Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş ve Erdemir Genel Müdürü Aşkın Peker hakkında yaptığımız haberler ve köşe yazıları özellikle Ereğli’de gündem oldu.
Haberler ve köşe yazıları peş peşe gelince de bazı çevreler bunda bir kasıt olduğunu düşünebilir.
Benim şahsen Yusuf Ziya Odabaş’a da Erdemir Genel Müdürü Aşkın Peker’e de kişisel bir kastım yok.
Erdemir’e uzun bir aradan sonra işçi alımı yapılıyor.
Ortada Türk Metal Sendikası’na işçi alımlarında 150 kişilik kontenjan ayrıldığı iddiaları var.
Diğer taraftan, Yusuf Ziya Odabaş’ın küçük kızı Müge Odabaş ve baldızının kızı Buse Özkara’nın Erdemir’e işbaşı yaptırıldığı iddiaları ortalıkta dolaşıyor.
Bir yandan da Sivas’tan gelip, Kemer’de kiralık ev arayan, ‘Erdemir’de işe başlayacağız’ diyen kişiler var.
Şimdi tüm bu iddialar bir araya gelince, haber değeri oluşturuyor.
Haberin muhatapları Erdemir’i temsilen Genel Müdür Aşkın Peker ve Türk Metal Sendikası’nı temsilen Yusuf Ziya Odabaş’tır.
Gerek OYAK gerekse Erdemir Türkiye’nin çok değerli ve önemli kuruluşlarıdır.
Milli ve yerli kuruluşlarıdır.
Türk Metal Sendikası ise Türkiye işçi sınıfı içinde önemli bir yeri olan, köklü ve büyük bir sendikadır.
Kendi adıma OYAK ve Erdemir’in kurumsal kimliğinin zarar görmesini istemem.
Türk Metal Sendikası’nın da kurumsal kimliğine zarar vermek gibi bir niyet içerisinde değilim.
Ama görüyorum ki Erdemir Genel Müdürü Sayın Aşkın Peker ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Sayın Yusuf Ziya Odabaş bu konuda bizim kadar hassasiyet göstermiyorlar.
Erdemir’in kurumsal kimliği zarar görmüş, Türk Metal Sendikası’nın kurumsal kimliği zarar görmüş umurlarında bile değil.
Şayet umurlarında olsa, Yusuf Ziya Odabaş iki kızını ve damadı ile baldızının kızını Erdemir’e işe aldırmazdı.
Sayın Aşkın Peker de Erdemir’in kurumsal kimliğini düşünüyor olsa, bu torpilli işe alımları kabul etmezdi.
2018 yılında 90’dan fazla sendika üyesi Erdemir çalışanı verimsizlik ve başka nedenlerle işten çıkartılırken, Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş’ın damadı Mesut Güngör Erdemir Teknik Restorasyon ve Bakım Yönetim Sistemleri bölümde işe başlıyor. Kızı Melike Odabaş Güngör ise Erdemir Bütçe ve Planlama Müdürlüğü Sigorta Yönetimi bölümünde işbaşı yapıyor.
Yine aynı yıl Türk Metal Sendikası Ereğli Şube Başkanı Metin Ercan’ın damadı Emre Uzuner Erdemir Sağlık Müdürlüğü’ne işe alınıyor. Kızı Burcu Uzuner de aynı yıl Erdemir’de işbaşı yapıyor ve 1 yıl sonra bir devlet kurumuna geçiş yapıyor.
Yani Yusuf Ziya Odabaş’ın koskoca Türk Metal Sendikasını düşürdüğü duruma bakar mısınız?
Sen Türk Metal Sendikası’nın Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla, sendika üyesi işçilerin, sendikaya yıllarca aidat ödemiş işçilerin işten atılmasına ses çıkarmayacaksın, işçilerinin hakkını savunmayacaksın, bir de bu ayıp yetmezmiş gibi utanmadan, sıkılmadan sendikacı kimliğinle kızlarını, damadını ve hatta baldızının kızını Erdemir’e işe aldıracaksın.
Biz bu gerçekleri yazınca da altında bir kasıt, bir düşmanlık, bir art niyet arayacaksınız.
Yok öyle yağma Yusuf Bey…
Yok öyle yağma Aşkın Bey..
Ereğli’nin, Alaplı’nın, Zonguldak’ın pırıl pırıl meslek lisesi okumuş, üniversite okumuş gençleri iş için ailesini, memleketini, kimileri eşini çocuğunu geride bırakarak gurbete giderken, siz kızlarınızı, damatlarınızı yüksek dereceyle, yüksek maaşla Erdemir’e yerleştiriyorsunuz.
Biz, ‘Erdemir ülkemizin milli bir değeridir’ diyoruz.
‘Erdemir’in kurumsal kimliği zarar görmesin’ diyoruz.
Siz ne yapıyorsunuz?
Çalıştığınız, her yıl milyonlarca lira para kazandığınız bu değerli kurumları babanızın çiftliği gibi yönetiyorsunuz.
Bakın bu gurbete ekmek parası kazanmak için giden Zonguldak çocuklarının ahı sizi tutar.
Verimsiz diye işten atılan Erdemir işçilerinin ahı sizi tutar.
Türk Metal Sendikası’nın Erdemir’de yaklaşık 4 bin 500 üyesi var.
Her ay bu üyelerin maaşından yaklaşık bin 200 lira sendika aidatı kesiliyor.
Bu aylık 5 milyon 400 bin lira demek.
Yıllık ise 64 milyon 800 bin lira demek.
İşte siz o lüks araçlara Erdemir işçisinden aldığınız bu paralarla biniyorsunuz.
O bol sıfırlı maaşlarınızda, Taş Kafe’de kurduğunuz o rakı sofralarında, arkasında durmadığınız, hakkını savunmadığınız, kapının önüne konmasına göz yumduğunuz Erdemir işçisinin alın teri var.
Gelelim Erdemir yönetimine.
Sayın Aşkın Peker beyefendi…
Ereğli’nin çocuğusunuz…
Ereğli sizi seviyor…
Memleketiniz Ereğli’nin gençleri işsizken, siz sendikacıların çocuklarının işe alınmasına göz yumuyorsunuz.
Erdemir’in cefasını Ereğli çekerken, siz başka illerden işçi alınmasına izin veriyorsunuz.
Sırf sendikayla ilişkilerinizi iyi tutmak için işçi alımlarında Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş’a imtiyaz tanıyor, kontenjan veriyor, kızını, akrabasını Erdemir’e işe alıyorsunuz.
Peki Ereğli ne olacak?
Ereğli ile ilişkileriniz ne olacak?
Hiç mi memleketiniz Ereğli’ye ve Ereğlililere karşı bir vefa duygunuz yok.
Bakın o makamlar geçici.
Kimler geldi, geçti o makamlardan.
Yarın o makam elinizden alındığında, Ereğli sokaklarında nasıl göğsünüzü gere gere gezebileceksiniz?
Dostlarınızın, arkadaşlarınızın, et aldığınız kasabın, domates aldığınız manavın, ekmek aldığınız fırıncının yüzüne nasıl bakacaksınız?
Sayın Aşkın Peker Beyefendi…
Ereğli bu filmleri daha önce de seyretti.
Erdemir işçisi Ereğli Belediyesi’ne yürütüldü.
Ereğli’nin belediye başkanı yumruklandı.
Tüm bu olayların müsebbibi Türk Metal Sendikası ve Yusuf Ziya Odabaş’tı.
Peki tüm bu olaylardan sonra ne oldu?
Hatırlatayım…
Tarihinde ilk kez Ereğliler Erdemir’in önüne siyah çelenk koydu.
Erdemir ile Ereğli Belediyesi karşı karşıya geldi.
Erdemir’e yüz milyonlarca lira cezalar kesildi.
Erdemir’in İstanbul’daki yönetim binasına insanlar tabut götürdü.
Erdemir bu çirkin haberlerle ulusal medyada anıldı.
Ben bu günleri dün gibi hatırlıyorum.
Kim zarar gördü tüm bu sıkıntılardan?
Türk Metal Sendikası veya Yusuf Ziya Odabaş zarar görmedi.
Erdemir ve OYAK zarar gördü.
Dönemin genel müdürleri zarar gördü.
En önemlisi de Erdemir’in kurumsal kimliği zarar gördü.
Ereğli Erdemir ilişkileri zarar gördü.
Günümüzde yaşananlara baktığımızda, gelecekte yaşanacakları tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Belki siz bugün kurumsal çıkar adına Türk Metal Sendikası ve onun genel başkan yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş ile ilişkilerinizi iyi tutmaya çalışıyor olabilirsiniz.
Ama unutmayın ki hem sizin hem de temsil ettiğiniz Erdemir’in Ereğli ile olan ilişkilerinin bozma yolunda hızlı adımlarla ilerliyorsunuz.
Erdemir’deki iş barışını bozma yolunda hızlı adımlarla ilerliyorsunuz.
Filmin sonunda kazanan yine Yusuf Ziya Odabaş, kaybeden ve zarar gören ise Erdemir’in kurumsal kimliği ve Erdemir-Ereğli ilişkileri olacak.
Unutmayın ki Ereğli ve Erdemir, Aşkın Peker’den de Yusuf Ziya Odabaş’tan da büyüktür.
Sayın Aşkın Peker Beyefendi…
Bakın üşenmedim, oturup tane tane olanları ve olacakları size anlattım.
Teşekkür de beklemiyorum ama benim bugün burada yazdıklarımı, siz de kafanızın bir yerine yazın.
İnanın bu satırları yazarak size çok büyük bir iyilik yaptığımı düşünüyorum.
Kişisel hırs ve çıkarı için, siyasi hayalleri için ekmeğini yediği işçisini gözünü bile kırpmadan yalnız bırakan karakterlerin safında değil, size o makamı bahşeden Erdemir’in ve Ereğli’nin ortak çıkarlarının safında yer alın.
Unutmayın…
Erdemir de bizim.
OYAK da bizim.
Ereğli de bizim.
İnanın Aşkın Bey, biz bize yeteriz.