İŞTE O YAZI;
"HÜLYA KOÇYİĞİT OLAYI
Hülya Koçyiğit olayı hakkında ne düşündüğümü merak edenler var, bu konuda yazmamı istediler.
Yazayım.
Zonguldak Yeşilçam Film Günleri” fikri son yıllarda duyduğum en güzel fikirdi. Fakat daha başta çuvalladılar.
Geçtiğimiz hafta , 1968 yılında Zonguldak’ta çekilen “Kadın Asla Unutmaz” adlı film için Hülya Koçyiğit Zonguldak’a geldi.
Etkinliğin ilk yılında bu film seçilmesinin açıkçası tam isabet olduğunu düşündüm. Zira Türk sinemasının 4 yapraklı yoncası olan Fatma Girik , Türkan Şoray, Filiz Akın ile birlikte Hülya Koçyiğit de yer alır. Fatma Girik’in “YAŞAM KAVGASI” adlı filmi 1978 yılında Zonguldak’ta çekilmişti. Fakat bugün aramızdan ayrıldı. Asla etkinliğe katılamayacak. Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit kanser tedavisi görüyor.
1968 yılında başrollerini Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Selma Güneri, Ahmet Mekin, Gülistan Güzey’in paylaştığı filmi özel kılan aslında , Zonguldak’ın unutulmaz mekanlarının görüntüsünün olması idi. Eski Emirgan Çay Bahçesi, Liman iskelesinde, bir feribot görüntüsü olan Sürmen Binası ,eski Zonguldak İstasyonu görüntüsü,Fevkani Köprü bugün yok olmuş durumda. Ayrıca filmde Çelikel Lisesi otobüsü ile bozulmamış doğası ile Göbü Sahili de görünüyor.
Hele hele Ahmet Mekin ile Hülya Koçyiğit’in limandaki sahnesi , tarihi bir görüntü oluşturuyor. Dijital olarak artık kaydedildiğinden, bundan 500 sene de geçse bu film Zonguldak kent arşivinde yerini alacak.
Bugün Hülya Koçyiğit 75 yaşında . O gün o sahneler çekildiğinde 21 yaşındaymış. Hülya Koçyiğit’i canlı canlı görmek gerçekten güzel bir duyguydu. Kendimi o gün Zonguldak’ta olduğum için şanslı hissettim. Benim için bu etkinlik siyasi değil , sosyal-kültürel bir etkinlik olarak görülmesi gerekirdi.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz “Kadın Asla Unutmaz” filmi , Zonguldak için asla unutulmaz filmler arasında olacak. Ve bugün bu oyuncuların bir çoğu hayatta.
Bu filmin Zonguldak için değerini anlaya biliyor musunuz ?
Gel gelelim durum böyle olmadı. Taraflar bir birine girdi. Olaya politika karıştı. Her kafadan ses çıktı.
Belki de bu etkinlik doğru yapılsa idi : bugün hayatta olanlardan Selma Güneri, Ahmet Mekin bile getirile bilirdi. Ahmet Mekin ve Hülya Koçyiğit’in liman sahnesi yeniden canlandırılabilirdi. Gördüğüm kadarı ile organizasyonu yapanların sosyal faaliyet yapabilecek kabiliyeti yoktu.
Olayı her açıdan ele aldığımızda , beş benzemez durum çıkıyor aslında.
Film etkinliği topu topu 100 kişiyi bile geçmeyen bir kalabalıkta yapıldı. Çünkü CHP’liler bu etkinliğe tavır koydu. Organizasyon zayıftı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Valiliğin üstlenmesi olayı resmi ve sevimsiz bir hale soktu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden emekli yeni Zonguldak Belediyesi Kültür Müdürü Kürşat Çoşkun yoktu. Onun asistanı gibi olan ama halen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü çalışanı olan Gülhan Yıldız vardı. Mikrofonu elinden düşürmeyen, kendini ön planda göstermekten mustarip bir kadın. Kent konseyi Başkanı da ortalıkta yoktu ki : Organizasyonu sanki sadece Gülhan Yıldız yapmış gibi geldi. Bir sürü hikaye yani.
Başlarda Zonguldak’ın yeni belediye başkanı Tahsin Erdem destek vereceğini söylese de; Hülya Koçyiğit’in olması, CHP teşkilatını rahatsız etti.. Tahmin ederim ki , başkana teşkilattan baskı geldi.
2013 yılında AKP ile HDP’nin ortak yürüttükleri “Kürt Açılımı” politikasında, Hülya Koçyiğit “Akil Adamlar” kadrosunda yer almıştı. Bu neden ile CHP’liler, Hülya Koçyiğit adını duyunca homurdanmaya başladı. Hal böyle olunca hem Tahsin Erdem hem de olayda dahli bulunan Zonguldaklı yönetmen Kıvanç Baruönü’de desteğini geri çekmiş. Belki de Baruönü, ilk etkinlikte , yönetmeni olduğu Kelebeğin Rüyası” filminin olmasını istiyordu. İyi de başrol oyuncusu Yılmaz Erdoğan’da Akil Adam kadrosundaydı. Peki seneye, Zonguldak'ta yasamış yazarlar Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatını konu alan film “Kelebeğin Rüyası” seçilirse Yılmaz Erdoğan’a da bu tepki gösterilecek mi ?
Tahsin Erdem eski DSP’lidir... Ecevitçidir. Bugün halen bunu dillendiriyor. Ecevit, AKP öncesinde FETÖ’ye övgüler düzen biri idi. O zamanlar hatırlıyorum CHP İl Başkanlığı ile DSP il başkanlığı altlı, üstlü bir binada yer alıyordu. Merdivenlerde birbirine düşman gibi bakarlardı, yanından geçene omuz atarlardı. Hatta bir ara olaylar da çıkmıştı. Bunun üzerine DSP bürosunu taşımıştı. Bugün Tahsin Erdem’i, CHP’liler belediye başkanı yaptılar. Demek ki siyasi olaylar değişebiliyor. Bugün karşı tarafta olanlar yarın senden yana olabiliyor.
Demek istediğim şudur; siyaset; güne, yıla, yıllara göre değişken, kaygan bir yapıdadır. 10 sene önce Hülya Koçyiğit’in yer aldığı bir olaydan dolayı 58 yıl önce çevrilen bir filmi yok saymak Zonguldak için ne kadar talihsizliktir. Zonguldak’ta her etkinliği, siyasi bakış açısı ile bakılacak ise bu işten kimse karlı çıkmaz. Bundan 50- 100 sene sonra bunların ne önemi kalacak ? Ama film Zonguldaklılar için halen evladiyelik olacak.
Şimdi alt tarafa yorum yapacak olanlar için yazayım. Hülya Koçyiğit, Zonguldak’a gelmek için 220 bin TL para istemiş. Tahsin Erdem bu parayı vermek istememiş filan. Absürt bunlar.... Sonuçta Zonguldak Belediyesi olmadan da para bulundu. Veya benim bazı konular hakkında bilgim olmadığını yazacaklar. Öyle şeyler biliyorum ki aslında ; burada dillendirmek istemedim .
(Hani böyle yazıyorum diye Kent Konseyi Başkanı Mustafa Bilge’nin yanlışlarını onaylıyorum anlamına gelmesin. Organizasyon her açıdan fiyasko.)
Son olarak şunu belirteyim.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı ve muhtemelen CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı , Ekrem İmamoğlu sürekli “16 milyonun belediye başkanıyım “ der. Tahsin Erdem bu tutumu ile maalesef ; 120 bin nüfuslu Zonguldak Merkez’de oy aldığı sadece 30 binin belediye başkanı olduğunu gösterdi.
AKP’ye kindar nesil yetiştiriyor diye suçlayanlar ,Hülya Koçyiğit olayında Zonguldak’ta kindarlığın daniskasını yaptı.
Konuştuğum bir kaç CHP’linin gözünden alev çıktığını bile gördüm. Hülya Koçyiğit'e o derecede kin doluydular. Gazipaşa'da CHP'liler kendi içlerinde de kin doludurlar.
Tahsin Erdem kendi tavrını ortaya koymaz ise bu işlerde başarılı olamaz."