlere ihtiyaç var. Ve elbette içinde bulunduğumuz zamana göre geçmişten gelen mesajları güncellemeye.

 

Zamanın şartlarına göre şekillenmek yerine, yıllar öncesinde benimsenmiş kabul edilmiş olanların, emeksizce sadece var olmasına sırtımıza dayadığımızdan olmasın bu hayal kırıklığımız.

Bizlere verilen mesajların içeriğini yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor bana göre ve burnundan kıl aldırmayan, olmadan olmamış olanların, artık kendilerini toparlayıp sözün tam açık ifadesiyle gitmeleri gerekiyor bu arenadan.

Ben bu toprakların bu ülkenin bu Cumhuriyetin bir bireyiyim. Seçim sonuçlarının ne olduğuyla nasıl sonuçlandığıyla değil, bundan sonra neler olacağıyla ilgiliyim daha çok. Eğer çoğunluk, bu ülkede, bu gün bu sonuca hükmetmişse kutlamak ve benim, bizim,  ülkemizde tek bayrak altında üzerimize düşecek göreve hazır olmamız gerekiyor.

Ben farklı siyasi görüşlerimizin gereksiz savaşımlarından yoruldum. Unutuyoruz aynı gemide olduğumuzu, düşman olmak için dünden hazırız. Birbirimizi ötekileştirmeyelim istiyorum, ağzımızdan çıkan öfke sözlerinin çok geçmeden pişmanlığı geliyor da kulaklara. 

Demem o ki iğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına…