Bir gün köy kahvesinde, tüm arkadaşlar toplanmış demleniyorduk.
Hoca da cübbesini giymiş yanına birkaç dal kavunu almış yağmur duasına gidiyor.
Ve şöyle bir göz ucuyla baktı Ahaliye, bire zındıklar, bıre kafirler bak toplanmış yine demleniyorlar.
Kaşlar çatık yüz asık göz ucuyla bize bakıyor .
Tabii biz gülüyoruz!
Surat bir karış geçip, gidiyor yanındaki dalkavuk ları etrafında pervane dönüyorlar.
Hocam hocam Bak yine demleniyorlar.
Hoca:Töbe, töbe der
salavat getirir, başını sallıar ve yürüyüp gider.
Altın sarayına
Günler, günleri kovalıyor tabii aa bakıyoruz bir sabah Avaz ,avaz bağıran bir çocuk bir çığırtkan Duyduk ,duymadık demeyin elma armut yemeyin bundan sonra demlenmek herkesin hakkıdır.
Ahalı şaşa, kaldı herkes birbirine bakar oldu.
Çıkar kokusu, bekleyelim görelim.
Ordan biri, haydaaa!
Bu ne perhiz ne lahana turşusu, nereden çıktı bu çığırtkan herkese el uzatıyor ,herkese merhaba diyor sahte gülücükler saçıyor neyse biz yine demlenmeye devam ediyoruz.
Ey çaycı ! getir o mis kokulu çayından içelim "demlenelim" neşemiz yerine gelsin.
dedi haliden biri .
O demeye kalmadı,oradan bir ses yükseldi ey ahali bakın ,bakın kim geliyor sağa ,sola bakıyoruz kimseler yok meğer köşebaşı'nda bakkal nurinin köşeye saklanmış Hoca Efendi bizi izlemekte.
Millet bastı kahkahayı belliki hoca yalnız kaldı demlenmeye geliyor
Fark ettiğimizi anlayınca çıktı Hoca efendi.
Üstünde cübbesi,başında kavuğu selemınaleyküm ey ahalı! dedi ve geçti baş köşeye kuruldu.
Eh, hocaya niye geldin denmez.
Ahali adap erkan kuralına göre hocayı alkışladı hoşgeldin dedi.
Yaverler girdi söze,
"Padişahim çok yaşa, padişahım çok yaşa"
Ahali şöyle bir düşündü birbirine baktı,bayramdegil,seyran değil hoca bizi neden ziyaret etti.
Ortalık buz kesti.
Kimselerden çıt yok.
Allah Allah hocayı at mı kaçırdı Hoca Kafayı mı yedi dıye soranlarda oldu. neyse bekleyelim görelim vardır bir karın agrısı.
Hoca geçip oturdu sobanın başına attı sandalyeyi hiç söz hakkı istemeden kimseye bir şey sormadan sanki davetliymiş gibi başladı söze Ey ahali bakıyorum yıllardır siz demleniyorsunuz ben her gelip geçmeden sizi çok kıskandım artık demlenme sırası bana geldi diye düşündüm.
Ahalı agzı açıkta hocaya bakar.
Vatan,millet sakaryadan demlenmeye başladı.
Denlenmek bizimde hakkımız dır vatan millet meselesidir demeye başladı.
Kafirden,zindıktan deme nasıl geçti halen şaşarım.
"Karamanın köyünü sonra çıkar oyunu"
Bekleyelim görelim.
Ahali buz kesilir donar kalır, dudaklar bükük gözler fal taşı gibi dışarıda herkes hocaya döner bakar Hoca kavuğunu çıkarır masaya koyar, Ben artık tavuğumu cübbemi çıkardım Artık ben de demlenmek istiyorum demlenmek hepimizin hakkıdır .
O alışık sesler yine yükselir.
"Padişahım çok yaşa padişahım çok yaşa"
Ahaliden biri dayanamaz ya hocam kusura bakma dünden,bugün e ne değişti,daha düne kadar biz demlendiğimiz için bize demediğini söylemediğini bırakmadın ya şimdi sen demlenirsen bu halk bu millet ne söyler senin hakkında.
Siz orasını bana bırakım.
Ben söylerim halk inanır dedi.
Ey ahali! Beni kandırdılar.
O alışık sesler yine hocanın sözünü böler.
"Sultanım sen çok yaşa"
Ve hoca gaza, gelir o eski hocadan eser kalmaz,geniş karınlı, tatlı dilli, güler yüzlü, ilimli, olumlu, bir havayla seslenir.
Ben bir kitap yazdım haydin bunu onaylıyalım der.
"Zurnanın , zırt dediği yere geldik. "
Ahalı yaslandı tahta iskemleye kara, kara düşündü, dönüp birbirlerine baktılar.
Hoca kalktı ben bu kitabı çıkaracam, dedi ve gitti.
Hoca gitti, kavga bitti.
Kimler, kimlerle demleniyor muş.