Linkini (https://www.youtube.com/watch?v=LQRAfJyEsko) verdiğim belgesel filmi izleyiniz. Vicdansızlığın, para kazanma hırsının, aç gözlülüğün ulaştığı zirveyi göreceksiniz.
Kimseye akıl verecek halim yok. Zaten herkes her şeyi biliyor. “Vejeteryan, vegan olun” gibi tavsiyede bulunacak da değilim. İnsanlar bilgilendikçe gideceği yolu kendisi seçebilir.
Bu filmde dile getirilen gerçeklerin her ülkede yaşanıp yaşanmadığına siz karar veriniz. Kendi gözlemlerime göre Türkiye’de de hayvanlara iyi davranılmadığı kanısındayım.
Çok eleştiren olacak ama ileteyim. 40-45 günde yetiştirilen endüstriyel tavukların ve yumurtalarının besleyici unsurlarının yüzde 90-95 oranında azaltılmış olduğunu düşünüyorum. Aynı durum, sera ortamında, mevsimi dışında yetiştirilen sebze-meyveler için de geçerli. Bu mevzuları Prof. Dr. Kenan Demirkol, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Dr. Ümit Aktaş çok ayrıntılı biçimde anlatmaktadır.
Tavuklar ve hindiler kesildikten sonra ortaya çıkan artıklar tekrar öğütülüp, pişirilip, kurutulup çeşitli katkılarla karıştırılıp "yem" yapılıp yeniden hayvanların önüne konulmaktadır.
Şok edici belgeseli gördükten sonra "endüstriyel hayvani ürünleri" satın alma isteğiniz azalacak diye düşünüyorum.
Hayvanların kötü koşullarda büyütülüp, canice öldürmesine son verilmesi gerekiyor. Şu anki uygulamalar ahlaka, etiğe, kültüre, dine hiç uygun değildir.