İste o yazı:
Zonguldak Maden Mühendisligi Eğitimi kapsamında Ülkemiz de Jeoloji Derslerinin okutulduğu ilk ildir.
Cumhuriyet Gazetesinde 98 sene önce, 2 Ocak 1927 tarihinde yer alan Osman Bahadır tarafından yazılan ve aşağıda fotoğrafı verilen haberde, Zonguldak Mühendis Mektebine eklenen Jeoloji Enstitüsü binası inşaatının bitmek üzere olduğunu yazıyor.
Türkiye’de ilk defa 1909 yılında Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde ‘’Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’’ ismiyle açılan tıp okulunun dördüncü sınıfında’’ ‘’Tabakat-ül Arz’’ veya ‘’İlm-ül Arz’’ ya da ‘’L-ma’aden’’ adı altında jeoloji dersleri verilmiştir. Bu dersi anlatan İbrahim Lütfü Paşa’ya da çok zengin taş koleksiyonuna sahip olduğu ve mineralojiyi çok iyi bildiği için “Taşçı İbrahim Paşa” dendiği bilinmektedir.
Buna karşın Jeoloji Bölümü ülkemizde ilk olarak 1933 yılında Ziraat Enstitüsü Tabii Bilimler Fakültesi (Ankara) bünyesinde kurulduğundan, bu yıl ülkemizde jeoloji eğitiminin başladığı yıl olarak kabul edilmektedir. Osmanlı döneminde sadece dördüncü sınıfta verilen jeoloji dersi, tıp mesleğinin bir dalı olmadığından ancak genel kültür bilgisi kapsamında verilmiş olmalıdır. Hâlbuki Cumhuriyet döneminde 1933 yılında açılan Jeoloji Bölümünden önce 1927 yılında kendine ait binası ve laboratuvarlarıyla Zonguldak Maden Mektebinde Maden Mühendisliği eğitimi müfredatı içinde amaca dönük olarak ilk jeoloji dersleri verilmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında jeoloji dersi her lise öğrencisine birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda üç yıl boyunca okutulmuştur. Liselerde verilen jeoloji eğitimi tek ders olarak 1929 yılından 1955 yılına kadar kesintisiz olarak sürdürülmüştür. Müfredattan kaldırılmadan önce 1972-1977 yılları arasında jeoloji dersi liselerde seçmeli ders olarak okutulmuştur. Daha sonra Coğrafya dersi kapsamına alınan jeoloji dersi en sonunda müfredattan tamamen çıkarılmıştır.
Buradaki amaç dünyamızda canlı ve cansız varlıklarda kesintisiz olarak devam etmekte olan değişimin yani evrim gerçeğinin yok sayılmasıdır. Jeoloji dersinin kaldırılmasıyla da, insanlarımız yaşadıkları coğrafyada kendilerini yaşamsal olarak etkileyecek doğa olaylarını anlama ve bunlara karşı alınacak önlemler konusunda yeterince bilgilenme olanağından yoksun bırakılmıştır.
