Bizimkisi saflık işte

Abone Ol
 
Bir gazetedeki, “HDP’li Baydemir’e laiklik fezlekesi” başlığı, acayip ilgimi çekti… Öyle ya, dinsiz ilan edilip etnik kökeni hakkında bin türlü yorum yapılan bir partinin, laiklik karşıtı ne gibi eylemi olabilirdi ki? Dinci yaklaşımları, siyasal alanın temel ögesi haline getiren bir iktidar döneminde, HDP’li bir siyasetçi hangi eylemiyle bunu başarmıştı acaba? “Hayızlı kadınlar oruç tutmuyorum diye açıkta yemek yerlerse dayağı da yer” diyen meczupların “din alimi” payesiyle ortalıkta dolaştığı bir ülkede, seküler yaşamı savunan bir parti, nasıl laiklik karşıtı olabilirdi?
 
İlgiyle okudum haberi... Şimdilerde HDP sözcüsü olan Osman Baydemir’in, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, belediyenin bir binasını, cemevine, on yıllığına, bedelsiz tahsis ettiği saptanmış... Kamu müfettişinin bu doğrultudaki raporu üzerine, Baydemir’in, 6 aydan, 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması istenmiş. “Laik bir ülkede din, kamu hizmeti olarak kabul edilemez” denen fezlekede, yapılanın, mevcut anayasal sistemin “teokratik” bir yapıya dönüştürülmesine yönelik bir eylem olduğu da iddia edilmiş... Şaka gibi...
 
HUKUK MUHALİFLERE İNFAZ ARACI OLARAK KULLANILIYOR
Gülmeyin, okuduğum haberde vallahi böyle yazıyor… Daha çoğu da var da, yazıyı uzatmamak için buraya almadım… Sıra HDP’lilere gelince, “Vur sırtına Abalı’nın” siyaseti güdülüyor kesinlikle... Her yerde atış serbest… Diyarbakır Belediyesinin eş başkanları Gülten Kışanak ile Fırat Anlı 8 aydır tutuklu örneğin, henüz ortada doğru düzgün bir iddianamenin bile olmadığı söyleniyor. Kamuoyuna “Belediyenin imkânlarını terör örgütüne kullandırdıkları” gerekçesiyle tutuklandığı söylenen eş başkanlara, avukatlarının açıklamalarına göre, bu doğrultuda somut tek bir soru bile sorulmamış...
 
Yine avukatlara göre, yaptıkları konuşmalar, sosyal paylaşım sitesindeki paylaşımlar dışında kendilerine yönlendirilen en ağır isnat, terörist cenazelerine araç tahsis etmekmiş yalnızca… Tahsisin belediyenin yasal sorumluluğu olduğunu söyleyen avukatlar, “Esas suç olan, araç tahsis etmeleri değil, etmemeleridir” diyor… Bu konuda örnekleri çoğaltmak mümkün, ancak içinde bulunulan fecaati anlatmak için bunlar yeterli sanırım… Peki, bu, yalnız HDP’leler için mi geçerli? Hayır... Hukuk ne yazık ki ülkemizde muhalif olan tüm unsurlara karşı, infaz aracı olarak kullanılıyor artık...
 
AHMET ŞIK FETÖ’DEN TUTUKLU OLURSA
Ahmet Şık gibi, tüm mesleki birikimini, üstelik dokunanın yandığı günlerde, Gülen hareketinin ipliğini pazara çıkarmaya adamış bir gazetecinin, aylardır FETÖ üyeliğinden tutuklu olduğu bir ülkede, hukukun nesini konuşacağız Allah aşkına? Düne kadar Fettullah Gülen’e yaptığı eleştiriler nedeniyle, din düşmanlığı yapmakla suçlanan Cumhuriyet gazetesinin, tam kadro FETÖ’den içerde olmasını, hangi hukuki gerekçeyle açıklayacağız? Başefendinin akşam konuşmasında hedef gösterdiği tüm kişi ya da çevrelere, ertesi gün işlem başlatan bağımlı yargıdan hangi adaleti bekleyeceğiz?
 
Gece yarısı KHK’leriyle, yüzbinlerce insan, haklarında en küçük adli işlem yapılmadan, “terör örgütüne iltisaklı” olduğu gerekçesiyle kamudaki görevinden atıldı… Şayet yapılan doğrusuysa, AKP hükümeti, yüz binlerce teröristin, aramızda dolaşmasına izin vererek suç işliyor… Kamu güvenliğini büyük tehlikeye atıyor çünkü... Tırnak ucu kadar FETÖ’ye yardımı dokunduğu tespit edilen on binlerce insanın hayatı kayarken, deveyi hamutuyla FETÖ’ye verenlerin, “Rabbim de, milletim de affetsin” diyerek temize çıktığı ülkede bunları konuşmak abesle işgal ama bizimkisi saflık işte…
 
Not: Batman Kozluk’ta, PKK’nin düzenlediği saldırı sonucunda, Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın yaşamını yitirdi… 22 yaşındaki Aybüke, henüz 7 aylık öğretmendi. Amacı ne, yönlendireni kim olursa olsun, cana kast eden her türlü saldırı insanlık dışıdır. Kısacık öğretmenlik yaşamında, verdiği başarılı hizmetlerle öğrencilerinin sevgilisi haline gelen Aybüke Öğretmenimin anısı önünde saygıyla eğiliyor, tüm ülkeye başsağlığı diliyor, alçak saldırıyı kınıyorum…