1977’de Bartınlı, Karabüklü “Büyük Zonguldak” vardı. Coğrafi olarak da Karadeniz’in Samsun’dan sonra ikinci büyük ili idi Zonguldak. Böyle büyük bir ilde hele de CHP’de seçimlerde aday olmak, sıralamaya girmek, çok büyük çaba, çalışma istiyordu.
Eski Zevk Sineması salonu siyasi partilerin her tür toplantılarına yetecek büyüklükte idi. Günlerden bir gün CHP’nin bir toplantısı olduğunu öğrendim. İlçe örgütleri ve delegeleri de toplantıya katılıyormuş.
Ben o dönemlerde TÖBDER Zonguldak Şube Başkanı idim. Yeni Cami arkasındaki lokalden çıkarak, çok yakınımızdaki Zevk Sineması salonuna geldim. İçerisi çok kalabalıktı. Sağ taraftaki koridordan yürüyüp salonu kolaçan ederek, sol koridordan çıkarak antreye geldim. Orada bulunan bazı tanıdık partili kişilerle laflamağa başladık.
Bu arada üç-dört kişi daha geldi ve bana, “İçeri liste vermişsiniz, Nadir Pulat’ı destekliyormuşsunuz, doğru mu?” diye sordular”. Şaşırmıştım. Onlara, “Burası bir siyasi parti toplantısı. Benim liste vermem gibi bir durum asla söz konusu olamaz”. İşaretle göstererek, “Orası da TöbDer Zonguldak Şubesi. Ne buranın işine karışırım ne de burayı kendi işlerime karıştırırım” diye yanıtladım. Sonra devamla “Evet, ben Belediye Başkanlığı için Nadir Pulat’ı destekliyorum. İçeri girmemin sebebi de acaba Çaycuma’dan gelen delegeler arasında babam da var mıdır diye bakmaktı” dedikten sonra oradan ayrılarak TöbDer Şube Başkanlığına doğru yürüdüm.
O yıl yapılan yerel seçimlerde Nadir Pulat, Zonguldak Belediye Başkanlığına seçilmişti.
*****
1977 yılında yapılacak genel seçimler nedeniyle CHP’de önseçimler yapılıyordu. Zonguldak’ın vekil sayısı 9 idi. CHP’de 1. sıra her zaman Bülent Ecevit’in idi. Ondan sonrası Avni Gürsoy, Burhan Karaçelik, Cahit Karakaş, Kemal Anadol, Kemal Bahadır, Hüseyin Onur, Yıldırım Perçinel, Mehmet Ali Bölek, Kızıltan Ulukavak, önseçimde aldıkları oylara göre sıraya girecekti. Senato için; Mehmet Ali Pestilci, Behiç Sonbay, Mehmet Çötür, İsmail Hakkı Güngör vardı. Partinin Merkez İlçe başkanı ise bütün yükü sırtında taşıyan Av. Ali Osman Odabaş’tı. O karmaşayı nasıl yönetebilmişti hala şaşarım..
Avni Gürsoy ve Burhan Karaçelik’i babamdan doğru lise yıllarımdan beri tanıyordum. Avukat olarak duruşmaları gereği Çaycuma’ya geldiklerinde mutlaka babamı ziyaret ederlerdi. Cahit Karakaş ve Kemal Bahadır’ı ise sonraları tanıyacaktım. Senatör adayı Behiç Sonbay da babamdan doğru iyi tanıdıklarım arasında idi. Diğer adaylarla pek tanışıklığımız yoktu. Kemal Anadol ve M. Ali Pestilci ile de durum aynıydı. Ama onları ilerici, devrimci bir yapıda görüyorduk. Bu ikisi ile sonraki yıllarda ilişkimiz artacaktı.
*****
“CHP, Zonguldak’tan seçilecek 9 vekillikten, yapılacak seçimlerde kaç vekil kazanabilirdi”, sorusu her vekilin kafasında sallanıp duruyordu mutlaka. İlk iş Anadol’un seçilecek bir sıraya gelebilmesiydi. Bazı adaylar tarafından komünist yaftası takılarak dışlandığı haberleri geliyordu. Hatta, “4 vekil çıkarsak yeter” denildiği de söyleniyordu. Elbette bu 4 vekil içinde Kemal Anadol yoktu. Arkadaşlarla (öncelikle Çaycuma ve Bartın ile) konuşarak kendimizce tanıdık delegeler yoluyla destek olmanın uygun olacağını düşündük.
Çaycuma Töbder Şube Başkanı Hüseyin Erbay, aynı zamanda TöbDer Genel Merkez Bölge Sorumlusu idi yanılmıyorsam. O da aynı düşünceyle Anadol’a yardımcı olmağa çalışıyordu.
Önseçim yapılacağı gün arkadaşlarla Merkez Ortaokulu’na gitmiş, oy kullanacak ilk kişiden başlayarak “Bir oy da Kemal Anadol’a” diyerek oy istemiştik tanıdık delegelerden. Diğer ilçelerden gelen oylarla da Anadol en sonunda 5. sıraya yükselmişti. Ama CHP Zonguldak’ta en çok dört vekil çıkarabiliyordu. Hesaplar da bunun üzerine bina ediliyordu. O nedenle çok sıkı çalışmak gerekiyordu.
1977 seçimleri CHP’nin Zonguldak’ta zirve yaptığı seçimlerdi. Mustafa Üstündağ’ın da katıldığı Ecevitli miting, çok büyük bir kalabalığın toplandığı bir miting olmuştu. Seçim sonuçlarında ise CHP 5 vekil, Adalet Partisi 4 vekil çıkarmıştı Zonguldak’ta. CHP’li vekillerimiz: Bülent Ecevit, Cahit Karakaş, Burhan Karaçelik, Avni Gürsoy, Kemal Anadol; iki de senatör Behiç Sonbay ve M.Ali Pestilci seçilmişti.
Ülke genelinde ise CHP 213 vekil çıkarabilmişti. Biz en az 235-240 vekil bekliyorduk. Zira TBMM’de güvenoyu alabilmek için 226 vekil desteği gerekiyordu. Bu durum karşısında bir arkadaşımız, “Okuduğum bütün kitapları yakacağım. Bu Türkiye hiçbir kitaba uymuyor” diyecekti.
*****
OYLARI KORUMAK
Oy kullanma günü, oy torbaları sırtlarında köylerden gelen arkadaşlar doğru İlçe Seçim Kurulu binasına gidiyordu. Ancak oy torbasını teslim etmeğe giden arkadaşlar, sıranın hem kalabalık hem de bekleyerek bitmiyeceğini görünce oy torbası ile TöbDer lokaline geliyordu. Hemen onlar için bir yer hazırlandı. Oy torbaları oraya sıra ile konuluyordu, başında da iki taraflı nöbetçi öğretmen bekliyordu.
TöbDer’de Lokal amirimiz M. Özkan Oral’dı. Köylerden gelen, gelip de oy torbasını teslim etmek için sıraya giren arkadaşlar için geç saatlere kadar lokalde bekledikten sonra Özkan Hoca arkadaşlarla hemen bir toplantı yaptı. İki vardiya yapılacaktı. Bunun için gönüllü arkadaşlar belirlendi. Lokal sabaha kadar açık olacaktı. Bakkallardan zeytin-peynir gibi kahvaltılıklar alınmış, karnı aç olanlara çay-ekmekle veriliyordu. Kimi öğretmen lokalde sabahlamayı göze almıştı, kimi bir arkadaşının evine gitmişti.
Yarınki gün okuldan derneğe geldiğimde, azami dikkatle korunan oy torbalarının ilgili öğretmenler tarafından alındığını ve Seçim Kuruluna teslim edildiğini öğrenecektim.