Balık fiyatlarından başlayıp ekonomi ve siyasetteki çelişkili durumları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sahil kentinde yaşayıp, denizi olmayan bir şehirdeki tüketiciden daha yüksek fiyata balık almak, Zonguldaklıları üzüyor.
Zonguldak'ta balık fiyatlarını soruyorum.
Büyüklüğüne göre İstavrit 30-35, Mezgit 25-30, Çinekop 60-70, Hamsi 25 TL'den satılıyor.
Ankara balık halindeki fiyatlara baktım. Kasa hesabı fiyat listesi yapılmış. Kiloya vurduğumda epeyi bir fark olduğunu gördüm.
Bakın Ankara balık halinde İstavrit 10, Mezgit 13, Çinekop 25 ve Hamsi 12,5 liraya geliyor.
Balık Zonguldak açıklarından çıkıyor, Zonguldak insanına iki kat pahalıya mal oluyor. Aynı balık 400- 500 kilometre uzaklıktaki bozkırda, Ankara'da yarı yarıya daha ucuz satılıyor. Akıl alır gibi değil! Ama gerçek.
Vatandaş da haliyle bize soruyor: "Karadeniz'den kasalarla balık çıkıyor ama fiyatlar düşeceği yerde yükseliyor. Neden?"
Ben de bunu yılların balıkçısı olan bir dostuma sordum. Dediğine göre Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde yazıhanesi olan büyük firma sahipleri, Karadeniz balığını aracısız tüketiciye sunuyor. Dolayısıyla 10'a mal ettiği balığı büyükşehirlerde tüketiciye 15 liradan satıyor. Balıkçıların yüzde 80'i bu büyük firmalardan oluşuyor. Fakat Zonguldak'ta durum böyle değil. Zonguldaklı balıkçı esnafı, kira ödediği tezgahına balığı getirinceye kadar aracılar ve diğer masraflar işin içine girdiği için 10 liraya denizden çıkan balığı 20-25 liraya tüketiciye satıyor. Yani burada en mağdur, vatandaş oluyor.
Sistemsizlik, küçük bir kesimi tatmin etse de halkı mağdur ediyor.
Buna dur demek kimsenin aklına ya da işine gelmiyor.
DOLAR DÜŞTÜ FİYATLAR ARTTI
Gerek kentimizde gerekse diğer yerlerde temel gıda ve diğer sektörlerde fiyatlar aldı başını gidiyor. Vatandaş fahiş fiyatların altında eziliyor.
Tabloyu şu şekilde özetlemek mümkün: Ekonomi berbat, insanlar karnını doyurma derdinde. İş yerleri birer birer kapanıyor. İnsanlara hacizler, icralar geliyor. Bazı işçiler işten çıkarıldı, kimisi sigortaları olmadan cüzi ücretle geçinmeye çalışıyor. Gençler işsiz, seçimlerde bizzat iktidar partisi tarafından verilen 3600 ek gösterge, emeklilikte yaşa takılanlar, emeklilikte intibak gibi sözler henüz hayata geçirilmedi. Ekonomimiz akılcı bir üretim/istihdam temeli üzerine oturtulmuş olsa, bu zor zamanlarda piyasadaki dengesizlik bu denli sarsıcı olmazdı. Dolar 8.50'lerden 7.05'lere kadar indi ama fiyatlar düşmedi. Aksine, yükseliyor. İşçi, memur, emeklinin üç kuruş zammı fahiş fiyatların altında eziliyor.
Vatandaşın cebindeki parasını eriten ne? Piyasadaki dengeyi bozan karanlık eller kimler? Bence asıl, bunlara odaklanmak gerekiyor.
***
Ekonomi böyle de siyasetteki çelişkiler farklı mı?
"Millete yasak olan bize serbest olamaz. Hem kongreleri kapalı alanlarda yapmaya onay vereceksiniz. Milleti kapalı alanlara sosyal mesafeye uygun dahi olsa yığacaksınız..
Öbür taraftan milletin rızık kapıları dükkanları pandemiden dolayı kapatacaksınız. Bu çelişki bu davaya zarar verir. Benden söylemesi.
Bugün kimi görsem caddede bunu söylüyor bana... Muhalefetin ağzına sakız vermeyin... Dava adamlığı doğruya doğru eğriye eğri demeyle olur... Milletin diliyle konuşamazsak anlaşamayız... Anlaşmak gerek..."
Bu sözler, Zonguldak'ın bilinen esnaflarından Aydın Arıcı'ya ait.
Sayın Arıcı'nın bu sözlerine katılmamak mümkün mü?
Söylemesi kolay, uygulaması zor erdemlerden biridir hakkaniyetli olmak.
Halkın sesini dinleyerek büyük erdem gösterdiği için kendisine teşekkür ediyoruz.
Günün sözü: Hz. İsa'ya sormuşlar: Ölüyü diriltmekten daha zor ne olabilir?
O da demiş ki, anlamayana anlatmak.