BİZ BU MARŞLARLA BÜYÜDÜK

Abone Ol

     İnsan, belli bir doğal ve toplumsal çevreye doğar. Çevre, onu, her yönden, besler, büyütür. Besleyen, büyüten  biçimlendirir insanı.

     Şanstır içine düşülen çevre. O şansı iyiye, güzele dönüştürür bilinçli çaba. İyi sesler gelirse kulağa ne güzel!.. Bazen de çevreyle kavgaya dönüşür yaşam. Direnebilen kazanır, aşabilirse...

     Ben şanslıydım galiba. Cumhuriyet'in erdemlerine sarıldım kundak diye. Marşların ezgisine uydum, akıp geldim bugünlere.

      Yetiştiğim çevrelerin müziğe sarılmış sözleri, içimde kıpır kıpır hâlâ. Gönlümü kıpırdatan marşlardan birkaçını paylaşayım sizinle.

   İlkokul çevremden başlayarak...

     Gençlik Marşı

Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akar.

Güneş ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Bu gök, deniz nerede var,

Nerede bu dağlar, taşlar.

Bu ağaçlar, güzel kuşlar,

Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Her geceyi güneş boğar,

Ülkemizin günü doğar.

Yol uzun da olsa ne var,

Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

                  Söz: Ali Ulvi ELÖVE

                 

      Kastamonu Göl İlköğretmen Okulu döneminden...

Öğretmen Marşı

Alnımızda bilgilerden bir çelenk,

Nura doğru can atan Türk genciyiz.

Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;

Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;

Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,

Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!

Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;

Durma durma koş.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;

Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Söz: İsmail Hikmet ERTAYLAN

                    Beste: Cevat Memduh Altar

     Üniversite döneminde...

     (İstanbul-1970'ler, Zonguldak Öğrenci Yurdu çevresinde, ta ötelerden gelen seslere, marşlara, şarkılara duyarlıydık.)

VENCEREMOS (*)

Fırtına yırtıyor sessizliği

Ufuktan bir güneş doğuyor

Gecekondulardan geliyor halk

Tüm Şili şarkılar söylüyor

Venceremos Venceremos kıralım zincirlerimizi

Venceremos Venceremos!

Zulme ve yoksulluğa paydos

Şili'de halk bugün savaşıyor

Cesaret ve aklın gücüyle

Kahrolsun halkın katili cunta

Yaşasın United Popula!

Venceremos Venceremos kıralım zincirlerimizi

Venceremos Venceremos!

Zulme ve yoksulluğa paydos

Geçmişe ağlamak fayda vermez

Gelecek mutlak sosyalizm

Yarını bugünden kuracağız

O senin tarihin olacak

Venceremos Venceremos kıralım zincirlerimizi

Venceremos Venceremos!

Zulme ve yoksulluğa paydos

(*) Kazanacağız

               Victor Jara

     ... sonrası çok marş dinledim. Bunlardan biri öne çıktı yıllar sonra benim dünyamda.

           İLERİ MARŞI

Yürü, bu yol şeref zafer yolu

Karşında bekliyor seni tanyeri

Yürü, atıl devir karanlığı.

Durma yürü, haydi ileri.

Varsın gel desin sana

Yeşil gölgeli çamlar

Ninni fısıldayan dereler

Şen nağmeler, gülen bir bahar..

Hayır, sakın yolunda kalma sen.

Dağları yıkan gücünle sars yerleri

Ata'm diyor, öğün çalış güven

Durma yürü, haydi ileri...

      Söz:     Celal Emrem

      Beste: Faik Canselen

        Öğretmenlik yıllarımda...

          (1981 Ata'nın doğumunun 100. yılı anısına...)

     DERİNCE LİSESİ MARŞI

     Coşkun akan seller gibi

     Gidiyoruz uygarlığa.

     Bağnazlığı yıka yıka

     Eriyoruz insanlığa.

     Bilgi dolu yolunla sen

     Övün Derince Lisesi.

     Sevgi dolu yuvanla sen

     Övün Derince Lisesi.

     Aşarak tüm engelleri

     ulaşacağız güneşe.

     Ata'mızdan ilkelerle

     Ereceğiz esenliğe.

     Bilgi dolu yolunla sen

     Övün Derince Lisesi.

     Sevgi dolu yuvanla sen

     Övün Derince Lisesi.

          Söz: Hayri Sarı

          Beste: Prof. Dr. Nezihe Yıldırım Şentürk 

     İçimi kıpırdatan marşlarda gör beni.

     Biz marşlarla büyüdük, marşlarla yürüdük. Yürüdüğümüz yolda akıl, bilim kılavuz oldu önümüzde.

     Biz böyle yürüyüp giderken bir yanımız kalmış gerilerde. Marşlarımıza tıkamışlar çocukların, gençlerin kulaklarını. Kadınları, çocukları güçsüz bırakmış ezgisiz, şarkısız çevreler.

     Bir daha gülü dalından, çocuğu doğal ve toplumsal çevresinden koparmayın ha!

     Biz, marşlarla yürüdük de büyüdük. Yürüyüp giderken, sizi unuttuk sevgili çocuklar, bizi bağışlayın! Bizi!..

      Basın tuşlara şu marşları bir de siz dinleyin anam, bacım, kardeşim! Bir de siz!..

      Alın sazı, gitarı elinize! Göreyim sizi!