Kadın hakları ve ‘oy anam oy…’

Abone Ol
Dünya Kadınlar Günü 157. yıldönümü, yürüyüş ve nutuklarla kutlandı.

Hele siyasilerin ‘oy anam oy’ türündeki Kadınlar Günü kutlamaları daha ilginçti. İlginçlik ‘cek - cak’ ların bolluğunda değil, kadınların ‘şak şak’ tufanı kopartmasındandı. Sanki bu nutuklarla, kadınlar, bekledikleri tüm saygı ve hizmeti alacaktı.

Burada, katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması konularında, nutkun ötesinde yasal ve Anayasal düzenlemeler olduğunu söylememiz lazım.

Ancak, kadın denince aklımıza Nene Hatunlar, Kara Fatmalar, Çanakkale kahramanlarından Nezahat Onbaşılar gelmesine rağmen, dünyada kadınların erkeklerle birlikte eşit haklara sahip olmaları (Medeni Yasa, TCK, Yurttaşlık Hakları), cumhuriyetten üç yıl sonraya denk gelir (17 Şubat 1926)

Yine hemen belirtelim, Türkiye, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi konusunda: İslâm dünyasında 1., Avrupa’da 7., dünya da 12.sıradadır.

Demokrasiye geçtiğimizden(1950) bu yana attığımız adımlar ve insani gelişmişlik yolunda aldığımız mesafeye bakarsak, daha çook yol var önümüzde.

Bir defa, insani gelişmişlik açısından dünya da 78. sırada oluşumuz unutulmamalıdır.

Daha da önemlisi, konu başlığımız itibarıyla, Türkiye kadının işgücüne katılımı açısından 136 ülke arasında 127. sıradadır.(Dünya Ekonomik Forumu 2013 Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporu)

Şimdi, hak ve özgürlüklerin verilmesi kadar, alınması da önemli değil mi?

Bir başka açıdan bakalım, verilenler ile verilmeyenleri bilmek daha önemli değil mi?

Meselâ, Türkiye, Uluslararası Hukuk çerçevesinde bağlayıcı bir karar olan, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’ni(CEDAW) 1985’te kabul etti. Kim biliyor?

Meselâ, Belediyeler Kanunu (5393) ve İçişleri Bakanlığı İl Genel Meclisi Çalışma Yönetmeliğine (2005) göre: Belediye ve İl Genel meclislerinde ‘kadın hakları’ ve ya ‘Kadın erkek eşitliği’ komisyonları kurulması ve bu komisyonların ‘zorunlu komisyonlar’ arasına alınması önerilmektedir. Kim biliyor?

Zonguldak Belediyesi başta olmak üzere, hangi belediyenin, bu zorunlu komisyonu var?

Lafa geldi mi, bir üfürükle mangal deviren adaylar (Başta Muharrem Akdemir olmak üzere) vaat pusulanızda, neden ‘bu komisyonu kuracağım’ vaadi yok?

Kadın ve kız çocuklarının haklarının korunmasıyla ilgili, tüm belediyeler bir şeyler yapmış. Sayın Ali Bektaş, neden Kozlu’dan ‘tık’ yok?

Kadınlara pozitif ayrımcılığa karşı olanlar parmak kaldırsın’ desem ‘oy anam oy’ diye gezinen politipler, bırakın parmak kaldırmayı, sandalye üzerine çıkarlar.

2011 genel seçimlerinde 550 milletvekilinin 78’i kadın. Atılan nutuklara göre rakam çok düşük. Yasa ve anayasada birçok hak maddeleri var. Dünya kadar da eksiğimiz var. Ancak gerçek şu ki ‘yasalardaki haklarımızı öğrenmek, öğrendiklerimizi uygulayarak eşitlik mücadelemize katkı sunmak’ konusunda tembeliz, tembel…

Bu gün piyasa da ‘cirit’ atan ve ‘oy anam oy’ diye dolaşanların, vaat pusulalarına bir bakın hele. ‘Bulunsun’ diye bir madde koyan vardır - yoktur.

En azından, her partinin tüzüğüne göre,  ‘listelerde bulunacak’ dediği bir ‘kadın kotası’ vardır. Bakın listelere, seçilecek yerlerdeki kadın aday sayısı, kota’ya uygun mu?

Kadın sığınma evleri, hanım lokalleri, bütçe desteği için yaptıkları el işi ve yiyecekleri satacakları merkez, bayanlara meslek kursları, çocuk eğitim kursları, folklor ve müzik grupları kurma teşvik’i, okuma –yazma kursları, yaşlılara hizmet merkezi, yaşlılara torun’larıyla birlikte aktivite, yaşlılar için vakit geçirme yer’i, huzurevi, yaşlılar için piknik düzenleme, yaşlılara deniz kenarı ücretsiz kamp yapacakları maddeleri neden yoktur?

Var mı?

Varsa, yoksa ‘oy anam oy’.

Yasalardaki haklarımızı öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamak açısından tembeliz, dedim ya! Bu çok iyimser oldu galiba!

Kadınlarımız, Seçim arifesinde cadde ve sokaklarda dolaşan, televizyonlarda ‘oy anam oy’ diye bağıranları, acaba ‘karın ağrısı’ yüzünden ağlayanlar mı zannediyor?

Sonuç:

Türk Kadını, hayatın her evresinde etkin ve aktör olmasına rağmen, haklar konusunda beklentili, yetki konusunda mağdur olmuştur.

İtirazı olan var mı?

Bu konuda herkes mutlaka kendini sorgulamalıdır.