BAMBAŞKA
(192 s.)
Kitap benim olmazsa olmazım. O yoksa ben eksiğim, yalnızım.
Kış aylarının koronalı yalnızlığında kitaplardı yoldaşlarım yine. Yazarlarından, şairlerinden imzalı gelenlerin dışında, kitapçı raflarında aradım, buldum onları.
Patates, yağ fiyatları kadar kitap fiyatları da etkiledi beni tabii. Çevremdeki marketlerin kitap köşeleri yetmedi, büyük alışveriş merkezlerinde aradım dostlarımı.
Bir gün en tanınmış, en büyük kitapçısında kentin kitap fiyatlarının da enflasyona ayarlandığını gördüm. Kendime yakın bulduğum kitapları elledim. Fiyat etiketlerine baktım, hesap yaptım kitap âşığı ben bile. Yanlış anlamayın, kitabın değeri parayla ölçülmez de ben parası ölçülü olandım.
Alacağım iki kitap 5 lt yağ, 15 kg patates fiyatınaydı. Bu kitaplardan ayda on tane alıp okuyorum genelde. Yağ ve patatesle kitabı karşılaştırma yanlışını yaptım, ödün verdim kendimden.
Kitapçıdan, doymadan, ayrıldım. Yine marketlerin küçük kitap köşelerine kaldım. Ucuz yiyecek arar gibi, ucuz ve kaliteli kitap peşine düştüm okuduklarım bittikçe karlı soğuk günlerde.
Karşıma çıkıverdi Kahraman Tazeoğlu kitapları marketin birinde. Sevindim.
Hey gidi Kahraman Tazeoğlu, sen hatırlamazsın. Bir Kocaeli Kitap Fuarı söyleşisi sonrası sana seslenmiştim. Beni kırmayıp sahnenin ucuna kadar geldiğinde:
"Kırk yıllık edebiyat öğretmeniyim. Binlerce öğrencim var. Benimle fotoğraf çektirirsen ünün ve kitap satışların artar." demiştim.
Şakalaşıp söyleşerek güzel bir poz vermiştik.
İşte o pozun sıcaklığıyla elledim kitapları. Kâğıt ve yazı düzeyi çok iyi olmasa da kitap fiyatları keseye uygundu. 2 kg patates, 200 gr yağ fiyatına bir kitap olunca ilgi artmıştı doğrusu. Sevindim.
Öğrencilerimden kitabını alıp okuyan olmuştur sanırım. Kahraman Tazeoğlu serisinden Bambaşka'yı seçtim.
Bambaşka bir deneme kitabı. Denemeler genelde sevgi üzerine yoğunlaşmış. Tabii yazar, denemeleri, öykülerle, güzel sözlerle zenginleştirmiş.
Yazar, yaşamın her yönünü irdeliyor kitabında. Sıradan bir anlatım yok. Anlatımda imgeler, çağrışımlar okuyucuyu düşsel, düşüncel dünyalara çekebiliyor.
Bu kitapta, okurken altlarını çizdiğim cümleler çoktu. O anlamlı bulduğum cümlelerin bir kısmını yazıma ekledim. Bu bölüm sizin de ilginizi çeker umarım.
Şaka bir tarafa, sizi anlıyorum. Tabii ki önce karınlar doyacak, ama kitaba acıkmak da insanca. Bu açlığı duyanlar çoğaldıkça doyuma çözüm kolaylaşır umuduyla...
İyi okumalar...
BAMBAŞKA'dan SEÇMELER
*... bence aşk karşındaki insan çırılçıplakken bile gözlerini onun gözlerinden ayırmamaktır sevgili. (s. 8)
* Ve anladım ki insan değişir ama bizi asıl üzen hiç değişmeyenlerdir. (s. 8)
* Bizler, içimizdeki çocukla ölüyoruz; şimdiki nesil, içindeki yetişkinle büyüyor. (s. 13)
* Gel "Biz" olalım demek kolay... Benimle hiç olur musun? (s. 16)
* Yanlış yolda doğru yürüyemezsin.
(s. 27)
* "Seçici değilsen geçicisindir." (s. 35)
* İnsan hep sahilden yürüyerek denizleri aşamıyor. Karşı kıyılara ulaşmak için dalgalarla boğuşmak gerekir. (s. 40)
* Hayat kısadır ama kendini sonsuzmuşçasına sunar insana. (s. 47)
* Başkalarının gözlerindeki ışığı görebilmemiz için, önce kendi gözlerimizdeki karanlığı aydınlatmamız gerekir. (s. 49)
* Hayat sadece soluk alıp vermek değildir. Bunu en iyi solunum cihazına bağlı yaşayanlar bilir. (s. 57)
* "Edebiyat dediğin, herkesin bildiğini herkese okutabilme sanatı değil midir?"
(s. 77)
* " ... binalar yükseldikçe insanlık alçalıyor sanki." (s. 82)
* ... İstemeyi bilmiyorsan, yetinmeye mahkûmsundur. (s. 117)
* Öyle fakirdi ki çocukluğum, ecel gelse almazdı. (s. 132)
* Bu insanlar için bir adam olurum ama bu insanların adamı olmam. (s. 134)
* Dünyanın en mutlu insanları çok fazla paraya ve derin bir cahilliğe sahip olanlardır. (s. 158)
* Cahil bir kötüden daha kötüsü eğitilmiş bir kötüdür. (s. 159)
* Yanlışların ve eksiklerin yüzüne yüzüne vurulmuyorsa, bu sesin mükemmel olduğunu değil, dostsuz olduğunu gösterir. (s. 165)
* Karanlığı, 'kara'nın varlığı değil, ışığın yokluğu olarak görmeli insan. (s. 165)
* Neyle nasıl savaştığını iyi bil çocuk! Plastik balyozla, demir dövülmez. (s. 168)
* Aşka âşık olan, senden daha iyi sevene satar seni. (s. 169)
* Unutmak değil, unutulmaktır asıl yalnızlık. (s. 177)
* İnsanları tanıdıkça, yalnızlığı daha çok seveceksin. (s. 177)
* Yoksa seni iyileştirmesine izin verdiğin her yabancı, hak ister sağlığından. (s. 177)
* Ve yine unutma ki, herkes için her şey olmaya çabalayan, kendisi için hiçbir şey olmaz. (s. 178)