Gâvurun Parasını Alan Ağlamasın

Abone Ol

Yabancı ülkelerin paralarını satın alıp evinde saklayanların “Döviz artıyor, hayat pahalılığı bitmiyor, geçinemiyoruz” diye ağlamaya hakkı yoktur. 

84 milyon insanımız 1000 dolar alıp evine koysa, 84 milyar dolar eder. Sonuçta, dolar 10-20-30 TL’yi bile geçer.

1980’li yıllardan beri halkımız biriktirdiği parasını dövize, altına, betona göme göme batağa sağlandı.

Türkiye’deki bankalarda halkın 240 milyar doları var. Bu bile bizim hangi zihniyette olduğumuzu göstermeye yeter.

İsveç gibi kalkınmış ülkelerde tasarrufların yüzde 60’ı şirketlerin hisse senedine yatırılıyor. Bizde ise toplam tasarrufların sadece yüzde 4-5’lik dilimi pay senetlerinde tutuluyor.

Her konuda olduğu gibi tasarruf yapmayı, parayı doğru araçlara yatırmayı da ne yazık ki öğrenemedik. Borsaya giden paraların da yüzde 60’ı spekülatif, manipülatif, çürük, bilançosu negatif, şeffaf olmayan, kısa sürede batıran şirketlerin hisselerinde geziniyor. 

Yabancı yatırımcılar ortak oldukları şirketlerin pay senetlerini 1-5 yıl ellerinde tutarken bizler 1-5 haftadan fazla sabredemiyoruz.

Türk borsasında Ekim 2021 itibariyle 450 şirketin pay senetleri işlem görüyor. Bunların 400 kadarı maalesef son 20 yılda ortaklarına zarar ettirmiştir. Ciddi manada kar payı (temettü) dağıtan, reel olarak kar ettiren 50 kadar hisse senedimiz vardır. Bunları buraya yazamam. Yönlendirme yapıyor derler. SPK da cezayı keser.

Özet olarak projesi, patenti, üretimi, beyin teri olmayan ülkeler 21. yüzyılda tamamen batacaktır. 5 milyonluk İsrail 84 milyonluk Türkiye kadar ihracat yapıyor. 16 milyonluk Hollanda bizi 4’e katlıyor. 

Parasını yabancı paralara, altına yatıranların hayat pahalılığı var demeye hakkı yoktur. Para üretime yönelik işlere yatırılırsa refah o zaman gelir.