Haber ve vicdan...

Abone Ol

Hepiniz izlemişsinizdir...

Olay Gelik'te geçiyor...

Aile hekimine giden vatandaşla doktor arasında geçen diyalog ve sonrasında hemşireyle gazeteci arasında yaşanan tartışma...

Haber neredeyse tüm kanallarda yayınlandı...

Uzun yıllar ulusal haber ajanslarında görev yaptım. Gazetecilik refleksiyle yapılmış bir haberi askeri ölçülerde anlayabilirim...

7 yıl Doğan Haber Ajansı(DHA) Bölge Müdürlüğü yapmış bir gazeteci olarak, derdim haberi yapan Gürkay Gündoğan'ı eleştirmek, yermek ya da akıl hocalığı yapmak değil...

Ancak haber sonrasında yaşananlar ne gazetecilik ne de insan onuruyla açıklanamaz...

Haberi ulusal kanallarda izleyen herkes o doktor ve hemşireye öfke kustu...

İş öyle bir hal aldı ki, sosyal medyada hakaretin biri bin para...

Ortada öyle bir bardak suda kıyamet koparacak bir vaziyet de yok...

Gelik Aile Hekimliği'ni hastanenin acil servisi olarak gören vatandaş en ufak sıkıntısında oraya koşuyor...

Halbuki orada sadece teşhis ve tedavi için ilaç yazılabiliyor...

Gerek fiziki, gerekse tıbbi olanaklar yetersiz kalınca da vatandaş veryansın ediyor...

Sırf bu nedenle hiç bir doktor sıkıntı yaşamamak için Gelik'e girmek istemiyor...

O gün yaşanan olayda ise vatandaş mesai saatinin başlamasına 3 dakika kala Aile Hekimliği'nden içeri girmek istiyor...

Doktorun odasının camını tıklayan orta yaşlı bayan, içeri girmekte ısrar edince doktor mesai saatinin 3 dakika sonra başlayacağını bu nedenle beklemesini istiyor...

O sırada DHA muhabirini arayan kadın, Gelik Belediye Başkanı Burhan Sezgin'e de haber veriyor...

Sonrası ise tam bir curcuna...

Olayın geçtiği Aile Hekimliğine gelen DHA muhabiri Gürkay Gündoğan,  elindeki kamerayla kamuya ait binada çekim yapmak isteyince görevli hemşirenin tepkisiyle karşılaşıyor...

Görüntü almamasını söyleyen görevli hemşire,  Gürkay çekime devam edince kelimenin tam manasıyla zıvanadan çıkıyor...

Aksiyon ve tartışma olunca da televizyonlar haberin üzerine balıklama atlıyor...

Buraya kadar yaşananlar ne ilk defa oluyor ne de son defa olacak...

Kamusal alanda görevli bir memurun içeri izinsiz giren bir kameramana kırmızı halı sermesini beklemiyordunuz herhalde...

Tabi her ne olursa olsun hemşire hanımın üslubunu da bozmaması gerekirdi...

Muhakkak ki ortada bir ihmal, yolsuzluk, usulsüzlük varsa gazetecinin görevi kapıdan kovsalar bacadan girmek...

Gürkay da öyle yapmış...

Ama bu haberde yapılan hak ihlalleri, iftiralar haberin önüne geçip sosyolojik bir boyut kazanmış...

Haberi kısaca analiz edecek olursak;  eğer olay mesai saati içinde olsaydı kesinlikle vatandaş haklıydı... Ki haberde de mesai saatinin başlamasına 3 dakika olduğu zaten belirtiliyor...

Gelin biraz empati yapalım...

Mesela, haberi yapan Gürkay arkadaşımız,  bugün mesai saati dışında bankaya gitse, kapıdaki güvenlik görevlisi bankanın açılmasına 3 dakika olduğunu, beklemesi gerektiğini söylese, Gürkay şikayetçi olmak için polisi ya da haber yapması için tanıdığı bir gazeteciyi mi arayacaktı?

Ha diyorsanız ki, "ikisi aynı şey değil, biri sağlık sorunu" olay öyle de değil...

Haberi yapması için Gürkay'ı arayan agresif teyzenin çocuğunun acil bir sağlık durumu yok...

Hani yaralanma ya da ani müdahale gerektiren bir kazalı olur, o zaman tepkiyi, öfkeyi, haberi anlarım...

Ama bu hanım ablanın çocuğunun öyle aman aman acil durumu yokmuş ki,  olay 13.30'da oluyor, ancak abla 15.30'da yani 2 saat sonra çocuğunu Kilimli'deki sağlık merkezine götürüyor...

Bu arada abla çocuğunu tedavi ettirmek yerine, belediye başkanı ve gazeteciyi arayıp kendisi de olay yerine geri dönüyor...

Olaydan sonra polislerin yanında vatandaşın beyanıyla doktorla tartışan Gelik Belediye Başkanı Burhan Sezgin'in polis kayıtlarına geçen tehdit ve hakaretleri de evlere şenlik...

Tüm bunları geçtim...

Bunca yaşanan olay, yapılan haberler, açılan soruşturma sonunda 2 insana atılabilecek en ağır iftira ve ithamların başka bir haber sitesinin yorumlarında yer almasına ne demek lazım...

Meslek yaşamımda zaman zaman ben de aynı hatalara düştüm...

Sadece "haber kanallara girsin de gerisi önemli değil" mantığıyla yapılan her haber günün birinde döner dolaşır sizi bulur...

Buradan DHa'nın haberini kullanan Elmas TV'nin internet sitesine bakan sorumlu editör arkadaşa rica ediyorum...

Başka bir kişi sizin için bir başka haber sitesine namusunuzu lekeleyen bir yorum atsa ve o haber sitesi de bunu yayınlamış olsa ne hissedersiniz....

Doktor ve hemşireye atılan bu iğrenç ötesi iftiranın kaç insanın yaşamını karartabileceğini düşünebilmek için ille de gazeteci olmak gerekmiyor...

Bizim ülkemizde vatandaş, maalesef çoğu zaman okuduğuna, izlediğine hemen inanıyor...

Olan, haberin yarattığı yeni mağdurlara oluyor...

Umarım gazeteci arkadaşlarım beni doğru anlamışlardır... Ve umarım en azından bundan sonra daha özen gösterirler...

Umarım...