EMEKLİLERE SEFALET MAAŞI DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ!

TÜİK, aralık ayı enflasyon verilerini açıkladı

Türeli açıklamasında, “SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile memur ve memur emeklileri için kritik öneme sahip Aralık ayı enflasyon verileri TÜİK tarafından açıklandı: Yıllık enflasyon yüzde 44,38, son altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75 oldu. Bu rakamlara göre SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yapılan zam yüzde 15,75 oldu. Memur ve memur emeklileri zam oranı ise yüzde 11,54 ile resmi enflasyonun bile altında kaldı. Toplam yıllık memur maaş artışı yüzde 33,3 oldu ve gerçek enflasyonun gerisinde kaldı.
İktidarın emekli maaşlarını belirlerken dikkate aldığı veriler güvenilmez olduğu gibi açıkça yanlış. TÜİK’in kimsenin bilmediği bir sepetle, kimsenin görmediği fiyatlarla yaptığı hesap ne çarşıya ne de emekçinin cebine uyuyor. Alternatif hesaplar enflasyonun çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 83,40; İTO’ya göre ise yüzde 55,27. Gerçek enflasyonun altında yapılan bu zamlar, zaten açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren milyonlarca emeklinin daha da yoksullaşması anlamına geliyor.
EMEKLİLER YÜK DEĞİLDİR
Asgari ücretle çalışanların, kamu emekçilerinin ve emeklilerin geçim derdi, market market gezerek en ucuzu bulma çabası, yoksulluk sınırı bir yana açlık sınırının altında yaşaması bir rastlantı değil, hükümetin ucuz işçiliği hedefleyen ve emeklileri yük sayan halk düşmanı politikalarının bir sonucudur. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çokça övdüğü enflasyonu düşürme planı, tam da bu halk düşmanı politikaya dayanmaktadır. Ona göre reel ücretler ve emekli maaşları düştükçe halkın tüketim talebi azalacak, enflasyon da böylece gerileyecektir. Bu ülkede, enflasyonun nedeni, işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin gerçek enflasyona yanaşamayan ücret artışları değil, şirketlerin enflasyon ortamında elde ettikleri yüksek kârlardır. Tam da bu nedenle GSYİH’de emekçilerin payı düşerken, sermayenin payı düzenli bir biçimde artmaktadır.
İNSANCA YAŞAYACAK BİR EMEKLİ MAAŞI
Yıllarca çalışıp prim ödeyen milyonlarca emekli, insanca yaşayacak bir geliri hak ediyor. Hükümet emeklileri yük ve onların açlık sınırının altındaki harcamalarını da enflasyonun nedeni olarak görüyor. Ülkenin kaynakları sermayeye ayrılırken, emekçi halk vergilerle, yoksullukla ve yoğun sömürü ile sınanıyor. Kamu emekçilerin maaş artışlarının resmi enflasyonun altında kalması, açık bir yoksullaştırma politikasıdır. Ne açlık sınırındaki asgari ücreti ne de açlık sınırına dahi yanaşmayan emekli maaşlarını kabul etmiyoruz. İşçiler, emekçiler, emekliler olarak; enflasyon ve hayat pahalılığına karşı insanca bir yaşam, güvenceli bir gelecek için tüm yaşam alanlarında örgütlenmeli ve birlikte mücadele etmeli ve geleceğimizi kazanmalıyız” dedi.