Yaş ilerledikçe, geçmişin izlerini arar oluyor insan. Yaşadığı şehrin yollarına düştükçe, gördüğü tanıdık izlere sevinip, bulamadığında da üzülüyor.
Hayat, durduğu yerde durmuyor elbette. Değişim her yerde, her alanda, kendimizde ve teknolojinin emrine uymuş vaziyette, dört nala, kıra döke ilerlemede.Yol alırken geçmişe saygı duyulsa, vicdanlı olunsa, bu özleyiş kaleme sarılmazdı, yüreği hayıflanmazdı bu kadar.
Zonguldak tarihi, doğası, emeğin ve acının başkenti olması nedeniyle bir başka değerdedir gözümde. Belki de onda doğup yaşadığındandır. Kimbilir. Ondandır değerleri, izleri geleceğe taşınmalı, şehrin kimliği, nerden gelmiş, nereye gidiyor olduğu bilinsin istemelerim. Olanlar gitti gideceği kadar. Bari kalanlara gözümüz gibi bakalım da, benim gibi iz arayanların aradığı çoğalıp durmasın demelerim.
Bir sayayım mı nedir kaybolmasını istemediğim kalanlar.
Liman içi, Liman arkası, ( tumba ve fenere çıkan varagel tüneli de dahil).
İşçi evlerinden kalanlar. (hikayesiyle, tarih bilinciyle...)
Limandaki taş yapı (kömür yükleme rampası)
Ata’mızın, Liman içinden karaya çıktığı yer..(Maden mühendisleri lokali yanı)
Fener mahallesi; tenis kortu, deniz kulübü, EKİ A Tipi misafirhanesi, kül boşaltım yerindeki yapı, yürüme yolları, manolya, çınar ağaçları, çocuk parkı, evleriyle...
Okul tepesindeki tüm okullar, Yayla İlk Okulu, Kız Meslek Lisesi, EKİ Yayla konağı misafirhanesi, Yayla karakolu, TED Koleji ve bahçesi, mahalle içlerinde kaybolmaya yüz tutmuş tarihi karakteristik eski yapılar, belediye sineması ve eski belediye binası (kadırga yokuşuna çıkarkenki eski binası da dahil).
Kadir ağadan (Barlı) kalan apartmanlar, Devlet Hastahane binası, Çelikel Lisesi.
İnönü parkındaki çocukluğumu hatırlatan palmiye ağacı.
Atatürk ve İnönü heykelleri, kordon boyu. Lavuardan kalan üç kuleler, Kozlu’ demir yolu evleri, EKİ evleri, okulu, lokali, PTT binası, Kozlu kayadibindeki eski rum evleri, İhsaniyedeki işçi evleri, yatakhane binası.
Kandillideki varegel, İncivezdeki EKİ evleri.
Üzülmez yolundaki EKİ atölye binaları ve alanı, eski kok fabrikasının bacası ve alanı, dökümhane, idare binaları, 404 merdivenler, Üzülmez İlk Okulu ve ayakta kalan EKİ evleri, şimdi yurt olarak kullanılan (öyle duyum aldım) eski senatoryum binası, ev kenarlarındaki beton çitler, mimozolar, EKİ Müdürlük binası ve alanı(bahçesinde küçük bir fırın bile var), top sahası, sırtını dayadığı ağaçlarıyla gözümüzde kalsın.
Asma mahallesinde hala ayakta durmaya direnen EKİ yapıları (çok da güzeller)
Bütün bunlar şimdilik gözümüzdeler. Dilerim hiç kaybolmazlar.
Çok da bir şey kalmamış meğer; yazarken düşünüp durdum yok olanları; onlar ne çokmuş, ne çok...(unuttuğum kalan varsa, siz hatırlatın bana. Sevinirim.)
25 MAYIS 2018
Üstteki yazım, anılardan çıktı yoluma.
Gördüm ki, aradan üç yıl bile geçmeden bir çok izini yine kaybetmiş, kaybetmek üzere Zonguldak.
Bir düşünelim mi, bakıp görelim mi şimdi, neler nelerini kaybetti. Razı olanlar olsun. Ben değilim.
Güzelleştirme adına yapılan bir çok değişimin, gideni aratır halde olması şehrimize ne katacak veya katmış? Onu da düşünelim, görelim.
Bilinçsizce yapılan işlerin sonrasında, pardon demek para etseydi keşke; zengin olurduk.
17 Mayıs 2021 Gülden Işık