CHP-Taksim ve istifalar!

Abone Ol

Dün Gazipaşa’da yürürken Taksim olaylarıyla ilgili yazdıklarıma o kadar tezat tepkiler aldım ki…

AKP karşıtları az bile yazmakla suçladı…

AKP’li dostlarımız ise ‘Yazdıkların kanımıza dokunuyor’ diyecek kadar öfkeliydi.

Bir ara acıktığımı fark edip uzun zamandır ihmal ettiğim Çatı Kebap’ta gevrek iki lahmacun yemeye karar verdim. Arka sokakta yürürken orta yaşlı naif bir hanımefendi yanıma yaklaşıp;

‘Mustafa Beysiniz değil mi?’ diyor.

Tanımadığınız bir kişinin sizi fark edip köşe yazısındaki resimden tanımasının hazı ve gururuyla ‘evet buyurun’ diyorum…

Son derece kibar ve güzel Türkçesiyle, Halkın Sesi’nin internet sitesine son zamanlarda ulaşamadığını Taksim olaylarının Zonguldak yansımalarını ve yapılan eylemleri Halkın Sesi’nden izlediğini söylüyor. Yaşanan sorunun şimdilik aşıldığını, sitenin yayında olduğunu söyleyip Çatı’nın hain merdivenlerini tırmanıyorum.

Bunları anlatmaktaki maksadım, aynı olayın toplumda ne kadar farklı yansımalarının olabileceğine vurgu yapmak. Ne AKP’li abone ve internet takipçilerimiz, ne de birazdan yapacağım yorum için CHP’li arkadaşlarımız hiç kusura bakmasın…

Bir kez olsun abone kaybetmek kaygısıyla haber yapmadığımız için, Taksim Gezi Parkı’yla ilgili tavrımız son derece açık ve net! Bana göre olayların bu noktaya gelmesinin tek sorumlusu Başbakan’ın anlamsız inadı ve anti demokratik kararlarıdır. Ve tabi kendisi gibi düşünmeyenler için söylediği yakışıksız sözler!

Zaman zaman ben de televizyonu boğazlayacak kadar kızsam da Başbakan’a yönelik küfürlü pankart ve sloganları da medeni bir insana yakıştıramıyorum. Amaç psikolojik savaşsa, küfür yerine zeka ürünü mizahi yaklaşımların karşıt görüşlüleri daha fazla kızdıracağını hep birlikte görüyoruz! Aksi bir manzara bu haklı mücadeleye göle düşürür.

Taksim direnişi, Türkiye’de yaşanan muhalefet boşluğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yıllardır AKP’nin kendisine oy vermeyen yurttaşlara yaptığı zulme rağmen iktidarda kalışını, CHP’nin yeteri kadar muhalefet edemeyişine bağlayanlar bir kez daha haklı çıktı.

Taksim’de AKP karşıtı gösteri yapanların önemli bir bölümünün bugüne kadar hiçbir siyasal partiye üye olmayışı CHP’nin 90 kuşağından ne denli uzak olduğunun en somut kanıtı! Taksim’e hak aramak için değil de eylemi terörize etmek için gelenler ile doğaya ve kentine sahip çıkıp, ifade özgürlüklerinin ellerinden alındığını düşünerek eyleme katılanları aynı kefeye koymak, Gezi Parkı ahalisine büyük haksızlık olur.

Lafı lastik gibi uzatınca konuyu Zonguldak CHP’deki istifalara getirmekte bir hayli zor oluyor.

Dün İl Genel Meclisi üyesi CHP’li Ali Tarakçı ve İsmail Altunkaya’nın partilerinden istifa etmesi CHP’nin neden toplumsal muhalefet yapamayışının gerçek nedenidir. Kuvvetli muhtemel arkadaşlar CHP’den sonra soluğu AKP’de alacak. CHP’li vatandaşların emanet ettiği oylara rağmen koltuğunu sağlama almak içim AKP’ye yamanan siyasetçiler yüzünden genç seçmen CHP’ye güvenemiyor.

Sosyal demokrat bir partiye yakışmayacak antidemokratik uygulamalarla tepeden inme listeler yapan CHP, halkın değil CHP’yi yönetenlerin belirlediği adaylarla seçmenin karşına çıkıyor. Son iki ayda CHP’den istifa eden Gümeli, Nebioğlu ve Bakacakkadı Belediye Başkanları bu tezin çöküşünün son mahsulleriydi…

Ama istifalar bununla da kalmadı.  Posbıyık’ı devirmek için CHP’den istifa edenler de yukarıda tarif ettiğim siyasi yapının ürünü değil miydi? Tabii bu süreçte İlçe Başkanının görevden alınması da CHP’yi iyice zora soktu.

Zonguldak Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri arasında kanlı bıçaklı olanyar mı dersiniz… CHP’ye ihanet edip AKP adayına başkanlık koltuğunu peşkeş çekmek isteyenler mi dersiniz!

Hepsi CHP’deki bu yapının ve seçimlerde yapılan listelerde kriterlerin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamaz mı?

Umarım bu analiz, yerel seçimlerden bir yıl önce Zonguldak Belediye Başkan adayının Harun Akın olduğunu kamuoyuna dolaylı yollardan deklare eden İl Başkanı Halil Furat’a bir ışık olur. Çünkü o koltuklar kimsenin babasını malı değil!

***

Dün CHP’de yaşananları sormak için aradığım CHP İl Başkan Yardımcısı Nurettin Yolcu, sohbetin sonunda müthiş bir öneri getirdi. Size göre; doğalgaz kazısı nedeniyle trafiğe kapanan Gazipaşa’yı araç trafiğine tamamen kapatsak ne olur? Son bir haftadır kapalı olmasına rağmen trafikte öyle olağan bir yoğunluk yaşanmaması sizlerin de dikkatini çekmedi mi?

Gelin yarın bunu tartışalım. Yarın çok özel bir durum olmazsa bu olayı masaya yatıralım.

Sizce nasıl olur?