Bugün ibreye takıldım kaldım. Sözlüklerde anlam aradım, buldum:
1." [isim] Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne"
2."Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı"
İbre, beni, teraziye, ta ilk dönem insanlarının paylaşım dünyasına, bir kefeye kocaman taş atılan çocukluk günlerime ve güncel ölçüm dünyasına taşıdı.
Ölçüm aracından, ibre ayarından hep kuşkulandım. Teraziyi tutan ellere güvensiz baktım çoğu kez. Fındık tartıcılarıyla tartıştım. Kocaman sopadan sarkan zincirli kefelere hiç ısınamadım. Pat küt atışlı, hızlı kapışlı ilkel araçlara güvensizliklerim çocuk gönlümde fırtınalar yaratırdı. Kıllı kolun kıl gibi ibreyi zıplatışı adalet duygumu acıtırdı.
Tartı da, tartan el de adalet simgesi gibi nazik ve güzel olmalı. Paylaşım gönlü okşamalı yani.
Saat ibreleri de hep ilgimi çeker. Akrebin, yelkovanın ritimleri telaş ya da mutluluk titreyişi olmuştur içimde. Bazen ritmi kendime göre ayarlayasım gelir. Beceremem tabii. O ayarı binlerce yıl öncenin bilinci, tüm insanlık için yapmıştır. Genel uyuma göre davranmak zorunda olduğumu bilirim.
Ayar ibresiyle oynamak elimizde. Ayarla oynayan, kendince ayar yapan zaman şaşkını olur, zarar görür, birilerinin zarar görmelerine yol açar. Genele uyanın işi yolunda gidiverir çıkar kollayıcı değilse düzen. Bilgi ve bilinç, yolu kolay yapar.
Cambazların denge sırığı da bir çeşit ibredir. Denge ayarsızlığı düşüştür.
İbre, beni, pusulaya, kronometreye de götürür. Oradan 'pusulayı şaşırmak' deyimine asılı kalırım.
Pusulayı şaşıranlar, önemli makamlarda mevkilerde, çıkar öncüsü ünündeyseler işimiz zor. Onları göz önünde görünce şaşıp kalırım doğrusu. Hele ibresi bağnazlığı gösterenler demokrasi ayarlarıyla oynama cesaretindeyseler vay hâlimize.
İnsanlığın ulaştığı önemli bir aşamadır demokrasi. Demokrasi, terazi gibi, saat gibi akılla bilinçle ayarlanır. Kefeler, göstergeler adaletle düzenlenir. Farklılıklar üstünlük kazandırmaz. Soysal- kişisel güçler, inançlar kefelere konmaz. Herkesin inancı kendinedir. Teraziyi eline geçiren ayar yapamaz.
Laiklik demokrasi ibresidir. İbre yoksa demokrasi terazisi bozuktur. Bozuk terazi de adil ölçüm yapamaz.
Bazen, sözlük anlamları bilinse de, toplum sözcüklere kendi değerini katar. Bu kez de anlam kargaşası oluşur, iletişim bozulur. O nedenle laiklik ve ibre sözcüklerinde eşgüdüm çalışmaları sürmelidir.
Aman her önüne gelene demokrasi ibresiyle oynama fırsatı vermeyelim. Ben ibre takıntımı bıraktım, uyumun huzuruna doğru yürüyorum.
“Din, bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir, özgürdür. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz din işlerini millet ve devlet işleri ile karıştırmamaya çalışıyor, amaca ve eyleme dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz ve buna asla meydan vermeyeceğiz.”
(Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 327.