Anlamak elbette güç değil; biz bu tür şakşakçılığın nedenlerini anlayabiliyoruz. Kaymakam; devlettir! Devlet; egemen güçtür! Güç; boyun eğdirendir! Boyun eğmek; korkudandır! Korku; kendini korumaya almak içgüdüsünü harekete geçirir. Kendini korumak; “Şu dönem bir geçsin!” bahanesinin temelidir. Temel çürük! Bu temelin üzerine ancak bu kadar toplumsal düzen inşa edilebilir! “Ah benim kaymakamım, vah benim kaymakamım!”
Çaycuma Kaymakamı başka bir yere atandı! Çaycumalılar Buluşuyor deyip Çaycumalı olmayan kaymakama ve Çaycumalı olmayan karakol komutanına ödül vermişlerdi. Şimdi ardından methiyeler düzüp gözyaşlarına boğulmaları şaşırtmadı bizi!
Çaycuma da Fethullah Gülen Cemaat Yapılanmasına karşı en etkin mücadeleyi veren örgüt Eğitim Sen olmuştur! Eğitim Sen Zonguldak İl Sekreteri İsmet Akyol ve Çaycuma Temsilciliği Başkanı Gökhan Taner Günsan, KHK ile ihraç edilirken ortaya dökülen belgeler Çaycuma Kaymakamlığı ve Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğünü gösteriyordu!
“Çaycuma ödüllü” kaymakamın ardından “Neden ihbar edildim?” diye soran İsmet Akyol’un paylaşımı altına yorum yazan bir sevgili dostumuzun yürek yakan sözleri şöyleydi; “Yazık yahu! Ekmeğe kan doğramak bu olsa gerek! Alkış tutanların çocuğunun geleceği için yaptığın mücadeleyi maalesef unutmuşlar! Hafızası kaybolmuş şehir! Bir soru da halka sor bence...”
Gün gelecek, devran dönecek, kara sandığınız saçlarınızın ak olduğunu kucağınıza düşünce göreceksiniz! Bu şehrin tarihi, sizin, hangi dönemlerde nasıl tavır aldığınızı yazacaktır! O tarih, torunlarınızın önüne bir liyakat terazisi olarak konulacaktır! Sizi, dağa taşa yazmak boynumun borcu olsun!
HAZİNE ARAZİLERİ VE SATIŞI!
19 Nisan 2012 tarihinde kabul edilerek yürürlüğü konulan 6292 Numaralı yasa, görünüşte Orman Arazisi Dışına Çıkarılan Hazine Arazilerini kapsar. Hemen bitişiğine de “Hazineye Ait Tarım Arazileri” eklemlenir!
Anayasaya göre yurttaş olmaktan kaynaklanan haklarımızdan birisi de üzerinde yaşadığımız tarım arazilerinin, bir karşılık öngörülmeksizin, kullanım sürelerine bakılarak sahiplerine tapu verilmesidir.
Gelin görün ki devleti yöneten egemen güç, bu hakkı şöyle ya da böyle devre dışı bırakarak, bu tarım arazilerini de parayla satmayı yasaya bağlar!
Çaycuma’nın Serdaroğlu Köyü ve Kahvecioğlu Köyü başta olmak üzere birçok köyünde, Havza-i Fahmiye Yasası gerekçe gösterilerek ve üstte sayı ve tarihini verdiğim yasadan da yararlanarak, köylülerimizin yüzyıllardır ekip biçtikleri arazilerini parayla almaları istenmektedir.
Köy Muhtarları ve İhtiyar Heyetleri konuya ilişkin çalmadık kapı bırakmadı! Sonuç; hüsran! Havza-i Fahmiye Yasası yer altı madenleri ve işletilmesini esas almasına ve köylerin arazilerinde böylesi bir maden saptaması da olmamasına karşın, kendi arazileri üzerinde işgalci konumuna düşüp evlerinin gecekondu muamelesi görmesi kabul edilir bir durum değildir!
İktidarın, Zonguldak’ta üç milletvekili bulunmaktadır. Bu milletvekilleri Ankara’da ne yaparlar; anlamak olanaksız! Bu ve benzeri sorunları çözmeyecekseniz niye varsınız?
Serdaroğlu Köyü ve Kahvecioğlu Köyü başta olmak üzere aynı mağduriyeti yaşayan yurttaşlarımızın tarım arazileri en kısa zamanda hak sahiplerine verilmelidir!
BU İKTİDAR GİTTİĞİNDE...
Bu iktidar gittiğinde yerine gelecek hükümetin işi çok zor! “Devlet” olarak ortada hiçbir şey kalmadı. AKP sonrası kurulacak bir hükümetin; “Milli Mutabakat Hükümeti” olması gerekir. Partilerin aldıkları oylar çok da dikkate alınmaksızın ve hatta alanında yetkin sosyolog, bilim adamı ve akademisyenlerin de içinde bulunduğu bir mutabakat hükümeti olmalı bu!
Çünkü yapılacak o kadar çok iş var ki! Çöküntü ve hasar büyük!
Hayır, AKP Hükümetiyle ilgili aldığım bir tüyo vs. yok. Öyle durup dururken aklıma geldi de söyledim!
Halk, “Gayrik yeter!” deyip ayağa kalkmadan hiçbir toplumsal gelecek öngörülemez! Halkımızın ekseriyeti şu an derin uykuda!