Siyasi yozlaşmayı geçtik, ahlâki erozyonun en yüksek noktalara ulaştığı bir seçim yaşıyoruz. Adaylar ve tarafları, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatacağına, ortamı gerip, reyting yapmak istiyor.
Anlaşılan odur ki, lider ve etrafındaki siyasi figürler, ‘son numaralarını’ ya da ‘altın vuruş’larını son haftaya bırakacaklar. Ahlâksızlığın ‘bu kadarına da pes’ dedirtecek, yalan, iftira ve görmediğimiz rezilliklere hazır olalım.
Aslında, 629 adımlık şehir sakini, Zonguldak’ın kangren olmuş, yıllara sarih sorunlarını tartışmaya açan, onları projelendirip oy isteyenleri dinlemesi gerekir.
Zonguldak, 2013 itibarıyla ödediği vergi kadar yatırım alamayan 12 il arasında 7. sırada bulunuyor. Bütçeye verilen: 1.760.223.000 tl. - Bütçeden alınan:1.134.472.000tl. (TSO s.13)
Yine, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) 2013 yılsonu itibarıyla hazırladığı verilere göre, Zonguldak nüfusuna kayıtlı 698 bin 291 kişi, Türkiye’nin değişik illerinde yaşıyor. Buna yurt dışındakiler dahil değil. Zonguldak nüfusuna kayıtlı 698 bin 291 kişiden, 453 bin 857’si Zonguldak’ta yaşıyor.
Bu sorun (kaçışlar) son yağan yağmurlar sonrası olmamış.
İşsizlik, kirlilik, pahalılık, kira yüksekliği, trafik vs. etkili olmuş.
Peki, birkaç yıl öncesine kadar, bizim ilçemiz olan Karabük’e bir bakın.
Gelişmişlik açısından, Üniversite başta olmak üzere, her konuda bizi katlamış. Karabük’te de ‘gelişmişlik’ nedeni, son yağan yağmurlar değil.
Politikacısının aktivitesi.
Zonguldak Başbakan çıkartmış, Meclis Başkanı çıkartmış, birçok Bakan çıkartmış.
Sonuç, 629 adımlık şehir.
Demek ki neymiş? Biz seçmesini bilmiyormuşuz.
Efendim, ‘partinin adaylarını lider sultası seçiyor. Biz ne yapalım?’ denemez.
Parti tabanları, ‘parti içi kumpasları’ görürse, sonuç alınır.
Meselâ; CHP’de Zonguldak Belediye Meclis listesi için, eskilerden kimse alınmasın baskısı sonuç vermedi mi? Verdi. Demek ki oluyormuş. Başkan adayı için aynı baskı kurulamadı.
AKP açısından bakalım. Bu gün binlerce partili, Belediye Başkan ve Meclis adaylarına oy vermeyeceğini söylüyor, aleyhte çalışıyor. Kozlu, Zonguldak ve Kilimli’de halkın istediği Başkan ve meclis adayları çıkartılsa, şimdi ‘kaybetmek’ diye bir sorun olurmuydu?
Belediye Başkanlık seçiminde, satın alınan adamlarla şehri yönetmeyi düşünenler, yine listelerde. Bu halk, listelerde belirleyici olmayı beceremese de, gelişmeleri görmeyecek kadar ‘âmâ’ mı? Sonra, Adında ‘Adalet’ olan bir partinin, karşı partiden adam ayırtması ahlâki mi? Ne farkı kaldı, Ecevit gibi Güneş Motel’de, karşı partilerden Bakanlık teklifi ile adam ayartıp, hükümet kuranlardan?
Demek ki neymiş. Zonguldak’lı ‘mevcudu oylama’nın demokrasi olduğunu zannediyor(!)
Hal bu ki, seçmek sadece önüne konanlardan birini, zorunlu beğenmek değil ki.
Önüne konulmak istenenler arasında da etkili olmaktır.
Nereden başlıyor bu iş? Parti kongrelerinden.
‘Zonguldak’ı, çok seviyorum’ deyip partiye kayıt olan üyeler arasında, hizmet edeceklerden çok, partiyi kuşatanlar etkili olup çıkıyor. Sonra da, Belediye ve İl Genel Meclis listelerinde mevzilenip, ‘nalıncı keseri’ oluyorlar.
Sen feryat et ‘Belediye Başkanlık seçiminde satıldılar. Karşı parti adayına oy verdiler’ de. Boşuna mazot yakarsın!
Sonuç; Başbakan Zonguldak Mitinginde yaptıkları ve yapacaklarını anlatsa bile partiyi kuşatanlara karşı, tabanın aleyhte çalışmalarını engellemez. Muhaliflerin ağzına çalınan ‘seçim sonrası örgütler değişecek’ bal şerbeti de işe yaramaz.Bu Kozlu ve Kilimli için de geçerli. AKP’li seçilmişler, dipten doruğa sınıfta kalmıştır.
Halbuki, İstemesini bilen yöneticilerle, Zonguldak bu iktidar’dan çok şey alabilirdi.
CHP’nin proje ve hizmet derdi yok. Leş gibi dere kokusunu, köprü üzerine koyduğu saksı çiçek görüntüleriyle kaybetmeye çalışan bir Belediye den, bir şey beklemek hayal olur zaten.
Ulutan Barajından gelen suyun kesilmemesi için, ‘elektrik borcu taksitlerini ödesin yeter’ diyoruz değil mi?
‘Hırsız var’ diye bağır, mevcut’u oylamayı demokrasi (!)zannet.
‘Adalet’ de, karşı meclis üyelerini ayart.
‘Neden göç veriyoruz, ödediğimiz vergi kadar yatırım alamıyoruz’ diye somurt?
629 Adımlık Şehir’in sebebi bu.
Kurban olduğum akıl, …