Kalp spazmından öleceğiz sonunda

Abone Ol
 
İlk gençlik yıllarım Zonguldak merkezde geçti… Önce Soğuksu’da Eski Dağyolu Sokak’ta bir oda bir mutfaktan ibaret bir evde oturduk... Müftülük’teki Gazi Mustafa Kemal İlkokulunda 2. sınıfa geçtiğimiz sene Meşrutiyet Mahallesi Turan Sokak’ta 2 odalı bir eve taşındık… Bir odanın fazla olması bile epey bir şeydi hani… Yeni evimize taşındıktan birkaç ay sonra İsmet İnönü öldüğüne göre, demek ki 1973 yılıydı… 1991’de evlenene kadar da kişiliğimi oluşturup kimliğimi şekillendiren bu mahallede geçti ömrüm… O tarihten beri de, Kozlu Fatih Sitesi’nde ikamet ediyorum…
 
Fatih Sitesi, biz taşındığımızda şehrin en mutena yerlerinden biriydi… En yüksek yapı beş katı geçmiyordu… Tamamı kooperatifler tarafından inşa edilen yapı yoğunluğu düşük siteler, teraslanmış bahçelerle çevriliydi… Doğru düzgün marketi, alışveriş merkezi, oturup kalkılacak kafeteryası bile yoktu ama yemyeşildi her taraf… Apartmanlarda da olsa doğal hayatın içinde yaşadığımız o güzel mahallede araç seslerinden daha çok ağustos böceklerinin senfonisini duyuluyordu… Ali Bektaş’ın belediye başkanı olmasıyla her şey ters yüz oldu, sanki düşman istilasına uğradı…
 
SOKAKLAR APARTMANLARDAN OLUŞAN TÜNELE DÖNDÜ
Kozlu Belediyesi şehir rantlarının, vahşi ile açıklamanın bile mümkün olmadığı imar uygulamalarının merkezi oldu bu dönemde… Hiç çekinmeden yeşil alanlar imara açılırken, önceki belediye başkanlarıyla teknik kadroların aklı yokmuş, kafası bu işlere basmıyormuş da onun için az kata izin verilmiş gibi kat sayıları on-on beş derken yirmi beşe kadar çıkarıldı…  Sonradan gelen başkanlar da yeşil alanları imara açıp, kat sayısını artırmakta Bektaş’la yarış etti adeta… Hiçbir kurala uymadan yapılaştırılan mahallede, sokaklar apartmanlardan oluşan tünele döndü…
 
Birbirinin üzerine abanan sakil görünümlü apartmanların sayısında patlama yaşandı daha sonra.. Buna koşut olarak nüfus da çoğaldı, yol genişlikleri aynı kaldı ama… Yeni bir karış yol açılmadığı gibi, bir tane olsun otopark bile yapılmadı Fatih Sitesi’ne… Yeşil alanlar yetmedi gençlerin maç yaptığı futbol, basketbol sahaları imara açıldı... Potalar, kaleler söküldü, çok katlı yapılar dikildi yerine… Kalan her karış toprak kazılıp, iş makinelerinin kulakları sağır eden gürültüsüyle dağlar devrildi rant için… Sonunda abuk sabuk bir semt çıktı ortaya…
 
ZONGULDAK TARİHİNİN EN KARANLIK DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Yüksek kat hakkının getirdiği büyük kârlar nedeniyle müteahhitler adeta akın etti Kozlu’ya… Dört bir yanı akla zarar inşaatlar sardı… Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz, kurnazlık yapıp, bu doğa talanını, “Kozlu revaçta” sloganıyla satmaya çalıştı kamuoyuna… Azıcık yağan yağmura kent teslim oluyormuş, haftanın birkaç günü saatlerce sular kesiliyormuş, standardına uygun bir tane bile sokak yokmuş, birbirinin üzerine çıkan apartmanlarda konut mahremiyeti de ortadan kalmış ne gam Yılmaz için… Aldırış bile etmedi, porselen bir gülüşle baktığı billboardlarda kendi reklamını yaptı yalnızca…
 
Zonguldak tarihinin en karanlık dönemini yaşıyor… Yerel yönetimler, merkezi iktidarın Zonguldak düşmanı politikalarına destek olmak için birbiriyle yarışıyor adeta… Merkezi oluşturan Kozlu, Zonguldak, Kilimli belediyeleri, yaptığı akıldışı uygulamalarla kenti geri döndürülemez biçimde tahrip ediyor… Yaşam kalitesinin yerlerde süründüğü kentte, en küçük bir hizmeti almak bile haram sayelerinde… Hepsi el ele vermiş “Terk edin bu kenti, ne işiniz var buralarda?” diyor… Akdemir, Yılmaz, Aslankılıç gibi ufuksuz, vizyonsuz, ışıltısız insanların yüzünden cehenneme dönüyor hayatımız… Bizeyse öfkeden deli olup, olası kalp spazmına karşı kendimizi korumak kalıyor…