İLELEBET YAŞASİN  CUMHURİYET! 

Abone Ol

Ulusumuzun kurtuluş ve kuruluşunda emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi minnetle, rahmet le anıyoruz
Ruhları şad olsun 
 "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir."
 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuştur.
 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldıktan 3 sene sonra ilan edilen devlet şekli ile yetki tamamen millete geçmiştir.
 Atatürk'ün bizzat el yazısı ile yazdığı veya söyleyerek yazdırdığı görüş ve direktifleri arasında. 
Cumhuriyetçilik tanımı şöyledir:
"Demokrasinin tam anlamıyla ideali, milletin tümünün aynı zamanda idare eden durumunda bulunabilmesini, hiç olmazsa devletin son iradesini, yalnız milletin ifade etmesini ve göstermesini ister."
Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş Meclis'tedir. Millet adına her türlü kanunları o yapar? Millet egemenliğini, devlet idaresine katılmasını ancak, zamanında oyunu kullanmakla sağlar?" 
Peki, Cumhuriyet fikri, yani yetkiyi millete dağıtma düşüncesi Atatürk'ün kafasında ne zaman şekillendi sizce?
 Esasen hayatı incelendiğinde, henüz medresede iken kendisine haksız yere kızan hocası nedeniyle okula gitmeyi reddeden bir çocuk çıkar karşınıza.
 Aynı çocuk, gençlik dönemlerinden itibaren padişahın ve etrafındakilerin umursamadığı; ezilerek ve fakir bir şekilde yaşam mücadelesi veren halkı gözlemlemiş, dini, emellerine alet edenlerin cahil halkı kullanmalarını reddetmiş ve Kurtuluş Savaşı'na giden süreçte ülkeyi işgal eden güçlerle işbirliğine giden sarayı kabul etmemiştir.
Atatürk'ün padişah ve saltanatta olan yetkileri kendinde toplamak yerine millet egemenliğine devretmesinde dahi gördüğü İslam terbiyesinin etkisi büyüktür.
İslam inancında kul, Allah'a karşı mesuldür. Kulluğun gereği aldığı nefesten verdiği nefese kadar yaptıklarının hesabını vereceği inancıyla yaşar.
- Muhakkak ki, mevcut şekli hükümet bu memleketin refah, saadet ve terakkisine kâfi gelmeyecektir. Başka bir hükümet şekli arayıp bulmamız lazım geldiği kanaatindeyim. 
Atatürk'ün henüz Erzurum Kongresi'nden önce fikir olarak kafasında var olan cumhuriyet şeklini muhafaza etmek bugün hepimizin vazifesidir. 
Hacı Bektaş Veli'nin İslam hamuru ile bir ettiği Türk, Kürt, Laz, Çerkez hepimiz Türk Milleti olarak biriz, beraberiz.
Bugün Gazi'nin Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı dönemden daha vahim ve elim bir hal içerisindeyiz ve mesuliyet fedakârlığı yapacak milletindir.
Yaşadığımız coğrafya, Büyük Ortadoğu Projesi'nin, sonrasında değişen adı ile Arap Baharı'nın merkezindeki kilit yer?
Bölgemiz parçalara ayrılmamak için direnen devletlerle dolu?
Memleketin her köşesi fiilen işgal edilmiş olmasa da işgalin eşiğindeyiz.
Ekonomik darboğaz, etnik ayrımcılık, mezhep kavgaları, emperyalist zihniyetin sömürge ülkeleri üzerinde oynadığı hangi oyun varsa üzerimizde deneniyor.
Hakikat, devletimizin ve milletimizin içinden geçtiği çok zor günlerde Atatürk'e ve O'nun da güç aldığı vatan sevgisine bağlı topyekûn bir milli hamleye ihtiyacımız var. 
Halkın iradesinin yıldönümünü tebrik ederken, milletimizin önümüzdeki günlerde cumhuriyeti bugünlere getiren değerlere daha sıkı sarılmasını temenni ediyorum.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Ne mutlu Türk 'üm diyene!