İnsan kaçakçılığı merkezi mi oluyoruz?

Abone Ol

 

İki hafta kadar önce, tüm ulusal gazete ve televizyonlarda bir “facia” haberi vardı… İnsani dramlardan akıl almaz rantlar yaratan “insan tacirlerinin” sebep olduğu yeni katliamı anlatan haberde, Zonguldak adı da geçiyordu. Kuzey Irak'ta yapılacak referandum sonrası, savaş çıkacağı endişesiyle ülkelerinden kaçan bir grup Iraklının bindiği balıkçı teknesi, Kocaeli’nin Kefken beldesi açıklarında battı… 24 kişinin boğularak can verdiği olayda, Romanya’ya kaçmaya çalışan sığınmacıların, tekneye, Zonguldak'tan bindiği öne sürülüyordu. 

 

Bütün ülkede konuşulan haber, Zonguldak’ta, yankı bulmadığı gibi, Pusula dışında hiçbir gazeteye de haber olmadı ne hikmetse…  Gazeteciler yazmadı, kamuoyu merak etmedi, yetkililer derin bir sessizliğe büründü ve haber, buhar olup gitti… Çok önemliydi bence… Doğruysa, “Zonguldak, insan kaçakçılığının merkezlerinden biri haline geliyor” demekti çünkü… Anlaşılabilir bir sebebi de vardı… AB ile imzalanan protokol çerçevesinde, Ege ve Akdeniz’de denetimler sıklaştırılınca, yeni yollar arayan insan kaçakçıları, rotayı, Karadeniz’e çevirmişti…

 

MİLYAR AVROLUK “İNSAN KAÇAKÇILIĞI” PAZARI

Epey bir çevrede konuyu soruşturdum, nereye başvurduysam resmen duvara tosladım… Garip bir şekilde, kimse, hiçbir şey bilmiyordu… İlginçtir, merak eden de yok denecek kadar azdı… “Valla bende gazetelerden okudum”  en çok duyduğum yanıt oldu araştırmalarımda... Yeni bir bilgiye ulaşmam mümkün olmadı… Ortada çok büyük rantlar dönüyordu oysa… Türkiye üzerinden kaçan sığınmacı sayısı bir milyonun çok üstündeydi... 2 bin ile 4 bin avro arasında değişen ücretler, milyarlarca avroluk “insan kaçakçılığı” pazarı oluşturmuştu. Bu da kimi açgözlülerin iştahını kabartıyordu…

                      

Yakınlarda, Amasra’da, yasadışı yollardan Romanya’ya kaçmaya çalışan bir mülteci teknesinin yakalandığı göz önüne alınırsa, Karadeniz’de de piyasanın oluşmaya başladığı anlaşılıyordu. Son haber, Zonguldak’ta da, bundan pay almaya çalışan birilerinin olduğunu ortaya koyuyordu…  Yetkililer ser verip, bilgi vermiyordu şaşılası şekilde… İnsan tacirlerinin işleyeceği yeni suçların, katliamların önlenebilmesi için bu çok gerekliydi oysa… Bizse bırakınız bu suçlara kimlerin karıştığını, 24 kişinin ölümüne neden olan teknenin nereden kalktığını bile bilmiyorduk daha…

 

DEVLET NEDEN SUSUYOR

Geçen yazımda değindim, Kızılay Başkanı Nihat Aygün’ün sosyal medya paylaşımları konusunda kentimize gelen Afgan göçmenler konusunda da hiçbir şey bilmiyoruz. O gün de yazdım, kamuoyunda alttan alta bir tepki gelişiyor bu konuda… İşsiz, aşsız, geleceksiz kalmış pek çok insan, kendilerine çok görülen kamu kaynaklarının sığınmacılara harcandığını düşünüyor… Mültecilere maaş verildiği, sınırsız sosyal güvence sağlandığı, sınavsız eğitim hakkı tanındığı, vatandaş olarak yazılıp oy kullandırılacağı gibi pek çok şayia dolaşıyor ortalıkta…

 

Suça eğilimli mülteciler yüzünden güvenliklerinin tehlikede olduğunu düşünen de çok kamuoyunda… Devlet yetkilileri de bunun bal gibi farkında, ancak, ne hikmetse duymazdan geliyor… Kamuoyu doğru bilgilendirip, her şey açıklıkla anlatılsa, göçmenlerle dayanışmada, göz yaşartıcı sonuçlar çıkacak belki de ortaya… Ancak bunun yerine, kamuoyunun bilgi alma hakkı hiçe sayılarak yanlış bilgilerin kulaktan kulağa yayılmasına göz yumuluyor… Haksız da değiller hani… Ortaya çıkacak insani krizin faturasını Zonguldaklılar ödeyecek nasılsa… Onlarınsa devri daim olmaya devam edecek…