ÇIRPINIYOR KARADENİZ!..
Birçok özelliği ile dünyada tek olma niteliğindeki Karadeniz’de, Atlantik okyanusuna Akdeniz üzerinden tek bağlantısı İstanbul Boğazı olması ve uluslararası bir geçiş yolu olarak kullanılması sebebi ile Deniz kazaları ve petrol-sintine kaynaklı gemi kirliliğine sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca plansız balık avcılığı ve kıyılardan veya gemilerden Karadeniz’e ulaşan çöpler de Karadeniz ekosistemine ciddi manada zararlar verebilmektedir.
Karadeniz ekosistemin korunması ve deniz kirliliğinin önüne geçilebilmesi amacı ile 1996 yılında ülkemizde Türkiye, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Romanya, ve Gürcistan’ın katılımı ile Karadeniz stratejik eylem planı imzalanmıştır.
Bu kapsamda her yıl 31 Ekim tarihi “Uluslararası Karadeniz Günü” olarak taraf ülkelerin temsilcilerinin bir araya gelmesi ile kutlanıyor. Ayrıca taraf ülkelerde çeşitli yerel etkinlikler düzenlenerek Karadeniz’in korunması ile ilgili yapılan çalışmalar paylaşılıyor ve konu ile ilgili farkındalığın arttırılması amaçlanıyor.
Bildiğiniz gibi Karadeniz’in korunması çok önemli, özellikle su avcılığı kapsamında etkin önlemler alınarak gelecek nesillerin de Karadeniz’deki balıklardan yararlanmaları sağlanmalı.
Yani çırpınıyor Karadeniz…
Bu nedenle Karadeniz’in korunması şarttır diyelim ve bir Karadeniz fıkrası ile yazımızı noktalayalım…
Bu arada merak ettiğim bir nokta;
Uluslar arası Karadeniz günü, çevre kirlenmesi, deniz kirlenmesi ve trol avından oldukça rahatsız Zonguldak’ta kutlanacak mı, kutlanmayacak mı? Bakalım başımızdakiler hatırlayacaklar mı?
Her neyse; işte o fıkra:
Horoz İlacı
Temel ile Dursun sohbet ediyorlardı. Dursun;
- Yahu Temel sen tavuklarına yanaşmayan horozi nasıl tedavi etturdun?
Temel;
- Veteriner getirdim. Yemlerine bir ilaç kariştirdu. Ondan sonra tavuklara rahat vermez oldilar. Şaştım kaldim uşağum.
Dursun rica etti;
- Uy Temel şu ilacın adını bana da söyleyiver!
-Netçen ula? Heee anladuuuum, senin horoz da arizali di mi?
-Heee ula…
Temel'den cevap geldi;
- Adını bilmiyrum ama tadu nane şekerine benzeyi.