ATA Parti’de Güvenlikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Gür, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlara bir bir dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“YUNANİSTAN’A DİKKAT!”
Geçtiğimiz hafta, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında ‘Terörle Mücadele konusunda anlayışımız giderek güçleniyor. Aramızda çözülemeyecek büyüklükte bir sorun yok. Her görüşmemizde işbirliğimizin geleceğine dair ümitlerimiz daha da artıyor’ ifadelerini kullandınız. Öncesinde de benzer açıklamalar yaptınız.
Size bir kez daha hatırlatmak isteriz; Yunanistan tarih sahnesine çıktığı 1830yılı dahil olmak üzere Türk Ulusuna karşı bütün toprak kazanımlarını, Bizans hayali ile savundukları “Megali İdea” (Büyük Ülkü) çerçevesinde ve emperyalist devletlerin desteğiyle, masa başında kazanmıştır.
1919-22 yılları arasında Anadolu’da giriştikleri istila denemeleri onlar için acı bir düş kırıklığı ile sona ermiş olsa da, bu ülkülerinden vazgeçmiş değillerdir. Egemen Ülkelerin desteği ile hedeflerini gerçekleştirmek için uluslararası ortamda uygun şartların oluşmasını beklemektedirler.
“YUNANİSTAN İLE TEMEL ANLAŞMAZLIKLARIMIZ"
Yunanistan ile ilgili Temel Anlaşmazlık konularımızı hatırlayınız;
* Karasuları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge, hava sahası ve fır hattı, silahsızlandırılmış statüdeki adaların silahlandırılması, egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar, Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de doğal gaz arama sahaları hepsi egemenlik sorunudur.
Bu sorunlar her an, yeni bir siyasi ve askeri kriz yaratabilecek niteliktedir. Bugüne kadar Yunanistan’ın elde ettiği siyasi kazanımlar, büyüklük kibrimiz ve Yunanistan hükümetlerinin tek yanlı gerçekleştirdiği eylemlerine cılız tepkilerimiz sonucudur.
Bir kez daha hatırlatalım, iktidarınız döneminde;
* GKRY’nin (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) Birleşik Kıbrıs olarak AB’ye alınmasını engelleyebildiniz mi?
* Yunanistan’a sığınan asker ve sivil teröristlerin Türkiye’ye iadesini sağlayabildiniz mi?
* Yunan Savunma Bakanı Dendias “Tehdit altında olduğumuz sürece adaları askerden arındırmayacağız. Suanda ulusal egemenliğimiz tehdit ediliyor. Adaları silahlandırmaya devam edeceğiz” ve “Türkler 3 milin ötesindeki her şeyin Yunan olduğunu çok iyi biliyor. Biz de biliyoruz” gibi tehditlerini neye, kime güvenerek söylüyor.
* “Artık benim için Miçotakis diye biri yok. Kendisi ile görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak onurlu siyasetçilerle yola gideriz. Bundan sonrasını kendi düşünsün” ve “İleri gidersen bedeli ağır olur, bir gece ansızın gelebiliriz” açıklamalarınıza rağmen yaklaşık bir yıl sonra niçin Miçotakis’in ayağına gittiniz? Ve ziyaretiniz sırasında “Açık söylüyorum, bizim aramızda çözülemeyecek kadar hiçbir sorun yok” derken, sizi bunları söyletmek için tehdit eden mi? Oldu!
* Yunanistan’ın iki ay önce EGAYDAAK (Egemenliğin Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada Adacık ve Kayalıkla7) statüsündeki 11 grup ada, adacık ve kayalıkları da kapsayacak alanda, “Deniz Park”ı ilan etmesini engelleyebildiniz mi?
Sayı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelenekleri olan büyük bir devlettir. Tezlerinde haklıdır. Yunanistan’ın bıkıp usanmadan Devlet Politikası olarak uyguladığı egemenlik haklarımıza saldırısını yumuşama açıklamalarınızla, kazan-kazan ifadelerinizle çözemezsiniz!
“ATA PARTİ OLARAK SİZE TAVSİYEMİZ”
Ege Denizi’nin yarı kapalı bir deniz olduğunu, 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesinde belirtildiği üzere sorunların ancak karşılıklı anlayış ve hakkaniyet ilkesine göre çözülebileceğini, Kıbrıs’ta iki devletli ve iki bölgeli çözüm dışında hiçbir çözümün kabul edilmeyeceğini, Doğu Akdeniz’de KKTC’nin tanınmayacağı girişimlerin ‘Yok Hükmünde’ olacağını, muhatabınıza bildiriniz. Sakın ola ki, egemenlik haklarımızdan kapalı kapılar ardında şahsi kararınızla taviz vermeyiniz! Yoksa bedelini ödeyemezsiniz!