Hastalık ve yolculuk hallarınde oruç tutmak...

Abone Ol


(Oruç sizlere) sayılı günlerde (farz kılınmıştır). Sizden kim hasta veya yolculukta olur (ve bundan dolayı oruç tutamaz) sa (tutamadığı günler) sayısınca başka günlerde (oruç tutması) gerekir. Gücü yetenler de fidye olarak bir miskini yedirsin. (Bununla birlikte) kim kendi isteğiyle bir hayır yapar (yemek verdiği miskinlerin sayısını arttırır)sa bu kendisi için daha hayırlıdır. (Fakat) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz... (Bakara-184)

 

Ayetten anlaşıldığı gibi orucun farz olduğu belirtilmektedir. Ancak İslam insanın sağlık ve seyahat durumunu göz önüne alarak bu durumdaki insanların sağlıklarına dikkat etmeleri için başka günlerde tutabileceklerini belirtmektedir. Hatta tutamayıp mali gücü olanların, miskinlere,  yoksullara, yetimlere, düşkünlere yedirmelerinin hayırlı olacağını bildirmektedir. Aslına vurgusu yapılırken, oruç tutmak için mazeretiniz yoksa sağlığınızda yerinde ise işi savsaklamayın, ciddiye alın, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır vurgusu yapılmaktadır. Sağlıklı bir kişinin oruç tutması kendisinin takvaya ulaşacak nefsi arzularını tutacak benliğini, davranışlarını kontrol altına alabilmesi için de ramazan ayı sizin için hayırlıdır.

 

İnsanın en önemli noktası sağlıktır, sağlık olmadığı zaman insan ne bir iş yapabilir ne de ibadeti gerçekleştirebilir. Oruç, insanın sağlık ve hayati değerleri ile ilgili bir nusuktur, bu nedenle de sağlığı yerinde olanlar oruç tutmalıdır. Ancak bu ayetin muhatabı ilim adamları uzmanlardır. Onun için bu konuyu uzmanından öğrenelim. Prof. Dr. Gazi Özdemir’in, “Din ve Beyin” kitabından alarak siz değerli okurlarımıza ulaştırmaktayım.

HANGİ HASTALAR ORUÇ TUTAMAZ

Şeker hastalığı, kanser, kan hastalığı, karaciğer veya böbrek yetmezlikleri, ameliyat olma ve sonrası iyileşme dönemi, doğum veya düşük yapmış olma ve sonraki günler ileri kansızlık ve aşırı zayıf olma hali, sara hastalığı (aç kalma ve gece uykuyu bölerek sahura kalkma sakıncalı),yüksek ateşli bir hastalık olması, kalp krizi ,beyin krizine bağlı felç, migren tipi baş ağrısı, mide veya 12 parmak bağırsağında ülser olması gibi hastalıklar, kesin olarak oruç tutulmaması gereken hastalıklardır.

DOKTOR MÜSAADESİ ŞARTI İLE ORUÇ TUTABİLEN HASTALAR

Bunun dışında kalan ve oruç nedeniyle aç kaldığı için vücuda zarar oluşturmayacak birçok hastalıkta (tansiyon yüksekliği, bel veya başka kas ağrıları, hafif baş ağrıları, sıkıntı ve hafif stresli durumda olma, damar sertliği, böbreklerin çalışmasını bozmayan idrar yolları iltihabı tiroit bezi hastalıkları gibi) doktor müsaadesi şartı ile oruç tutulmalıdır. Yukarıdaki (Bakara 184) ayetinde oruca dayanmak kriteri konmuştur. Dolayısıyla açlığa-oruç tutmaya dayanabilecek bedensel sağlıkta olan kişiler gerekli ilaçlarını oruç saatlerinde almalı ve orucunu aksatmamalıdır. Böylesi bir kabul Kuran’ın kolaylaştırıcı prensibine de uygun olacak ve bir taraftan da oruç tutanların sayısı artacak, diğer taraftan da insanlar günah işleme korkusundan kurtulmuş olacaklardır. Çünkü oruçlu iken oruç tutmayı engellemeyen bir hastalık için ilaç içme ve beslenme gıda almaya yönelik olan bir davranıştır ve orucun temel hedeflerinden açlığı gidermeyi-yememeyi ve susamışlığı gidermeyi-içmemeyi ihmal etmemektedir. (Din ve beyin)

Ramazan ayı öyle bir aydır ki insanlar için bir hidayet kaynağı olan, hakkı batıldan ayıran ve hakka hidayet edici açık deliller ihtiva eden Kur'an o ayda indirilmiştir. Sizden kim o aya erişirse oruç tutsun! Kim hasta olur ve yolculukta bulunur (ve bundan dolayı oruç tutamaz)sa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde  (oruç tutması) gerekir. Sizin için kolaylık ister. Zor şeyler (yüklemek) istemez. (Bu kolaylıklar, ramazanda tutamadığınız günleri başka zamanda tutarak) sayıyı tamamlamanız; size doğru yolu gösterdiği için 'ı yüceltmeniz içindir. Umulur ki şükredenlerden olursunuz.( Bakara-185)

  Ayette  “ … Zorlaştırmayın, kolaylaştırın” buyrulmaktadır. İslam kolaylık dinidir zorluk değil.

SAĞLIK

 Prof. Dr. Nurselen Toygar, Ramazan Ayı'nda oruç tutanlar için uzun süre susuz kalan vücuttaki su dengesinin çorba içilerek sağlanabileceğini söyledi. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Fizyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurselen Toygar, Ramazan ayında uzun süre susuz kalan vücuttaki su dengesinin çorba içilerek sağlanabileceğini söyledi.Prof. Dr. Toygar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ramazan ayında oruç tutanların vücudunun yaklaşık 16 saat susuz kalacağını, bunun da vücuttaki su dengesini etkileyeceğini belirtti.

 

Yenilecek yiyeceklere dikkat edilmesi halinde bunun önüne geçilebileceğini bildiren Toygar, içilen suyun tek başına yeterli olmadığına işaret etti. İçilen suyun vücut hücrelerinde tutulmadığını, vücudun idrarla bunu dışarı attığını ifade eden Toygar, şöyle konuştu:

"Oruçluyken su içemeyeceğimize göre vücutta su tutan gıdaları tercih etmeliyiz. Normal içilen suyu vücut idrarla dışarı atar, hücrelerimiz bunu tutmaz. Bağıl su dediğimiz suyu hücrelerimiz tutar. Bunların başında da çorbalar gelir.

 

“Bu nedenle iftarda ve sahurda mutlaka çorba içilmesi gerekir. Sebze çorbası, kuru baklagiller, mercimek, taze sıkılmış mevye suları, az yağlı sebze yemekleri, yağı alınmış et veya tavuk suyu ile bu yemeklerin sularını vücut hücreleri tutar. Uzun süre susuz kalan vücuttaki dengeyi sağlar. Kepekli gıdalar, toz kepek de vücuttaki suyu çok tutar. Yoğurda veya çorbaya bir kaşık kepek konulması vücuttaki su dengesine olumlu etkide bulunur. Hücrelerin su almasını, vücudun susuz kalmasını engeller.

 

Tükürük salgısına da faydası var. Çorba ve bu tür yemeklerin suyunu vücuttaki hücrelerin tuttuğu gibi tükürük salgılayan bez hücrelerin de bunu tuttuğunun altını çizen Toygar, normal şartlarda çok uzun süre susuz kalan vücuttaki tükürük azalmasının böylelikle çok fazla yaşanmayacağını kaydetti.Toygar, "Tükürük salgılayan tükürük bezi hücreleri de bağıl suyu tuttuğu için tükürük salgılanması bütün gün dengeli olarak devam eder" dedi.Prof. Dr. Nurselen Toygar, gün içerisinde susamaya yol açacak yiyeceklerden ve nişastalı, ağır şekerli, hamurlu, şuruplu tatlıların da çok fazla tercih edilmemesi gerektiğine işaret etti.


SAHURDA SÜT İÇİN ÖNERİSİ

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neriman İnanç, sahurda mideyi daha geç terk eden, kan şekerini çok hızlı değiştirmeyecek besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirterek,

 

"Bir bardak sütün mide boşluğunu hissettirmeden insanı 5 saat tok tuttuğu bilimsel olarak da kanıtlandı. Sahurda 1 bardak süt içilmeli" ifadesini kullandı.İProtein içeriği yüksek olan besinlerin midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdiğini aktaran İnanç, sağlıklı bir oruç için mutlaka sahura kalkılması gerektiğini vurguladı.

 

İnanç, şunları kaydetti:"Sahurda mideyi daha geç terk eden, kan şekerini çok hızlı değiştirmeyecek besinlerin tercih edilmeli. Bir bardak sütün mide boşluğunu hissettirmeden insanı 5 saat tok tuttuğu bilimsel olarak da kanıtlandı. Sahurda 1 bardak süt içilmeli. Süt, hem protein içeriği yüksek olan bir besin olması nedeniyle tokluk hissetmemize yardımcı oluyor hem de sıvı ihtiyacının karşılanmasına destek oluyor. Sütün bileşimindeki yağ midede uzun süre kalarak tokluk duygusunun uzun sürmesini sağlıyor." 


HİKAYE

O ZAMAN İŞ DEĞİŞİR

Nasreddin Hoca, kadılık yaparken, iyi giyimli, efendiden birisi, karşısına çıkar:

-Kadı Efendi, der. Senin inek, benim ineğin karnına boynuz vurup öldürdü. İneğimin parasını ödemen gerek! Nasreddin Hoca, ne diyeceğini bilemez:

-İki hayvan kavga etmiş… Bu durum sahibini ilgilendirmaz. Sahibinin bir suçu yok ki!..der
Bunun üzerine adam:
-Yanlış söyledim, kadı efendi!… der. Ölen inek benim değil, senin ineğindi…
Hoca, adamın kurnazlığını anlar, bilmezlikten gelir:
-Bak ozaman iş değişir, der. Ver ineğimin parasını!…