İSTANBUL- ZONGULDAK GÜNLERİ

Abone Ol

ZONDEF Emeğiyle gerçekleşen Zonguldak Günlerine yazar kimliğimle katılmaktan onur duydum bu durumun altını bir kez daha çiziyorum. Daha önce ZONDEF bünyesinde yapılan etkinliklerden birinin sunumunda da görev alan biri olarak emek veren herkesi yine bir kez daha canı gönülden kutluyorum.

Böylesine büyük bir organizasyonun ilk olmasından mütevellit gözlem ve değerlendirme olarak eksiklerimizi gördük, not aldık ve bir sonraki yıl için katkı sunmak adına görev anlamında desteğe hazır olduğumuzu ZONDEF yönetimine ilettik.

Eleştirmek işin en kolayıdır her zaman, destek vermek, değer vermek ise biraz olgunluk, biraz da donanım ister.

İnsani ilişkilerin, iletişimin kaynaşmanın olgunluğunu yaşayabilmek, yaşatabilmek kanımca egolarımızdan soyunarak gelişecektir. Ayrıca kendi çabasıyla kendi gölgesini aydınlatanları örselemek yerine, birlikte aydınlanmanın yollarını bulmak, dahası çoğalmak bu ve böylesi işlerin yerini bulması anlamında olmazsa olmazdır.

 Bütün etiketlerinden muaf Zonguldak için elini yüreğini taşın altına koyanları kucaklamak, bizi zamanla bölünmez bir bütün yapacaktır.

Bundan sonrada bu heyecan ve bu istek arzuyla ve gelişen bilinçle nice güzel işlere hakkıyla layıkıyla imza atılmasını temenni ediyorum.

Bir kez daha ZONDEF yönetimini kutluyorum.

Not: Halkın sesi gazetesindeki köşemde bu konuyu daha geniş kaleme alacağım.

Yukarıdaki bu yazıyı yoğunluğum sebebiyle alelacele İstanbul dönüşü sıcağı sıcağına sosyal medya hesaplarımdan paylaşmıştım çünkü Zonguldak Günleri ile ilgili daha detaylı bir yazı kaleme almak istiyordum.

Ortada, sadece bu oluşumu sağlayabilmek için bile ciddi bir emek vardı, her ne kadar “Zonguldak Günleri”  içeriği bakımından çok ciddi eksiklikler barındırsa da ilk olması sebebiyle hoş görülebilirdi.

Bizim kendimize özgü karakter yapımızdan olsa gerek, hiç hoş görülmediğini gördüm, duydum.

Siyasi kariyer planlaması için organizasyonun kullanıldığı haberi, bizzat Halkın Sesi Gazetesinin yani bizim gazetemizin haberiydi. İster istemez dikkat kesildim ve bu konuyla ilgili ZONDEF yetkililerini önyargılı haber yazısı olmaması bakımından aradım.

 Bu işin mimarlarından biri olan, Öğretim görevlisi Sayın: Gurbet Altay ile görüştüm.

Açılış günündeki bir iki aksaklığın o günün heyecanından ve ilk olmasından kaynaklandığını asla herhangi bir kasıt aranmaması gerektiğini söyledi Gurbet Altay.

Bünyemizde 35 dernek var, doğrusu bütün dernek başkanlarına söz hakkı vermek gerekirdi, zamanın kısıtlı olması bunu mümkün kılmadı dedi. Diğer bir eleştiriye ise Zonguldak sivil toplum örgütleriyle bu organizasyon öncesi, ayrı ayrı görüşüldüğünü söyledi.

GİMİS Başkanı Hakan Yeşil için ise, eğer kendilerini kırdık ise gönlünü alırız, kendileri bizim için çok değerlidir, dedikten sonra açıklamasını sürdürdü.

ZONDEF Başkanı Ziya Öncan için siyasete girmiyor, girmeyecek, bu konuda bende yıpratılmak istenmiştim gördüğünüz gibi halen siyasete girmedim dedi. Eleştirilerin her biri bizim için değerli elbette, herhangi bir bilgi almak isterseniz bu konuyla alakalı, biz buradayız dedi.

Gurbet Altay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Zonguldak Günleri için verdiği katkıdan dolayı teşekkürlerini iletti, bizzat kendisinin görüştüğünü ve sağladığı kolaylık neticesinde, Zonguldak Günleri organizasyonunun bu tarihte yapılmasını Büyük Şehir Belediyesinin mümkün kıldığını söyledi.

Bu açıklamalardan sonra Zonguldak Günleri için eksik görülen detaylarla devam edelim yazıya.

Zonguldak öz kültürünün olması gerektiği gibi İstanbul Zonguldak Günlerine taşınmaması en büyük eksiklik olarak dillendirildi. Kültürümüzden yeteri kadar izler yoktu dendi. Yöresel değerlere tam manasıyla sahip çıkılmadığı, bu konuda ciddi bir çalışma içine girilmediği, dolayısıyla da Zonguldak haricinde birçok ilin standı olduğu halde, bizim öz kültürümüzün izine yeteri kadar rastlanmamasının dikkat çektiği söylendi.

Yöre yemeklerimizin, giysilerimizin, el sanatlarımızın, sanatçılarımızın, zanaatkârlarımızın daha yoğun bir katılım ile orada bulunmaları gerektiği de gelen eleştiriler arasındaydı.

Bu konuda davette mi bir sıkıntı var, yoksa katılım konusunda ikileme düşenlerde mi, buda muallakta şimdilik.

Gelelim bizimde içinde bulunduğumuz yazar kesimine. “Yerel yazar kavramını kabul etmeyen yazarlarımız olsa da aramızda, yazarın evrensel olduğunu söyleyen İbrahim Tığ, bu konuda ne kadar haklıdır bilemiyorum. Zira bu konu beni aşıyor.” Örneğin: Ben yerel bir yazar mıyım? Yoksa evrensel bir yazar mıyım? Kendini nerde görmek istiyorsan mı, konunun özü yoksa. Bunu zaman gösterecek diyor ve konuyu hemen bağlıyorum.

Zonguldak yazarları olarak varlığımızı ortaya koyabileceğimiz bir fırsattı bizler için, bu konuda gösterilen ilgiye, verilen desteğe teşekkür ediyorum. Zonguldak’ın aydınlık yüzleriyle aynı platformda bulunmak özeldi. Emekli Öğretmenimiz Türkan Karahasan bize çok ciddi hayatla mücadele dersi verdi.

Günübirlik bir seyahatin yılgınlığına düşmeden, özveriyle kitaplarını imzalarken, Zonguldak günlerine gitmemek için egolarını şişirmeye devam edenleri hatırlattı doğrusu. Bu arada katılım anlamında oldukça ciddi bir okur kitlesiyle, günün en yoğun imzasını attı Türkan Hocamız.

Yeri gelmişken sevgili Okan Onur’a ve Çay değirmeni Belediye Başkanı Sayın: Satılmış Gebeşe Araç tahsisi için çok teşekkür ediyorum.

Zonguldak günlerinde birkaç kez sahneye çıkan Madenci Korumuz.

Madenci Korosunun Kent Konseyi “bir önceki dönem”  Kültür grubunda Mustafa Kömürcü ve Anıl Yılmaz tarafından proje olarak ortaya konulduğu günü çok iyi bilen biri olarak ve altında benimde imzamın olduğu bir işin ses getirmesi bizleri sadece onurlandırır. Bu konunun altını özellikle çizmek istedim. Mustafa Kömürcü Ve sevgili Anıl’a bu kente kattıkları böylesi güzel bir değer için teşekkür ediyorum. Koro elemanlarını da ayrıca kutluyorum.

 Madenci Koromuzun Konserleri de bir hayli ilgi gördü. Bu arada Güfte ve Bestesi bana ait olan Zonguldak Marşımızın defalarca çalınması, beni yine ayrıca gururlandırdı.

İzlenimlerimizin fazlası elbette yapıcı olmak zorunluluğunun gölgesinde bir sonraki “Zonguldak Günlerinin” sonrasına kadar bekleyecek. İlk işlerin günahı olmaz, hata olarak görülen her şey tecrübesizlikten kaynaklanır ve telafi edilir. Sadece şunu ifade etmek isterim bir sonraki Zonguldak Günleri için daha kapsamlı bir çalışma yapılması elzem diye düşünüyorum. Bu konuda zaten ZONDEF yönetimi de notlarını aldılar. Bizimde Bu coğrafyaya olması gerektiği gibi sahip çıkmamız gerekmiyor mu sizce.

Burun bükmeden, ne eksik ne fazla onu birlikte tartışarak, doğru noktalara parmak basarak ve birbirimizi dikkate alarak, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir iş olmaz. Yeter ki taşın altına elimizi koymayı göze alalım. Ha alamıyorsak da, alanları örselemeyelim.