"Bizler her zaman laik ve bilimsel eğitimin ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olacağını söylüyor ve söylemeye devam edeceğiz." denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
"MEB tarafından eğitim müfredatının dini değerler çerçevesinde biçimlendirilmesinden okullarda dini etkinlikler üzerinden somut uygulamalara kadar hemen her alanda dini öğeler, eğitim sürecine adım adım
yerleştirilmektedir. Geçtiğimiz 21 yıl içinde, eğitim biliminin en temel ilkeleri ve öğrencilerin gelişim süreçleri yok sayılarak hayata geçirilen dinselleştirme adımları, öğrenciler ve veliler üzerinde yoğun psikolojik baskı oluşturmaya başlamıştır. MEB bir taraftan ÇEDES projesi ile okullarda ‘manevi danışman’ sıfatıyla imamları görevlendirirken, diğer taraftan dini dernek ve cemaatlerle art arda protokoller imzalamaktadır. MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ve çeşitli dini vakıf ve derneklerle yakın iş birliği artarak sürdürülmektedir. Devletin, inanç alanına girerek, şu ya da bu biçimde elindeki olanakları kullanıp, devleti belli bir dinin ya da inancın, Türkiye’de olduğu gibi belli bir mezhebin savunucusu ve destekçisi durumuna getirmek yönündeki girişim ve uygulamalara karşı bütün eğitim bileşenlerini birlikte hareket etmeye ve mücadeleye davet ediyoruz. Bunun yanında yaz saati uygulaması nedeniyle çocuklarımızın karanlıkta okula gitmeleri de yine enerji şirketleri ile yapılan anlaşmalar sonucundadır. Bunun ceremesini çocuklarımız çekmektedir. Eğitim Sen olarak bizler her zaman laik ve bilimsel eğitimin ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olacağını söylüyor ve söylemeye devam edeceğiz."
HABER MERKEZİ