GELİN, İŞİ TATLIYA BAĞLAYALIM!

Abone Ol
Zonguldak tarihinde ilk kez ekmek zammı mahkemeden döndü. Vatandaş mutlu oldu. Fakat zamlı tarife henüz değişmedi. Fırıncı esnafı, ellerine henüz tebligat ulaşmadığını belirterek, zamlı tarifeyi uygulamaya devam ediyor. 
 
Geçen hafta 1 lira 50 kuruş olan ekmek fiyatı, 50 kuruş zam yapılarak 2 liraya yükselmişti. 1,5 lira olan 200 gram ekmeği 220 grama çıkararak, 50 kuruş birden zam yaptılar. Zammın ölçüsü fazla kaçınca, tarife geri tepti. 200 gram ekmeğe 25 kuruş zam neyine yetmiyordu?
 
Vali Mustafa Tutulmaz kararlılık gösterip önce konuyu itiraz komisyonu havale etti. Komisyondan bir sonuç çıkmayınca konu Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesine taşındı. Mahkeme valiliğin itirazını haklı bularak zammı iptal etti.
 
HEPİMİZ EKMEĞİMİZİN DERDİNDEYİZ, NETİCEDE!
 
Gelin karşılıklı empati kuralım. Önce esnafın yerine koyalım kendimizi. İşçisi, elektriği, suyu, kirası ve un fiyatları aldı başını gitti. Maliyetler arttı, çarkın dönmesi için zam kaçınılmazdı.

Buraya kadar tamam.
 
Fırıncı esnafı da gelsin tüketicinin yerine koysun kendini.
 
4-5 kişilik asgari ücretle kıt kanaat geçinen bir aile düşünelim. Bu aile, her gün bu ekmeği almak zorunda mı? Zorunda... 50 kuruş zam ne demek, bunu bir düşünsünler! Günde 4 ekmek demek 2 TL fark demek. Ve bunu her Allah'ın günü ödeyecek bu gariban vatandaş. Zaten ne ücret alıyor ki bu kadar fahiş fiyatı ödeyebilsin.
 
Zam yapılması gerekiyorsa, yapılsın elbette; ama makul oranda...
 
Kendi çocuğunuz başka ilde üniversite okuyor olsa, işsiz güçsüz olsanız veya fırıncı değil de sadece emekli maaşıyla geçinen bir aile reisi olsanız, (-içinizden bazılarınızın sosyal medyadan tüketicilere karşı kükrediği gibi-) "Sizin fiyatlardan haberiniz var mı? Mercimeğe yapılan zamma niye sesiniz çıkmıyor?" mu dersiniz, her gün yüz yüze geldiğiniz velinimetinize...
 
Biraz insaf, biraz ölçü...

Esnaf kazansın, tüketici ezilmesin!

200 gram ekmeğe 25 kuruş zam yapın. Olay tatlıya bağlansın. Ne gerek var ki, bunca tantanaya?
 
Neticede hepimiz ekmeğimizin derdindeyiz.
 
BU YOL-SUZ-LUK HİKAYESİ BİTSİN ARTIK!
 
Zonguldak'ta ulaşım sorununu sürekli yazıyoruz.

El kadar şehir merkezinin yolları bu denli kötü olmamalı diyoruz.

Yıllardan beri kaplumbağa hızıyla da olsa sağlam bir asfaltlama yapılsaydı, yolu durağı olmayan köşesi kalmazdı Zonguldak'ın.

Olmadı, halkın en temel gereksinimi yıllardan beri ihmal edildi.

Tuhaf tuhaf gündemler, kısır döngü haline gelen meseleler ve incir kabuğunu doldurmayacak çekişmeler arasında, kentin en önemli sorunu kaynadı gitti.

Son üç yıldır iktidar partili bir belediyeler yönetiyor Zonguldak, Kozlu ve Kilimli sahil hattını...

Kozlu ve Kilimli'de dişe dokunur bir asfaltlama çalışmasına şahit olmasak da Zonguldak Belediyesi ilk yıl hızlı başlamıştı. Özellikle Gazipaşa caddesinin yanı sıra Karaelmas, Kapuz Uzunkum ve Ontemmuz gibi semtlerin yıllar sonra asfaltlanması Ak Partililer kadar içten içe muhalefet partilileri bile memnun etmişti. Bu köşenin yazarı olarak biz de belediye yönetimine teşekkür etmiştik.

Peki bununla bitti mi? 

El atılmayı bekleyen o kadar yolumuz var ki...

Mesela iki hastane arasındaki Rüzgarlı yolu berbat bir halde. Doğalgaz çukurlarının düzgün bir şekilde kapatılmamasına, yoğun kar yağışı da eklenince yol iyice bozulmuş durumda.

Bir kentin hastane yolu bu kadar bakımsız olmamalı.  

Bu güzergaha Allah yolunuzu düşürmesin.

Acil hastaneye yetişmesi gereken bir kadının Allah yardımcısı olsun.

Ben çocuk hastanesine birkaç kez gitmek zorunda kaldığım için bizzat gördüm. 3-5 kilometrelik yol ile Ankara'ya gitmiş gibi yoruldum. Arabanın yıpranması da cabası...  

Sonuç olarak bu şehirde hiç durmadan, sürekli bir köşede asfaltlama yapılmalı ki, yılların ihmali telafi edilebilsin. Diyorum ki, hazır bahara girerken, belediye garajdaki iş makineleriyle sahaya çıksın.

Yollar, yollar, yollar diyelim biz de...