CHP’nin Demir Leydisi!

Abone Ol
CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun’un açıklamalarıyla başlayan tartışmayı bir süredir sosyal medya üzerinden takip ediyorum…

Kimileri onu “CHP’nin Demir Leydisi” olarak görüyor…

Kimileri ise üslubunu yadırgıyor!

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu’nun muhaliflere yönelik “temizleyeceğiz” açıklamalarının paralelinde benzer beyanatlarıyla gündeme gelen Ebru Hanım, tanıdığım kadarıyla naif, ses tonunu kolay kolay yükseltmeyen bir hanımefendi…

Yani kişiliğiyle ilçe başkanlığı koltuğuna oturur oturmaz söyledikleri 180 derece zıt!

Seçildiği gün verdiği birlik beraberlik mesajlarının aksine “disiplin” tehdidiyle muhaliflere aba altından sopa göstermesi hiç hoş olmadı. 

Hakaret ve iftira olmadığı sürece insanların CHP’nin yönetim kadrolarını eleştirmesi demokrasinin ta kendisidir.

Eski yeni hiç fark etmez, sırf CHP rozeti taşıdıkları için milletvekilleri eleştirilmemez diye bir ayet mi var yoksa?

AKP’yi “tek adamcılık” ve “biat kültürü” nedeniyle eleştiren Cumhuriyetçiler,  eleştirilmekten, konuşmaktan neden korkar?
CHP İl Başkanı Sayın Ahmet Altun ve CHP Merkez İlçe Başkanı Sayın Ebru Uzun, kabul etmeseler de, geçmişte ticari ortaklığı da olan “Harun Akın-Şerafettin Turpcu” siyasi ortaklığının siyaseten prematüre doğmuş politikacılar!
Aslında hem Sayın Altun, hem de Ebru Hanım, toplumda saygınlığı, karşılığı olan isimler. Belki de eleştirilerin aksine bulundukları koltuğun hakkını vererek görev yapacaklar.

Onlar,  “Biz kimsenin adamı değiliz” diyerek Tupcu ve Akın tarafından yönetilen sürecin çıkardığı isimler olduklarını kabul etmiyor…

Ancak kamuoyu onların ne söylediğine değil, nasıl bir yönetim şekli göstereceklerine bakar!

Altun ve Uzun’un bugün o koltukta oturma nedeni, parti tabanında kabul gören ılımlı tavırlarıydı…

Ebru Uzun’un “gereken yapılacak” açıklaması bu meyanda hiç de şık durmadı…

Hele de bu yıllardır iktidar olamamış CHP gibi bir parti de sadece konuştukları gerekçesiyle disiplin işleyecekse, vay CHP’nin haline…

                                                  ***

Şaşırdım, hoşuma da gitmedi değil…

AKP Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar’ın, bir mahalle muhtarını danışman olarak meclise taşıması şık bir hareket oldu…

Şimdi birileri çıkar, “Vekil muhtara ne danışacak?” diye sorar…

En azından bu şehrin suyunu içmiş, ekmeğini yemiş, insanlarını tanıyan bir adam Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Murat Topcu…

İyi mi oldu kötü mü oldu onu zaman gösterecek…

Memlekette adam yokmuşçasına, başka şehirlerin eski vekillerinin danışmanlarını yanına alan milletvekillerimiz umarım en azından bundan sonra bu kentin genç beyinlerine daha çok fırsat verir!

                                                ***

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…

Bakın görün, yarınki gazetelerde toplumun her kesiminden çarşaf çarşaf açıklamalar yayımlanacak…

Gazeteciler göklere çıkartılıp, öve öve bitirilemeyecek…

Bu ülkede iki farklı gazeteci var…

Biri, gazetecilik yaparak geçimini sağlayanlar…

Diğeri ise “gazeteci” kimliği ve gazetecilerin sırtında geçimini sağlayanlar…

İlginç olan toplumda ikinci bahsettiğim gazeteci modelinin daha çok itibar görmesi…

Öylesine anlamsız geliyor ki, o yapılan açıklamalar…

“Laf olsun torba dolsun”dan öteye gitmeyen sözler ve bir önceki yıl kullanılan açıklamaların (ctrl+c/ctrl+v)  yapılarak gazetelere e-mail atılmasıysa mesele…

Çalışan Gazeteciler Günü’nüz kutlu olsun çocuklar…

Biz ise sadece yaptıkları haberler birilerinin hoşuna gitmediği için zindana atan gazetecilere atfediyoruz 10 Ocak’ı yüzümüz kızararak…

Hangi basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz siz?