Küllerinden doğuyor…
Cumartesi günü AKP İl Kongresi gösterdi ki…
Çeyrek asırdır şehrin siyasetinde, sokağında, ekonomisinde, sporda var olan Demir Ailesi bir süre daha gündemi meşgul etmeye devam edecek.
Önce TSO Başkanlığı’ndan istifa eden Salih Demir’in, AKP’den milletvekili olmak için istifa etmesi…
Ardından, aynı zamanda AKP Belediye Meclis üyesi olan Metin Demir’in tahtı bırakan amcasından koltuğu devralması…
Son olarak Harun Demir’in AKP İl yönetimine girmesi…
Bana göre bu sistemli bir kuşatma…
Zeki Tosun, tanıdığım kadarıyla toplumda saygınlığı olan, kirli ilişkilerden uzak durmuş bir politikacı…
Ama siyaset her şeyden önce cesaret istiyor…
Tam Zonguldak Hamdi Uçar’dan kurtuldu derken…
Bir de bakıyoruz liste Hamdi Uçar’ın yönetiminin devamı olmuş…
Bununla kalsa iyi…
Demir’lerin de yönetim içinde hatırı sayılır bir ağırlığı var…
Yarın yapılacak olası bir temayül yoklamasında Hamdi Uçar bir çıkar, Salih Demir iki…
Tabi yerse!
Anlam veremediğim AKP yanlısı yazılarıyla tanıdığımız Pusula daha ilk günden listeyi eleştirmeye başlamış…
Arkadaş, ağabeyinin liste dışı kalmasına bozulmuş olacak ki, burnundan soluyor!
Ne güzel değil mi?
İşte siyasetin gerçek yüzü…
Polis, gazeteci, savcı, futbolcu, hakem dövmekten sabıkalı, hakkında halen devam etmekte olan davası olan adam mebus olacak, dokunulmazlık zırhının ardına saklanacak…
Anası danası yönetime giremeyen cırlayacak…
9 yıllık il başkanlığı sürecinde servetine servet katlamak dışında tek bir icraatı olmayan Hamdi Uçar sırf mebus olacak diye liste yapılacak…
Ve bunun adı ileri demokrasi olacak!
Bakın Cumartesi günü delegelerin neredeyse 4’te biri boş oy kullandı…
Bu ciddi bir tepkidir…
Hakkında şaibeler olan isimlerin hakimiyetinde bir yönetim oldu Zeki Tosun’un listesi…
Bana göre Zeki Tosun’dan çok başkalarının eli değmiş bu listeye…
İşte bunun için bugünkü manşetimize bu çelişkiye dikkat çekebilmek için esprili bir yaklaşım getirmeye çalıştık…
Zaman içinde hep birlikte göreceğiz…
Bu yönetim Hamdi Uçar’ın gölgesi bir yönetim mi…
Yoksa…
“İl başkanı Tosun midur?”
***
Adam açık açık gazetesinde Gökhan Demir’den “bedel”ini aldığını itiraf etmiş…
Neyin karşılığında?
Yediği küfürler, işittiği hakaretler için açtığı davadan vazgeçme karşılığı…
Şimdi bu memlekette gazeteciler derneği var…
Gazeteciler Cemiyeti var öyle mi?
Köşeye sıkışınca aynı şeyleri yazıp dursa da sıkılmadan cevap vereceğim Ali Rıza Tığ’a…
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş’ın sendikanın makam arabasıyla, sendikanın makamında yaşadıkları özel hayat değil, haberin ta kendisidir…
Ayrıca süreci takip eden okurlarımız, aile mahremiyetini korumak adına Eyüp Alabaş’ın adını özellikle yazmadığımı, telefondaki konuşma diyalogunu ne gazetede ne de internet üzerinden yayınlamadığımı, hatta Eyüp Alabaş’ın ismini köşende Ali Rıza Tığ’ın deşifre ettiği çok iyi biliyor…
Pusula TV ile ilgili ise şimdilik susma hakkımı kullanıyorum…
Tarih her şeyi kaydediyor…
Ayda 20 bin liraya yakın Resmi İlan geliri olmasına rağmen yerel bir gazete ile neler yaptığını gördü bu şehir…
Televizyonla yapabileceklerinizi tahmin bile edemiyorum!
Gerçi bu memleketin denizi ve kerizi bitmez ya!