Gün eyyamcılık günü değil

Abone Ol
Gün eyyamcılık günü değil
Köyünde tüm oylar silme AKP’ye çıkmış yaşlı bir adamla koyu bir sohbete daldım geçen akşam. Önce havadan, sudan konuştuk. Evlatların, torunların derdi epey meşgul etti gündemimizi… Bir dolu sözün ardından yanıtını çok merak ettiğim soruyu yönelttim kendine :“Ağabey” dedim. “Sen çok şey gördün,  çok badirelerden geçtin. Memleketin durumu nasıl sence? Yarınımızı aydınlık görüyor musun?”  Tek kelimeyle yanıtladı sorumu: “Kötü.” Beni şöyle bir süzüp, yüzüme uzun uzun baktıktan sonra devam etti konuşmaya: “90 yaşıma yaklaştım, çok zor zamanlardan geçti bu ülke. Nelerini gördüm, ama şimdiki zamandaki gibi kötüsü hiç olmadı. Geleceğin ne olacağını kestirmek mümkün değil. Allah sonumuzu hayretsin, çoluğa çocuğa kuvvet versin…”
Derin bir soluk aldım, ikinci sorumu yönelttim hemen: “Peki” dedim, “memleketin durumu bu kadar kötü. İçte de dışta da geleceğimiz karanlık da, neden silme AKP’ye oy veriyorsunuz o zaman Olan bitende AKP’nin payı olmadığını mı düşünüyorsunuz?” Bu kez cevap hiç duraksamadan geldi yanıtı: “Ne yapalım yani? Kime oy verelim? Bunlardan başka oy verecek kimse mi var? Kahvede oturup sohbet ediyoruz hep beraber. HDP’ye oy vermeyiz kesinlikle. MHP’nin iktidar olması mümkün değil. Halk Partisi’nin bize güven veren bir yanı yok. Bir belediyenin bile hakkından gelemediler daha. Tüm bunları konuşuyor, gidip oyumuzu AKP’ye veriyoruz. Bizi çok memnun mu zannediyorsun? Eğer, bir parça gözümüz tutan bir parti ortaya çıksa, birimiz bile oy vermeyeceğiz bunlara.”
AKP’YE OY VERENLERDE HAYATINDAN MEMNUN DEĞİL 
Sözlerinin arasına, iki de bir, “Ben cahil adamım, benim bu işlere fazla kafam çalışmaz ama” cümlesini katan, yaşlı adamın konuştukları bu ülkeyi anlama kılavuzu gibiydi aslında. Öyle anlaşılıyordu ki, yalnızca bizcileyin müzmin muhalifler değil, AKP’ye oy veren büyük kalabalıklar da memnun değildi hayatından… Erdoğan fanatiği dar bir kitle dışında, toplumun geniş kesimleri, ülkenin gidişatından büyük endişe duyuyordu. Halka samimi ilişkiler kurabilecek bir siyasal hareket ortaya çıksa, AKP yer ile yeksan olacaktı kesinlikle. CHP halka güven vermekten uzaktı hâlâ, iktidarda olduğu yerel yönetimlerin, Zonguldak başta olmak üzere pek çoğunda da başarılı işler yapamıyordu ayrıca… Halk da, kendine zaten yakın gördüğü AKP’ye, mecburen oy veriyordu.
Bu kısır döngüyü aşmak için uzun uzun düşünmeye gerek yok aslında. Yaşlı adam, çözüm reçetesini de çok net olarak ortaya koydu çünkü… Halkla içtenlikli ilişkiler kurmak kadar, başarı hikâyeleri anlatmak da son derece önemli buna göre… Geri planında başarılı işler olmayan siyasi projelerin, toplumda karşılık bulmasının çok zor olduğunu yaşayarak gördük ayrıca… Başarıyı göstermenin tek yolu da yerel yönetimlerden, geçiyor. Ülkemizde örneği de yok değil. Eskişehir, Çaycuma, Ovacık gibi ilk aklıma gelen örnekleri çoğaltmak, insanlara, buralarda kazanılan başarıları tüm yönleriyle anlatmak, AKP ile mücadelenin en stratejik yönelimi olmalı bence. Erdoğan’ı İstanbul Belediye Başkanlığından, memleketin en tepesine taşıyan süreç de böyle işlemedi mi zaten?
EN KÜÇÜK SORUNLARI BİLE ÇÖZÜLEMEDİ ZONGULDAK’IN
Buradan yola çıkınca en temel belediyecilik hizmetini bile beceremeyen Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in, yalnızca kentimizin, değil ülkemizin geleceğiyle de oynadığını söyleyebiliriz rahatlıkla... İzlediği basiretsiz politikalarla kentin yarın umudunu yok edip, ruhunu öldüren Akdemir, tarihe karanlık bir sayfa olarak geçeceği iktidarı döneminde, üzerine karanlıklar yağan, umutsuz bir kent çıkardı ortaya… Kendine yönelen hiçbir saldırıya karşı koyacak mecali olamayan kent, idam sehpasında son nefesini veren mahkûm gibi, çırpınıp durdu yalnızca… Son dört yılda, bırakın temel meseleleri, en küçük sorunları bile çözülmedi Zonguldak’ın… Buna bir de AKP’nin intikamcı politikaları eklenince, hazin sonuç kaçınılmaz oldu…
Kulislerde söylenenler gerçekleşirse, önümüzdeki dönem, büyükşehir seçimleri yapılacak Zonguldak’ta… Belediye seçimlerinde, yukarıda uzun uzun sohbet ettiğim yaşlı adam da oy kullanacak. Böyle bir performansla halkın önüne çıkılırsa, hangi yüzle oy istenecek o adamdan? Hangi iddia, konacak önüne… Konulan iddiaları gerçekleştirme kapasitesini ölçmek için vatandaşın kıstas alacağı, hangi başarı gösterilecek? Kaybedilenin bir yerel yönetim değil yalnızca, kentin ve ülkenin geleceği olduğu düşünülürse bu vebalin altından kim kalkabilecek? Zonguldak Belediyesindeki komediye dönüşen hizmet anlayışı hızla terk edilmelidir. CHP genel merkezi, gerekirse profesyonel bir yönetici atayarak duruma müdahale etmelidir. Gün eyyamcılık günü değildir. Ortada memleketin yarınları bulunmaktadır çünkü…