Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk Filyos Çayı’nın kirliliği üzerine bir açıklama yaptı. Batı Karadeniz Bölgesinin en önemli akarsuyu olan Filyos Çayı’nın bir kolunun Gerede, diğer kolunun Araç’tan doğduğunu söyleyen Öztürk, “Devrek ve Yenice Çaylarının Gökçebey’de birleşmesi ile oluşan Filyos Çayı’nın denize dökülünceye kadar aktığı ve ‘Aşağı çığır’ olarak adlandırılan bölgede doğa resmen talan ediliyor. Kâr hırsından gözü dönmüş aç gözler, ırmağın sedde içine alınmasıyla elde edilen alanları, küçük sanayi sitesi, organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, konut alanı gibi adlarla parsellerken, vatandaşları, ‘Koşun. Alan kazanıyor. Son kalan araziden siz de payınızı kapın’ avazeleri ile yağmaya davet ediyor. Sakarya Irmağı’ndan Kızılırmak Deltası’na kadar olan bölgenin en değerli ekosistemi, ekolojik hiçbir değeri gözetilmeden vahşice katlediliyor. Uyguladıkları akıl dışı politikalarla yoksul ve geleceksiz bıraktıkları yöre insanını ‘iş aş’ goygoyunun arkasına gizlediği sinsiliklerle kandıran tiranlar, bölgenin en verimli tarım alanlarını sanayiden konuta, depolama alanından baraja bin türlü kullanıma açarak geri döndürülemez şekilde tahrip ediyor.” dedi.
FİLYOS’UN SUYU ÇALINARAK ANKARA’YA TAŞINIYOR
Irmağı oluşturan her iki kolun farklı kirlilik yükü ile Karadeniz’e ulaştığını söyleyen Öztürk, “Gerek Araç, gerekse Gerde’den doğan her iki kolun çevresinde irili ufaklı sanayi tesisleri bulunuyor. Birçok yerleşim alanının içinden de geçen ırmak, geçtiği her yerde vahşice deşarj edilen evsel ve endüstriyel atığı Karadeniz’e taşıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Gerede’den doğan kolun suları çalınıp, dev tünellerle Ankara’ya taşınıyor. Gerçekten şaka gibi: ‘Bölgesel kalkınma, kırsal gelişim’ gibi kavramları yok sayan bilim dışı ekonomi politikalarının sonucu olarak, her türlü planlamadan uzak şekilde oluşan cazibe merkezlerine önce insanlar göç ettiriliyor, arkalarından da, bu merkezlere su taşınıyor. Bir kara mizah örneği olarak ders konusu olabilecek bu ekonomi politikaları derhal terk edilmeli, insanların doğup büyüdüğü topraklarda yaşamasını sağlayacak yeni kalkınma politikaları geliştirilmelidir.” dedi.
KİRLİ İŞLETMELER SİYASETİN GÜCÜNE YASLANARAK FÜTURSUZCA ÇALIŞIYOR
Filyos Irmağı’nı besleyen tüm derelerin büyük kirlilik yükü altında olduğunu söyleyen Öztürk, “Irmağın en güçlü su kaynaklarından birini oluşturan Gerede Gökçesu deresine yörede kurulu tavuk çiftliklerinin atıkları geliyor. Çok sayıda çiftlikteki tavukların pisliğiyle, işleme tesislerinde oluşan atıklar fütursuzca derelere bırakılıyor. Hiçbir kurala dayanmadan çalışan endüstriyel tesisler bölge halkını canından bezdiriyor. Gerede ve Eskipazar halkı, yaklaşık 10 yıldır Deri ve Karma Organize Sanayi Bölgesi’nin yarattığı kirlilikle mücadele ediyor. Fabrikaların evsel ve sanayi atıklarını arıtmadan Gerede Çayı’na deşarj etmesi sık sık balık ölümlerine neden oluyor. Çaya kimyasal atıklarını boşaltan fabrikalar, siyasetin de gücünü kullanarak, çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Buradaki kirliliği önlemek amacıyla kurulan Gerede ve Eskipazar Çevre Katliamına Dur Platformu Sözcüsü Mehmet Emin Aslan, her geçen gün kirliliğin arttığını dile getirerek, bölgede yaşayan 355 bin insanın bu kirliliğin mağduru olduğunu söylüyor. Derilerin işlenmesi sırasında kullanılan, sodyum sülfür, kireç, soda külü, kostik soda, amonyum klorür, amonyum sülfat, organik solvent gibi tehlikeli kimyasallar Filyos Çayı kanalıyla Karadeniz’e ulaşıyor. Tek başlarına ya da oluşturduğu bileşiklerle kanserojen olan bu kimyasallar, yalnızca suyumuzu değil toprağımızı, bitkilerimizi, havamızı, denizimizi zehirliyor. Buna asla izin vermeyeceğiz.” dedi.
GEREDE VE ESKİPAZAR HALKININ YANINDAYIZ
Kirlilikle mücadele amacıyla kurulan platformla temas içinde olduklarını söyleyen Öztürk, “Zonguldak Çevre Koruma Derneği olarak, paragözlerin yarattığı kirlilikten birinci derece de etkilenen Gerede ve Eskipazar halkının yanındayız. Oradaki arkadaşlarımızın oluşturduğu platform içinde aktif olarak yer alacağız. Bu zamana değin birçok girişimde bulunarak en yetkili yerlere sorunu ileten arkadaşlarımızın seslerine yeni sesler katacağız. Onlarla dayanışma içinde doğamıza, ırmağımıza, denizinize sahip çıkacağız. Siyasi güçlere yaslanarak fütursuzca çalışmalarını sürdüren deri patronlarına sesleniyoruz. Filyos sizin babanızın çöplüğü değildir. Bu Vandalca üretime derhal son verin. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bolu Valiliği olmak üzere tüm yetkililere sesleniyoruz. Lütfen, sermayedarların değil, devletin bürokratı olduğunuzu anımsayın ve yasaları uygulayın. Patronların değil halkın sesine kulak vererek bu vicdansız çalışmayı durdurun. Çevreyi korumanın asli göreviniz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, sizleri, görevinizi yapmaya davet ediyoruz.” diyerek tamamladı.