ÇATES tartışmaları ve kömürde gümrük vergisi

Abone Ol

 Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES)'in satışı gündeme geldiği birkaç yıldan bugüne Zonguldak'ta tartışmanın boyutları gittikçe kızıştı. Zonguldaklı kömür üreticileri, Genel Maden İşçileri Sendikası ve bazı sanayici-tüccarlar "ÇATES'i Zonguldak dışından satın alan birileri Zonguldak kömürünü almaz, dışarıdan kömür ithal eder. Bu da Zonguldak yöresindeki kömür üretimine sekte vurur ve kömürden yasal ve yasadışı-kaçak ekmek yiyen 5 bin kişinin işsiz-aç kalmasına neden olur" diyerek ÇATES'in kendilerine satılmasında hükümete ısrar ediyor.

 

75 yıl önce üretime başlayan, 25 yıl önce yenilenen ama günümüzde teknoloji yoğun özelliği kalmayan ve neredeyse atıl bir işletme konumunda olan ÇATES'in bu haliyle günün teknolojik koşullarına göre yenilenmesi de mali açıdan yüksek olur. Bu atıllığı ÇATES'e talip olan Zonguldaklı sanayiciler-kömür üreticileri de biliyor ama bu miadı dolmuş, yenilenme maliyeti çok yüksek olan santralde yakılacak kömürün yarı yarıya şistli-taşlı olacağı için elektrik üretim maliyetinin ucuz olacağını söylüyorlar. Böylece santral, lavuarlanmamış kömürü yakıp elektrik üretimine katkı sunacak. Lavuarlanmamış kömür kül ve duman demek, kül ve duman ise çevre için zehir üretimi demek.

ÇATES'in yıllık kömür tüketimi bir milyon yedi yüz elli bin ton. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) yıllık kömür üretimi bir milyon iki yüz bin ton. ÇATES, yıllık kömür tüketiminin  sekiz yüz bin tonunu özel sektörden, dokuz yüz bin tonunu TTK’dan karşılıyor. Yani ÇATES'in yıllık tüketimi TTK'nın ürettiği kömürden çok fazla. Bu arada hazır yeri gelmişken belirtmekte fayda var, TTK yıllık bir milyon iki yüz bin ton kömürü on bin işçi ile özel sektör ise Zonguldak dağlarında kömür üretiminde çalışan, SGK kayıtlarına göre iki bin işçiyle (Üç binden fazla işçi de, tüm sosyal güvenlik haklarından mahrum kayıt dışı çalıştırılıyor) yıllık bir buçuk milyon ton kömür üretiyor. Özel sektör ürettiği kömürün sekiz yüz bin tonunu ÇATES'e, altı yüz bin tonunu ise konutlara yakacak ve sanayiye satıyor. Çevre kirliliği, doğanın, doğal kaynakların ve emek sömürüsüne dayalı böylesi bir tesisin ülke enerji üretimine katkı payı ise yüzde iki buçuk.

 

BANA NE DİYEMEYİZ

Buraya kadar yazdıklarımın çoğunu on yedi yılda belki ellinci yazışım. Demek ki havzada on yedi yılda pek değişim olmamış.  Ben bir Marksist’im. Marksistler toplumsal sorunların çözümüne bilimsel yöntemimiz diyalektik materyalizm ve toplumsal gerçekçilik esasına göre yaklaşır. Yani  değişim -dönüşüm için demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlarını genişleterek ileriye gidileceğine inanır onun mücadelesini veririz. Sözün kısası her şeye "İstemezük, bu bizi ilgilendirmez, burjuvaziye akıl vermek Marksistlerin işi değil vb." deyip karşı çıkma lüksümüz yok. Özel sektörde çalışan işçilerin sefil yaşamlarını, sömürünün katmerlisini, doğanın ve doğal kaynakların nasıl sömürüldüğünü biliyoruz, bunları iyileştirme yolunda adım atmak mücadele etmek boynumuzun borcu. Redevanslı sahalarda izinli, izinsiz-kaçak olarak dolaylı ve direkt kömür işinden ekmek yiyen insan sayısı on beş bin kişinin üzerinde. Yani on beş bin can. TTK'da bu sayı sadece çalışanlar olarak on iki bin can. Toplam olarak kömürden doğrudan ekmek yiyen en az otuz bin can. Dolaylı olarak toplam kırk bin insanımız kömürden geçiniyor. Bu kadar insanı ilgilendiren bir durum karşısında ,"Burjuvaziye akıl vermek bize düşmez" diyemeyiz, bu sorun hepimizi ilgilendiriyor.

 

Peki, öneri ne? Bu sorunun cevabı için biraz geriye doksanlı yılların başına, büyük madenci grevi öncesine gidelim. Grev daha başlamadan, grev boyunca ülkenin kömür sıkıntısı çekmemesi için Özal, kömür ithalindeki vergiyi neredeyse sıfırladı.  Grev boyunca maden işçisi kömür üretmedi ama ülke, gümrükteki verginin düşüşü ile ucuzlayan ithal kömür sayesinde sıkıntı çekmedi. Eren-Enerji ve ÇATES'in Zonguldak kömürü yakması isteniyorsa, çözüm ÇATES'in Zonguldaklı işadamlarına satılmasında değil, çözüm kömür ithalinde verginin mümkün olduğunca fazla miktarda yukarı çekilmesinde. (Şu anda ithal kömürde vergi sıfır seviyesinde). Eğer bölge milletvekilleri, kömür üreticileri ve Zonguldaklı sanayiciler ÇATES'in kendilerine satılmasında samimi iseler, hükümeti ithal kömürden alınan vergilerin yükseltilmesi konusunda ikna etmeliler. "ÇATES'i, Zonguldaklı işadamlarına satın" söylemi hiç de samimi değil. Yüreğiniz yetiyorsa hep birlikte ithal kömürden alınan gümrük vergisinin artırılması için hükümete baskı yapalım.