Zonguldak’ın birçok adının yanına, “İsrafın ve beceriksizliğin başkenti”ni de eklemek gerekiyor bence. Bildim bileli hiçbir sorununu çözemiyor çünkü. Ben çocukken neler konuşuluyorsa, saçım sakalım ağardı, aynı sorunlar, daha da büyümüş olarak duruyor kentin önünde. En kötüsü de, dünyadaki değişim, ülkedeki gelişmeler gibi yaşadıklarımızdan da ders almıyor kimse. Çapsız siyasetle taçlanan fikri kabızlık yalnızca bugünümüzü değil geleceğimizi de çürütüyor…
Ulaşım bildim bileli sorundu mesela bu kente. Karayolu kalitesi çok düşük, yollar eğri büğrüydü. Ne değişti geçen onca yılda? Kötü yol standardı nedeniyle oluşan kazalarda daha çok insanımız can veriyor. Eskiden deniz ve demiryolu ulaşımda ciddi bir alternatifti hiç değilse, şimdi, onlar da alındı elimizden. Limanlarına yıllardır bir yolcu gemisi uğramadığı gibi, pandemi başından beri trenler de işlemiyor. Hükümete çöreklenmiş karayolu lobisi, hiçbir alternatife izin vermiyor çünkü…
TTK, SIFIRI TÜKETTİ DE, “YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİ” DEVRİ BİTTİ Bir ÖLÇÜDE
Kentleşme eskiden de kötüydü. Ben çocukken bin yamalı bohçayı andıran yollara, kırık dökük merdivenlerle ulaşırdık. Ama beton canavarı her tarafı yutmamıştı daha. İyi bir planlama ile güzel bir kent pekâlâ yaratılabilirdi. Zonguldak, Kozlu ve Kilimli denize teraslanarak akan muhteşem sahil kentleri olabilirdi mesela. Tarihi dokusu korunan Ereğli’nin, ülkenin en güzel kenti olması işten bile değildi. Ama her şeyin üstünden önce buldozer, sonra da beton mikseri geçince kent bu hale geldi...
Siz de izliyorsunuz, israf gökyüzüne çıktı Zonguldak’ta. Benim çocukluğumda siyaset bezirgânlarının oyuncağı olan EKİ mallarının bini bir paraydı. Akıl almaz bir kaynak savurganlığı yalnızca madenlerin değil, kentin de geleceğini de yok ederek sürüp gidiyordu pervasızca. Miras yedi TTK sıfırı tüketti de, “Yağma Hasan’ın böreği” devri bitti bir ölçüde. Öngörü yoksunu siyaset baronlarının elinde yapboz tahtasına dönen kentte, o alışkanlık, başka boyutlarda sürüyor ama…
KİMİN, HANGİ MASUMİYETİNDEN SÖZ EDECEĞİZ
Viyadük düzenlemelerinde, protokol camisinde, yeni hastanedeki akıl almaz israfı defalarca dile getirdim bu köşede. “Hesap veren yok mu” diye sordum. Çıt çıkmadığı gibi herkes bildiğini okumaya devam etti yine. Açık söylüyorum, zalimler, en büyük cesareti yanlışı görmezden gelen sessiz çoğunluktan alıyor. O çoğunluk, kamu malını korumak için çırpınan bizleri değil de “Bunlar her şeye karşı” diye itibarsızlaştıran çapsızları seviyor. Soruyorum: Kim, hangi masumiyetten söz ediyor…
Bir örnek daha: Zonguldak Belediyesi sözde kenti asfaltlıyor. İzliyorum, ön hazırlığı, altyapı-kaldırım düzenlemesi yapılmadığı gibi işçilik de son derece kötü, serilmiyor da, saçılıyor resmen. Öncekilerin beceriksizliği yüzünden her türlü hizmete aç yurttaşlar da bunun matah bir şey sanıyor. Hal böyle olunca, yollar, kısa süre sonra yeniden kazılıyor. Nereden geçtiği çok belli doğal gaz boruları patlatılıp başka kamu zararı yaratılıyor üstelik. “Bu ne iş bilmezlik, ne büyük israf” diyerek karşı çıkmayalım mı?