Merhaba Değerli Okurlarım, bugün hepimizin bildiği gibi 10 Kasım.
Yani Atamızın ölüm yıldönümü. Atamız Ulu Önderimiz 10 Kasım 1938 tarihinde Dolmabahçe Sarayında saat 9'u 5 geçe hayata gözlerini yummuştu. Atamızın vefatıyla birlikte Yüce Türk Milleti için acılı bir yas dönemi başlamıştı. Atamızın ölümüyle herkes kanlı gözyaşları dökmüş, onun vefatı Türk milletinin yüreklerini yakmıştı.
Onun vefatı salt Türkleri değil bütün Dünya milletleri üzerinde büyük yankı uyandırmıştı. Dünya basını Atamızın vefatına sayfa sayfa yer vermişti, dönemin ulusal gazetelerinde. Atamızın naaşı caddelerden geçerken Fransızların montlarının ceketlerinin düğmelerini kopararak Atamızın naaşına attıkları görülmüş, caddelerde. Neden böyle yaptıkları sorulduğunda ise Fransızlar şu cevabı veriyor : "Atatürk öyle yüce öyle saygıdeğer öyle kıymetli bir insandır ki onun vefatı Tüm Dünya için büyük bir kayıptır.
Biz Fransızlar bir vefat olayına çok üzüldüğümüzde kederimizi böyle gösteririz, üstümüzdeki kıyafetlerin düğmelerini koparıp naaşın üstüne atarız, böylece naaşa hem saygımızı hemde sevgimizi ve onun için ölümünden duyduğumuz derin üzüntüyü ifade etmiş oluruz "demişlerdir. Bununla birlikte Atamızın ölümü çeşitli dünya basınında şöyle de yer almıştır :" Uyanın! Herkes ayağa kalksın! Bugün bir devrimciyi selamlayacağız! " Atamızın ölümüyle birlikte bir anekdot daha paylaşmak istiyorum, sizlerle...
Atamızın vefatıyla yanında kendisinin çok kıymet verdiği yaveri olan Salih Bozok'un da Atamızın vefatının üzüntüsünü kaldıramayıp elim bir intihar girişiminde bulunduğu fakat bunu başaramadığı da Tarihi yazılı kaynaklarda anlatılır. Nitekim Atatürk büyük bir insandı, vazgeçilmez bir değerdi, Atatürk bir devrimciydi, yenilikçiydi, vazgeçilmez İlke ve İnkılaplara sahipti, modern ve çağdaş bir devlet adamıydı, döneminin en ışıklı aydınıydı... Daha burada anlatılamayan ve yazılmayan mükemmel bir değerdi.
Türkiyemiz için yaptığı fedakarlıklar, katlandığı cefalar, onun yüreğindeki vazgeçilmez vatan ve millet sevgisi asla inkar edilemezdi. Bu yüzden Atamız hep başımızın tacıydı. Gönüllerdeki yeri doldurulamazdı. Bu yüzden Atatürk ölmedi hiçbir tarihte hiçbir zaman... Atatürk hep yaşıyordu, daima yaşayacaktı gönüllerde, yüreklerde ve daima başımızın üstünde...
Kalbimizde sonsuza kadar yaşayacaksın Atam!! Ruhun şad mekanın cennet olsun! Sen ölmedin, ölmeyeceksin ve hep gönüllerimizde yaşayacaksın! Esen kalın.