Avcı'dan Erbaş'a ziyaret Avcı'dan Erbaş'a ziyaret

Dizdar açıklamasında, “2025 yılında uygulanacak asgari ücret Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından net 22 bin 104, brüt ise 26 bin 5 TL olarak duyuruldu. Asgari ücret işveren kesimi ve hükümet tarafından bir teklif sunulmadan ve müzakere yapılmadan oldu bittiyle belirlendi ve açıklandı. Teklif yok, göstermelik de olsa müzakere yok. Türkiye’de 1974’ten bu yana ulusal düzeyde asgari ücret açıklanıyor. Komisyon 50 yıldır ilk kez gece toplandı, üstelik işçi tarafı olmadan. Ülkemizde bu kadar önemli bir süreç, asgari ücretin tespit süreci de gayri ciddi hale geldi.
İşverenlerin ve hükümetin tek taraflı kararıyla asgari ücret belirlenirken uluslararası sermaye çevrelerine verilen yüzde 30 artış sözüne kuruşu kuruşuna uyuldu.
Bu asgari ücret bu ülkeyle, işçiyle, ücretliyle, dar gelirliyle dalga geçmektir, milyonları yoksulluğa değil, açlığa mahkûm etmektir. Bu ülkede yaşayan herkesin gerçek olmadığını yaşayarak bildiği TÜİK’in resmi enflasyonun bile yüzde 46 olduğu koşullarda yüzde 30’luk bir artış ile milyonlarca işçi ve ailesi enflasyona açıkça ezdirildi. Devletin toplayacağı vergi ve harçlardaki artışı belirleyen yeniden değerleme oranı yüzde 44 iken asgari ücrete bunun çok altında bir artış yapıldı.
Geçtiğimiz yıl asgari ücrete 5600 lira artış yapılmış iken, yıl boyunca asgari ücretin alım gücü 7500 lira azaldı.  Bu kayıp telafi edilmediği gibi asgari ücret geçen senekinden bile az, 5100 lira artırıldı.
Kasım ayı itibariyle açlık sınırının 21 bin lira civarında olduğu düşünüldüğünde, yılın ilk veya ikinci ayında asgari ücret açlık sınırın altına düşecektir. Yani asgari ücret elimize geçtiğinde artık sadece karın doyurmaya bile yetmeyecektir.
Yeni asgari ücret emeğin ürettiği değerden aldığı payın daha da düşmesine de yol açacak. Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı yüzde 36’lara kadar gerileyecek, zaten bozuk olan gelir dağılımı daha da bozulacak. Sermaye kar rekorları kırmaya devam ederken, ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenler açlıkla mücadele edecek. Bu adaletsiz düzen böyle gitmez!
Her zaman vurguladığımız gibi Türkiye’de asgari ücret istisnai bir ücret değil, ortalama bir ücrettir. Asgari ücret, işçi sınıfının en az yarısının ücretidir, milyonların meselesidir.
Asgari ücrete ve genel olarak ücretlere dair tarafların yaklaşımı nasıl bir ülke hayal ettiklerinin göstergesidir. Ülkeyi yönetenler bu asgari ücretle Türkiye’nin uluslararası piyasalarda ucuz ve güvencesiz işçi cenneti olarak sunulmasına karar verdiklerini bir kez daha ilan etmiştir.
Bu tercihe karşı hepimize düşen görev emeğin yanıtını örgütlemektir. İşçiler örgütlenerek, sendikalı olarak, DİSK’li olarak asgari ücret dayatmasından kurtulacaktır. İşçiler her türlü yasağa ve baskılara rağmen grevleriyle, direnişleriyle kendilerine ve ülkeye vurulmak istenen zincirleri kırmaktadır.
Tüm işçileri, tüm sınıf kardeşlerimizi örgütlenmemizi büyütmeye, bu mücadeleye katılmaya, bu sefalet dayatmasını püskürtmeye, bu adaletsiz düzene karşı birleşmeye çağırıyoruz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz! Gelirde, vergide ve ülkede adalet için mücadeleye devam” dedi.

Editör: Sercan Yıldırım