Yalnız bu zamana kadar bu ağaçlar doğada kendi kendine yetişmiş veya toplama usulü, kendileri tüketmek için bahçelere ekilmiş. Özelikle Zonguldak kestanesi neredeyse sadece orman ürünü olarak kendi kendine yetişmekte. Üstüne üstelik ormandan kestane toplamak yasaklandığından tonlarca ürün toprak oluyor.
Enerji santralleri kurulması ile ormanda kendi kendine yetişen kestane ağaçların ise son 20 yılda önemli miktarının kuruduğu gözlenmekte. Oysa kestane ağaçları 1000 yıla kadar yaşayabilen ağaçlar.
Kestanenin Zonguldak’tan dünya geneline dağılması MÖ 5. yy'da gerçekleştiğini biliyor musunuz ? .
Buradan Yunanistan'a getirilmiş ve oradan Avrupa’ya yayılmış. . İtalyan kestaneleri Batı Karadeniz Kestane ağaçları neslinden olduğu vurgulanıyor.
Bölgede doğa bile kendi yağmurunu kendi sağlıyor. Bölgemize has “kestane yağmurları “ zamanı diye bir takvim var. Ama biz kestaneleri kurutuyoruz.
Nedense Zonguldak’ta bu ürünler için küçümseyici bir bakış açısı var. Zonguldak'ta hiç destek almadan, kurumsallıktan uzak, köylülerin kendi kendine ek iş olarak bellediği ceviz üretimi yıllık ortalama 2700 ton . Cevizin kilosu 120 TL, Bir yıllık gelir 330 milyon. Bu da 1592 kişinin aylık askeri ücretine denk geliyor. Eren santralinde çalışan işçilerin iki katı .
Adam akıllı yapıldığı zaman TTK'nın tüm işçi maaşlarını geçmeyeceği ne malum ? Sadece ceviz için bu .
Zonguldak'ın marka değeri oluşturacak ürünleri o kadar çok ki : bunların bazılarını aşağıda vereceğim.
Ereğli Osmanlı Çileği , ilk defa 1900'lü yıllarda Osmanlı zamanında dikilmiş.
1930 yılında Türkiye'nin devlet tarafından kredilendirilen ilk konserve fabrikası , Osmanlı çileğinin yoğunlaşması ile birlikte Karadeniz Ereğli'de kurulmuş. 1960'lı yıllarda Karadeniz Ereğli'de Osmanlı çileği üretimi had safhaya ulaşır ve ülke genelinde adını duyurmaya başlamış. Osmanlı çileğinden yapılan likör Türkiye Devleti tarafından sadece Avrupa'nın zengin sofralarında kullanılmak üzere ihraç edilmeye başlanmış..
Sonra ne mi olmuş ?
Osmanlı çileğinin üretimi 1960'lı yıllardan sonra büyük bir gerileme sürecine girmiş ve 1985'li yıllara gelindiğinde neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş. 1994 yılından sonra belediye tarafından desteklenen Osmanlı Çileği üreticilerine ücretsiz çilek tohumu verildikten sonra ; yine belediye tarafından kurulan seralarda fide yetiştirilmeye başlanmış.
Bugün Karadeniz Ereğli'de halen 500'ü aşkın aile Osmanlı Çileği üretiminden geçimini sağlamaktadır.
Ben aşağıda Zonguldak ile özleşen, özen gözterildiğinde şehrin marka değerini oluşturacak listeyi hazırladım.
Elpek Bezi
Baston
Manda Yoğurdu.
Osmanlı Çileği ve Likör, reçel
Siyez Buğdayı
Balık ve balık ürünleri
Filyos Canlı Balık Restorantları
Soslu Kebap
Ereğli pidesi
Bülent Ecevit Üniversitesi
Kozalak reçeli
Reçine ve Kehribar
Defne Yaprağı
Karaelmas Ekspresi
Türkali Sahili
Kestane-
Kestane balı
Kestane reçeli
Ceviz
Mürdüm Eriği
ÇATES A Müzesi
Kuşburnu ürünleri
Kadıoğlu Mozaikleri
Tion Antik Şehri
Su Kemeri
Gümeli Yaylası
Herkime Evleri
Tenekede tavuk
Keşkek
Çöpele
Sütlü Armut
Varagel
Sera Ürünleri
Filyos Vadisi
Çektirme tekneleri
Kocayemiş
Çadır turizmi
Bungalov evleri
Orman kampları
Karavan turizmi
Pelemet Kumaşı
Porsuk Ağaç
Trüf Mantarı
Keş Peyniri
Kiremitte köfte
Kız Mantarı
İstanbul. Ereğli- Zonguldak Vapur Seferleri..
Vb.......
Bunlardan hangisi markalaşır , hangisi marka değeri taşımaz bilmem ama ; bildiğim bir şey var. Almanya’dan , Zonguldak’a kadar en iyi sucuk Çatalağzı’nda yapılıyor. Fakat Çatalağzı dışına çıkamıyor.
Almanya’da 25 Euro’ya satılan en iyi sucuk markası, Çatalağzı’nda üretilen sucuğun tadının yanına yaklaşamaz.
teşvik, tanıtım , pazarlama ve reklam.
Bütün mesele Zonguldak markası yaratmak
Hayati Yılmaz ile Zonguldak Tarih