Gidişin olsun da...

Abone Ol

Ne çekti be bu şehir senden...

Sen geldin geleli gülmedi şu şehrin yüzü...

Ne oturduğun koltuğun hakkını verebildin, ne de aldığın oyun karşılığını...

Halkın belediye başkanı olmak yerine, haramzadelerin en yakın ahbabı oldun...

Mafya-mufya ilişkileri ayuka çıktı, belediyeyi çakallar bastı!

İki tuğlayı üst üste koymaktan aciz, ihalecilere teslim olmuş bir anlayışla belediyeyi yönettiğini zannettin...

Hayatında kahvede okey oynamak dışında kolektif hiç bir işin içinde olmadın...

Siyasetin S'sini, belediyeciliğin B'sini bilmeden hak etmediğin halde tombaladan koca bir kentin belediye başkanı oldun...

Ne bir bilene sordun,  ne de bildiğinin gereğini yaptın...

Ütülü pantolon, rugan ayakkabı, ceket, kravatla belediye başkanı olacağını zannettin ama çok yanıldın...

Halk kulaklarını çınlattı, sağıra yattın!

"Yat gölgede maaş bölgede" felsefesiyle zahmet edipte  başkanlık koltuğundan kalkıp bir gün olsun halkın arasına girmedin...

Koca 5 yıllık görev sürende kentin siluetini değiştirmek adına tek bir projeyi daha hayata geçiremedin...

Adın ya yolsuzlukla anıldı,  ya da yolunu bulanlarla...

İşçine maaşını ödemedin ama kendin fellik fellik dünyayı gezdin...

Kırk yıl öğretmenlik yaptın ama kenti temsil ettiğin platformlarda kem-küm etmekten Türk Dil Kurumu'nun onaylayacağı,  peşpeşe iki cümle kuramadın...

Ne seni aday yapan partini tanıdın, ne de seni önseçimde omuzlayanları...

Sayenizde kaportacılar, motor tamircileriyle arkadaş olduk...

Her çukura girişimizde ruhuna fatiha okuduk!

Zonguldak'tan her çıkışımızda başka şehirlerde yapıları gördükçe imrendik, kıskandık, kahrettik!

Ne seni var eden siyasi kimliğini koruyabildin, ne de koyunlara sahip çıkabildin...

Geçmişte ayak oyunlarıyla antidemokratik yöntemlerle karşına aday olanlarla işbirliği yaptın...

Medyanın, kamuoyunun tüm tepkisine aldırış etmeyip, yasaları hiçe sayarak korkularının esiri oldun...

Esnafın  biri tente açtı diye bir bardak suda fırtına kopartıp,  200 metre mesafedeki Demirlerin yaptığı kafeye yol verdin...

Belediye içerisinde bir kişinin yönetimi ele geçirmesine göz yumdun...

Kurum içerisindeki avanta ve rüşvet çarkına dokunmadın...

Seni eleştiren gazetecilere el altından ya da uyduruk işler yaptırarak para aktarıp susturdun...

Yanıldın! Paranın miadı dolunca yine yazdılar yine verdin...

Sevgili Muharrem Akdemir,

Size buradan benim gibi düşünen onbinlerce Zonguldaklı adına tarihi bir çağrı da bulunuyorum...

Danimarka dönüşü erdem göster ve onurlu bir şekilde istifa et...

Bir kentin kaderiyle oynama...

5 yıl o koltukta oturdun ama kabul et başaramadın...

Gidişin olsun da...

Zonguldak Belediye Başkanlığına dönüşün olmasın...

Geldin 70'ine... Git çiçek sula torun sev... Ama lütfen bu kentin yakasından düş artık!

İnan bana kim gelirse gelsin, senden daha kötüsü olamaz!