yaşamın öfkesiydik

   gök delenlerden

   deniz kirletenlerden

   kent didişmelerinden

   kaçtık

   sarkıtlar dikitler

   damlayla karşıladı bizi

   milyon yıl öncesi

   kucak açtı

   taş yumuşacık tabloydu

   suyun nakışladığı

   ressam doğa baba

   geyik sesi bekledik

   büyük dede omzunda

   şarkıydı şırıltıyla gelen

   korkuyu yıkadı su sesi

   taşların arasında

   karanlık tutsak derinliğe

   ürperti düşleri diriltti

   düşler yaşamın efendisi

   gök ve göl kaynaşmış

   olmuş mağara adı Gökgöl

   sıcakta serin kucak

   soğukta ısıtacak

   en eski ata evi

   dağın altındaki büyülü yol

   götürdü bizi masala

   Ata ruhu bizi öptü

   gizemli yerin altı üstü

   denizi göğü

   Zonguldak bir masal kenti

   Kırk Haramiler gibi

   hazine aradık sürekli

   yerin, denizin altında

   dağların doruklarında

   bir hoş burası

   kara ak yeşil mavi sarı

   bitmez dalgaları

   korkma yol bozuk diye

   uçurumda ev uçmaz

   dalgası kir tutmaz

   ayıkla

   kömür bul gaz bul

   altın ara

   hiçbir şey bulamazsan

   fındık çuvalı tut bayırda

   şimdi paşak zamanı

   gündemi bitmez emeğin

   sen asıl masalsızsan kork

   masalı destanı çok bu kentin

   boş durma

   yeni masallardan rol kap

   uygarlık için denirdi

   mağaradan çıkmak

   görünce estetiği duvarda

   giresin gelmez betonlara

   ben temel doğa dersimi

   aldım GÖLKÖY'den GÖKGÖL'den

   Zonguldak masal kenti

   bozmayın büyüyü

   burası doğal kürsü

   İyi izleyin dersi de

   uygarlık diye diye

   girmeyin yapay mağaralara

   yaşamın öfkesiydik

   gezdik serinledik dindik